Maske takmanın sadece bir dereceye kadar koruma sağladığını biliyoruz, çünkü virüs gözler gibi vücut sıvısına karışabildiği yerlerden enfekte etme özelliğine sahip

Coronavirüs 2019-nCoV: Yeni küresel sağlık tehdidi

Dünya yeni bir sağlık sorunu ile karşı karşıya. 2019 yılının Aralık ayında Çin’in Hubei eyaletinde ortaya çıkan yeni bir korona virüsü (coronavirus, CoV), ocak ayı sonu itibarıyla 10 bine yakın kişide teşhis edildi ve şimdiden 213 kişinin yaşamını yitirmesine yol açtı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), son 10 senedeki H1N1 (2009), çocuk felci (2014), Zika (2015), ve Ebola (2014 ve 2018) epidemiklerinden sonra bu sefer de korona virüsü için bir küresel acil durum çağrısı yaptı (1). Enfekte hastaların yüzde 97’si Çin’de olsa da virüsün insandan insana bulaşabilme özelliği nedeniyle bu çağrının yaratacağı teyakkuz hastalığın dünya genelinde daha da ilerlemesini önleme adına büyük önem arz ediyor.

Korona virüsler, genetik materyal olarak DNA yerine RNA taşıyan ve bu nedenle enfekte ettikleri hücrede hızlıca kendi proteinlerini yaparak kendilerini yenileyen bir virüs tipi. Kapsit denen dış yüzeylerindeki uzantıların taç şekline benzemeleri nedeniyle bu ismi alan korona virüsü, bu uzantıları kullanarak hücrelerin yüzeyindeki proteinlere bağlanmakta ve hücre içine giriş yapabilmekte. Özellikle üst solunum yollarını etkileyen korona virüslerinin bilinen 26 çeşidi var. Daha önce büyük sağlık sorunlarına yol açan SARS ve MERS de korona virüsü ailesinden. Çin’de tanımlanan yeni virüse henüz bir isim verilmedi, bu nedenle 2019-nCoV (yeni korona virüsü) deniyor.

Salgının başlamasının ardından birçok laboratuvar bu virüsün yapısını anlamak için RNA baz dizilimini araştırmaya koyuldu. Bu konuda ocak ayı içinde 50’den fazla makale yayımlandı (2). Wuhan Viroloji Enstitüsü’nün 23 Ocak’ta yayımladığı çalışmasında 2019-nCov’un 2013 yılında izole edilen yarasalardaki korona virüsüne yüzde 96 benzerlik gösterdiğini söyledi. Bu, virüsün yarasalardan insana geçtiğine dair bir destekleyici bilgi. Evrimsel olarak 2019-nCoV, dizi analizine göre SARS’a yüzde 89 benziyor (3). Bu sonuçlar, yarasalarda değişime uğramış virüsün insana adapte olduğu şeklinde okunabilir. Asıl tehlike de burada başlıyor.

Korona virüsün kaynağı henüz kesin değil

Virüsün insana ilk olarak nasıl bulaştığı ile ilgili çeşitli hipotezler var. Filogenetik araştırmalar devam ediyor ve henüz tam bir tanı yapmak mümkün değil ancak eldeki veriler 2019-nCoV’un yarasalardan insana geçtiğine işaret ediyor. SARS Çin’in Yunnan eyaletindeki bir yarasa türünden, MERS ise büyük ihtimalle develerden insana geçmişti. Bu geçiş yemek alışkanlıkları ile ilgili olabilir ancak bilinen başka yollar da mevcut. Dolayısıyla korona virüsünün kaynağı hâlâ soru işareti. Fakat neredeyse kesin olan, SARS, MERS ve 2019-nCoV’un yarasa virüsleri oldukları.


Virüslerin insandan insana geçiş özelliklerini belirten epidemiyolojik endekse R0 deniyor (reproductive ratio). Temelde, enfekte olan ancak semptom göstermeyen bir hastanın (hastalığın kuluçka dönemi) ortalama başka kaç kişiyi enfekte edebileceğini gösteren bu belirteç, Ebola’da 2, genel grip virüsünde 2.5, SARS ve HIV’de 3.5, çocuk felcinde 6, kızamıkta 15 olarak belirlenmişti. 2019-CoV için bu rakam eldeki sınırlı verilere göre 4 (4). Havadaki sıvı parçacıkları ile taşınabildiği için bu rakam önemli bir riske işaret ediyor. Epidemik virüslerin popülasyon içinde etkisini göstermesi bir süre alabilir.
coronavirus-2019-ncov-yeni-kuresel-saglik-tehdidi-682903-1.
Enfeksiyonun yayılmasını önlemek büyük öneme sahip

