Tekirdağ'ın Ergene ilçesinde 2021 yılında 7 kişinin hayatını kaybettiği, 25 kişinin de yaralandığı tren katliamına ilişkin 13 sanıklı davanın duruşması 19 Temmuz'a ertelendi. Sanık Turgut Kurt, o dönem kendisinin de görev yaptığı TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü'nde Bakım Müdürü olarak çalışan Mümin Karasu’yu suçlayarak “Mümin Karasu’nun talepleri reddetme yetkisi vardı. Biz yeni makine talep ettik ve taleplerimizi reddetti. Allah’a emanet yapıyorduk” dedi.

Çorlu tren katliamı davası ertelendi
Fotoğraf: ANKA

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018’de meydana gelen ve 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren katliamına ilişkin davanın duruşmasının 19 Temmuz’a ertelendi.

Davanın 14’üncü duruşması, bugün Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

Katliamın olduğu günde TCDD 1. Bölge Müdürlüğü Bakım Servisi’nde jeoloji mühendisi olarak görev yapan Yasin Baba, SEGBİS ile katıldığı duruşmada;katliamdan önce menfezdeki hat kesimi ile ilgili kendisine bilgilendirme yapılmadığını söyledi. Baba, katliamdan önce hazırlanıp iptal edilen bakım programı ihalesinin ise ödenek yetersizliği nedeniyle yapılmadığını anlattı.

Yine katliamın olduğu dönemde Edirne Demiryolu 15. Bölge Bakım Müdürü olarak görev yapan Tuncay Kahraman da tanık olarak dinlendi. Katliamdan bölgesinin kendi alanı olmadığını öne süren Kahraman, katliamdan önce Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine de günlük olarak bakılmadığını belirtti. Kahraman, katliamdan sonra personel eksikliğinin giderilmesine yönelik talepte bulunduğunu dile getirdi.

"KENDİLERİNİ KURTARMAYA ÇALIŞIYORLAR, BUNLAR HİÇBİR ŞEYE VAKIF DEĞİLLER"

Oğuz Arda Sel’in dedesi Mehmet Öz de duruşmada söz alarak, “Hiç kimsenin hiçbir şeyden haberi yok. Geliyorlar, gidiyorlar, görev yapmıyorlar. Kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Bunlar hiçbir şeye vakıf değiller. Ceplerini doldurma amaçlı gelmişler. Sinirliyim. 5 senedir adalet arıyoruz. Ben beddua edemeyeceğim de kim edecek? Sonuç yok” dedi.

"İNSANLARI ÖLÜME TERK EDİYORLAR"

Oğlu Serhat Şahin’i katliamda yitiren Hüseyin Şahin de “Ben Türkiye’de olan şeyler için adaletimize bakmak istiyorum. Dün sel oldu, insanlarımız öldü. 40 gün önce deprem oldu, insanlarımız öldü. İnsanları ölüme terk ediyorlar. Bu ihalelere nasıl giriyorsunuz? Direkt içeri girmeleri lazım. Adaletli olmanızı istiyorum” diye konuştu.

"AFETLER FELAKETE DÖNÜYORSA SİSTEM ÇÖKMÜŞTÜR"

Çorlu tren katliamında kızını, yeğenini ve kardeşlerini kaybeden Zeliha Bilgin, “Biz dört mevsimi yaşayan bir ülkede yaşıyoruz. Bu afetler felakete dönüşüyorsa sistem çökmüştür. Benim kıyametim 2018’de koptu. Allah belalarını versin. Adalet istiyorum” tepkisini gösterdi.

"BU ÜLKEDE ADALET, ESARET ALTINDA"

Çorlu katliamında oğlu Oğuz Arda Sel ile eski eşi Hakan Sel’i yitiren Mısra Öz de mahkemede şöyle konuştu:

“5 yıldır gidip geliyoruz. Bu yargılama ileriye gitmiyor. Evladı öldürülmüş bir anne olarak bu yanıtlardan tatmin olmuyorum. Bu insanlar tutuklu yargılanmadığı müddetçe biz bu davada 33 duruşma daha görmeye devam ederiz. Bu ülkede adalet, esaret altında. Biz artık bu kişilerin bu şekilde yargılanmalarını istemiyoruz. Hepsi haram para yiyor ve potansiyel katiller.”