CoV’un kuluçka döneminin iki hafta olduğunu düşündüğümüzde henüz hastalığın tepe noktasına gelmediğini söyleyebiliriz. Çin’de hızla yayılan virüs sadece son 24 saatte (29-30 Ocak arası) enfeksiyon vakalarını yüzde 25.7 (7816’dan 9821’e), ölüm vakalarını da yüzde 102.9 (105’ten 213’e) artırmış durumda (5). Şu anda Çin’de ve dünyada kuluçka döneminde olan kaç enfekte hasta olduğu bilinmemekte. Yılda yaklaşık 45 milyon insan normal grip virüsünü kapıyor ve 65 bin kişi yaşamını kaybediyor. Bu yüzde 0.14’lük bir oran. SARS için bu rakam yüzde 9.6 idi (8096 enfekte hastada 774 ölüm). Eğer tahminler doğruysa 2019-nCoV için bu oran yüzde 2.2. Şu anda enfekte hasta sayısı az, ancak virüs 1 milyon kişiye yayılırsa bu tahmin 22 bin kişiye tekabül edebilir. Şu anda tamamen karantina altına alınmış olan Wuhan kentinin nüfusu 11 milyon. Dünya üzerinde virüsün görüldüğü ülkelerin toplam nüfusu 2 milyarın üzerinde. Dolayısıyla enfeksiyonun yayılmasını önlemenin ne kadar önemli bir çaba olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. CoV vakalarıyla ilgili bilginin hemen ve açık bir şekilde kamuoyuyla paylaşılması burada çok önemli bir etken. Çin’in virüs salgınını bir süre gizli tutması büyük tepkiye yol açmıştı (6). Ölüm vakalarının az olması şu an için sevindirici. Ancak enfeksiyonun yayılmasının artması riskinin olduğunu da eklemeliyiz. Çünkü hafif semptomlu hastalar, hastalıklarının farkında olmayabilecekleri için toplum içinde istemsiz şekilde başkalarını enfekte edebilirler. Salgınlardaki bu olguya süper-yayıcı (super-spreader) teorisi denmekte (7).

Salgının semptomları griple benzeşik

SARS ve MERS’den bildiğimiz kadarıyla korona virüsleri yüzeylerde çok fazla yaşama şansına sahip değiller. Eğer 2019-nCoV da bu şekilde ise enfeksiyon yolu sadece insanlarla temas ve havadaki damlacıklar. 2019-nCoV enfeksiyonunun semptomları hafif üst solunum yolları enfeksiyonu, öksürük ve nefes darlığı olarak belirtilmiş durumda. Ateş ise bazı kişilerde görülmeyebiliyor (örneğin çok genç ya da yaşlılarda veya ateş düşürücü alan hastalarda). Bu nedenle semptomlar açısından normal gripten bir farkı yok. Maske takmanın ise sadece bir dereceye kadar koruma sağladığını biliyoruz çünkü virüs vücut sıvısına karışabildiği yerlerden enfekte etme özelliğine sahip olabilir (örneğin gözler). Genel hijyen kurallarına uymak ve hasta olabileceği düşünülen kişilerden uzak durmak en etkili korunma yolu. Teşhis için bazı tanı yöntemleri geliştiriliyor. CDC, sağlık uzmanları için bu konuda bir bilgi bülteni ve protokol hazırladı (8). Halihazırda bu virüse özgü bir ilaç ya da aşı bulunmamakta. Son olarak, birçok araştırma merkezinin ve bilimsel derginin bilimsel bilginin hızlı yayılması ve virüse karşı bir tedavi geliştirilebilmesine katkı sağlama çabalarının altını çizmek gerekiyor. Bilimsel bilgi açık ve paylaşılır olduğunda insanlık için kullanılabiliyor. Sağlık personelleri ve bilim insanlarının katkısını bir kere daha belirtmekte fayda var.
coronavirus-2019-ncov-yeni-kuresel-saglik-tehdidi-682904-1.
Önümüzdeki haftalarda virüsün akıbeti belli olacak

Önemli bir sağlık sorunuyla karşı karşıyayız. Bunu kabul etmemiz ve komplo teorilerinden uzaklaşmamız gerekiyor. Hastalığın yapısı ve yaygınlaşmasına yönelik bilinmezler ve tahminler ışığında, önümüzdeki birkaç hafta salgının kontrol altına alınıp alınamayacağını ve virüsün epidemiyolojik yapısını bize gösterecek. Eğer tıbbın ve bilimin ışığında hijyen ve önleme metodlarını benimsersek Kara Veba gibi bir felaketle karşılaşmayacağımız kesin.

(1) https://tinyurl.com/rjdtx2k
(2) https://www.nature.com/articles/d41586-020-00253-8
(3) https://www.biorxiv.org/content/10.1101/2020.01.24.919183v1
(4) https://www.biorxiv.org/content/10.1101/2020.01.23.916395v2
(5) https://www.worldometers.info/coronavirus/
(6) https://www.hrw.org/news/2020/01/30/china-respect-rights-coronavirus-response
(7)https://www.sciencedirect.com/topics/medicine-and-dentistry/super-spreader
(8) https://www.cdc.gov/coronavirus/2019-nCoV/lab/index.html

cukurda-defineci-avi-540867-1.