"KONTROLLERİ ALLAH’A EMANET YAPIYORDUK"

Katliamın yaşandığı zaman TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14’üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü’nde müdür olarak görev yapan Turgut Kurt, duruşmada söz alarak, “Bakım Müdürü Mümin Karasu’nun talepleri reddetme yetkisi vardı. Biz yeni makine talep ettik ve taleplerimizi reddetti. Allah’a emanet yapıyorduk. Benimle olan çözemediği bir şey var” suçlamasını yaptı.

GENEL MÜDÜRLÜK GÖREVLİLERİNİN DAVAYA DAHİL EDİLMESİ REDDEDİLDİ

Sanık avukatları, TCDD Genel Müdürlüğü görevlilerinin de davaya dahil edilmelerini talep etti. Heyet, talebi reddetti.

DURUŞMA 19 TEMMUZ’A ERTELENDİ

Ara kararını açıklayan mahkeme; müşteki Dilek Soydan'ın beyanının alınmasına ve dava konusu olayın meydana geldiği tarihte TCDD 1. bölge Müdürlüğü'nün olay günü nöbetçi bulundurup bulundurmadığına yönelik raporlar hakkında müzakere yapılmasına karar verdi.

Ayrıca bir kısım sanık müdafi ve katılanlar vekilinin bilirkişi taleplerinin bazıları kabul edildi. İtiraz ve talepler incelenecek. Sanıklardan Celalettin Çabuk dışındaki sanıkların adli kontrol şartları ise devam edecek.

Mahkeme, bu kararların ardından duruşmayı 19 Temmuz 2023 tarihine erteledi.

ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA

Duruşmanın 19 Temmuz’a ertelenmesinin ardından aileler, adliye önünde açıklama yaptı.

Katliamda oğlu Oğuz Arda Sel ile eski eşi Hakan Sel’i kaybeden Mısra Öz; sanıkların ve tanıkların ifadelerinin, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) üst düzey yöneticilerine işaret ettiğini söyledi.

Devlet Demiryolları yönetiminin bu katliamdan sorumluğu olduğunu ifade eden Öz, "Ortadaydı bugün verilen beyanlarda. Biz aileler olarak kaç duruşma daha göreceğiz, bilmiyoruz. Bunu içeride dile getirdik. Söylediğimiz tek bir şey var. Aldığımız cevaplar bizi, aileler olarak tatmin etmiyor. Sanıkların ve tanıkların verdiği cevaplar, mahkeme heyetini nasıl tatmin ediyor bilmiyorum, ama Türkiye’deki bu cezasızlık politikası, bu şekilde devam ettiği müddetçe bizim gibi milyonların canı yanıyor. Bunu da dile getirdik içeride. Bu ülkede daha fazla canların yanmaması için, birilerinin ölmemesi için bu tür katliamların davalarının sorumluluğu, içerideki mahkemeyi yöneten heyetin omuzlarındadır. Bunu da dile getirdik. Birtakım taleplerimiz oldu ve tabii ki hakkında takipsizlik kararı verilen yöneticilerle ilgili yeniden itirazımız oldu. Kabul edilmedi, reddedildi. Biz davamızın peşindeyiz. Dava 19 Temmuz’a ertelendi. 19 Temmuz’a kadar yapılacak olan şeylerin ardından ben biliyorum ki ve inanıyorum ki, biz peşini bırakmadığımız müddetçe Çorlu katliamının gerçek sorumluları yargı karşısına getirilecek" dedi.

"TAKİPSİZLİK KARARINI ANAYASA MAHKEMESİ’NE TAŞIYACAĞIZ"

Çağdaş Hukukçular Derneği’nden (ÇHD) avukat Seda Şaraldı da katliama ilişkin yargılanmanın 4 kişi ile başladığını ailelerin ısrarı ile 9 kişiye yükseldiğini ifade derek "Biz bütün duruşmalar boyunca ve bugün dinlenen tanıkların ifadelerinde de gördük ki, bütün belgeler bize gösterdiler, dönemin TCDD Genel Müdürü, Genel Müdürlük teşkilatı bu davaya sanık olarak eklenmeden, bu dosyada gerçeğe ulaşmak, dosyada gerçek faillerin cezalandırılmasını sağlamak mümkün değil. Tanıklara ve sanıklara hangi soruyu yöneltirsek yöneltelim, aldığımız cevap, 'Genel müdürlüğün onayı olmadan bu denetim yapılamazdı', 'Genel müdürlüğün onayı olmadan bu işlemler yürütülemezdi' şeklinde oluyor" diye konuştu.

TCDD Genel Müdürü ve Genel Müdürlük Teşkilatı hakkında yaptıkları suç duyurusunun takipsizlikle sonuçlandığını kaydeden Şaraldı, şöyle konuştu:

"Bu takipsizlik kararını Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağımızı duyuruyoruz size. Bu yargılama bize gösterdi ki TCDD yol bekçilerini kaldırarak, eleman eksikliğine rağmen işçi almayarak, milyonlarca bütçesini turne raporlarına, eksikliklerin ve risklerin belirtilmiş olmasına rağmen altyapıyı yenilemeyerek, yağış takibi için bile ancak katliamdan sonra Meteoroloji ile görüşen Genel Müdürlük, bu katliamın aslen ve kasten sorumlusudur. Asıl sorumluların yargılanmasını talep ediyoruz biz. Asla vazgeçmeyeceğiz bu talebimizi yenilemekten.”

"ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ"

Avukat Deniz Özen de 5 yıldır adalet aradıklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“5 yıldır aileler dişleriyle, tırnaklarıyla kazıyarak bu dosyayı bugün olduğu noktaya getirdiler. Geldiğimiz noktada 4 yıllık bir bekleme sürecinin ardından İstanbul Birinci Bölge Müdürü ve müdür yardımcıları, bu dosyaya sanık olarak girdi. Bu başarıldı. Bu önemli ama yetmez. Bizim bir 5 yıl daha beklemeye tahammülümüz yok. Bugüne kadar gerçek sorumluluğun üst düzeyde olduğuna dair bütün sanıkların imâları, işaretleri vardı ama bugün bir kırılma yaşandı. Bu dosyada bir tanık dinlendi. Tanık Yasin Baba geldi. Kendisine, ‘Şu anda Türkiye’de böyle tehlikeli bir menfez varsa, bunu tespit etmek kimin görevidir’ diye sorduğumuzda, hiç tereddütsüz ‘Genel müdürlüğün görevidir’ dedi. ‘Bu iş bir projelendirme işidir, bunu ancak genel müdürlük yapabilir’ dedi. Bu, ilk defa bir TCDD yetkilisi tarafından bu kadar açıkça bu dosyada söylenmiş oldu. Bir kişi sıradan bir tanık değil. Bu kişi şu anda TCDD 1. Bölge Müdür Yardımcısı. Doğrudan kurum içerisindeki bir yetkilinin itirafıdır bu. Bu açıdan kritiktir. 19 Temmuz’da burada olacağız. 19 Temmuz’a kadar da sonrasında da gerçek sorumluların, genel müdürlük yetkililerinin, sadece onlar da değil, dönemin Ulaştırma Bakanı’nın, sadece o da değil, bu katliama yol açan bütün bu özelleştirme politikalarının raylarını döşeyenlerin de sanık sandalyesinde oturmaları için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.”

"TRENE BİNDİĞİNİZ ANDA HAYATINIZ RİSKTEDİR"

Oğuz Arda Sel’in dedesi Mehmet Öz, sanıkların verdikleri ifadelerde, demiryollarının ne kadar güvensiz olduğunu açıkladıklarını söyledi. Öz, “Şimdi bu kadar acı depremler yaşadık, sel felaketleri yaşadık, tren faciaları yaşadık. Vatandaşlarıma diyorum ki, trene binerken çok dikkatli olun. Trene bindiğiniz anda hayatınız risktedir. Ben bu uyarıyı bir vatandaş olarak yapma ihtiyacı hissettim” dedi.

Aileler duruşma öncesinde gerçekleştirdiği yürüyüş sırasında, katliamda yaşamını yitirenlerin resimlerinin yer aldığı “Adalet istiyoruz” yazılı pankartla “Hak, hukuk, adalet; kaza değil, cinayet”, “Çorlu’nun hesabı sorulacak” ve “Gün gelecek, devran dönecek. Katiller halka hesap verecek” sloganları attı. Duruşmanın yapılacağı yere ulaşan aileler, katliamda yaşamını yitirenlerin isimlerini okuyarak hep bir ağızdan “Burada” ve “Adalet istiyoruz” dedi.

Aileler, dava öncesinde Çorlu Santral’dan başlayarak “Adalet istiyoruz” yazılı pankartla ve “Gün gelecek, devran dönecek. Katiller halka hesap verecek” sloganlarıyla duruşmanın yapılacağı salona kadar yürümüştü.

Fotoğraf: ANKAFotoğraf: ANKA

(ANKA)