Covid-19 gerçekleri

DR. MUSTAFA ADIGÜZEL
CHP Ordu Milletvekili

Türkiye’de salgın ile mücadelede açıklanan rakamlar manipülatif olup gerçek vaka ve ölüm sayıları açıklananın çok üstündedir.

Tüm Türkiye’deki doktorlar; klinik ve röntgen bulguları Covid-19 zatürresi ile uyumlu ama testi negatif bulunan yüzlerce vakadan bahsediyorlar. Bakan, sadece pozitif olanları veriyor, bu vakaları sayılara bilerek dâhil etmiyor.

Ölüm sayıları da aynı şekilde... Test sonucu negatif gelen ancak gerçekte koronavirüs olan hastalar ile test sonucu henüz gelmeden ölen hastalar da kayıtlara sadece pnomoni (zatürre) olarak geçiyor. Bunların sonradan test sonucu pozitif çıksa bile Aytaç Yalman vakası gibi üstünde durulmaz ise sayıya dâhil edilmiyor. İl bazında vaka sayısı ve ölen isimleri açıklanmadığı sürece gerçek sayılar bilinmeyecektir.

Vaka ve ölüm sayısındaki bilgi sızdırılmaması için alınan önlemler Covid-19 karantina önlemlerinden daha sıkıdır. Hastanın test sonucunu o serviste çalışan hemşirenin bile görme şansı yoktur.

Sağlık Bakanı üzerinde olan dini, kültürel ve ekonomik baskılar nedeniyle süreci iyi yönetemiyor.

Türkiye’deki vaka artışından, umreye gidişlerin zamanında durdurulmaması, dönüşte de umrecilere evde takip gibi bir ayrıcalık tanınması, İran’dan on binlerce kişinin kontrolsüz geçişine izin verilmesi sorumludur. Hükümet bu süreçteki özellikle dini ve ekonomik hassasiyetleri öne alarak yaptığı bu hayati hatalar ortaya çıkmasın diye sayıları ağırdan alıyor ve il bazında ayrıntı paylaşmıyor.

Hükümet adeta salgın sürecini ve bugünü değil, salgın sonrasını, sürecin ekonomik boyutunu öne alarak kararlar almakta, manipüle düşük vaka ve ölüm sayıları ile siyasi rant oluşturmaya çalışırken insanların sağlığını hiçe saymaktadır.

Spor alanında ekonomik öncelikler nedeniyle yöneticiler, kulüplerin ve sporcuların federasyon başkanı gibi değil, yayıncı kuruluş ve bahis şirketlerinin CEO’su gibi davrandılar. Hem sporcu sağlığını hem de kulüplerin çıkarlarını tehlikeye attılar. Sağlık bakanı ve bilim kurulu müdahale etmedi, edemedi.

Tanı testini zamanında yeterli sayıda yapmadılar. Test son zamana kadar sadece Ankara’da tek merkezde az sayıda yapılıyordu. 48 saat içinde çalışılması zorunlu olan numune çok uzak mesafelerden geliyordu. Test isteme kriterleri çok dar tutulmuştu.

Birçok hastanede koruyucu malzeme, maske, gözlük, eldiven, test kiti hatta alkol yok. Sağlık Bakanı, kamera karşısına geçiyor. Millet ne diyecek diye bakarken, o Maliye Bakanı ile Cumhurbaşkanı’na güzelleme yapıyor.

Memleketi 2 gün Hatay Valisi yönetti, ondan sonraki 32 gündür de Sağlık Bakanı yönetiyor. Erdoğan kaç gün sonra ortaya çıktı? 65 yaş üstüne maske ve kolonya ile tribüne oynarken; Kızılay, Erbil’e 30 bin maske gönderirken, bazı hemşire ve doktorlar maske olmadığından karantina altına alındı.

Çin’deki ilk vakadan ülkemizdeki ilk vakaya kadar 70 gün avantajı iyi kullanamadık. Önümüzde Güney Kore ve Çin gibi iyi örnekler ile İtalya ve İran gibi kötü örneklerden de yararlanamadık.

Bundan sonrası için en büyük sorun, vaka sayısı 50 binden sonra solunum cihazı krizi olacaktır. Yerli üretimi mümkün olan bu cihazların üretiminin artırılması gerekmektedir. İtalya’daki gibi hasta tercih etmek ve solunum cihazı eksikliğinden hasta kaybetmek durumunda olmayalım.

Özel hastaneler dâhil tüm hastaneler pandemi hastanesi ilan edildi. Ancak ne sağlık sektörü ne de çalışanları için hiçbir iyileştirme yok. Hastaların her yerleşim biriminde tek hastanede toplanması, diğer hastanelerde tetkik ve teşhislerinin yapılabilmesi yeterlidir. Diğer hastaları da riske atmamak ve hizmette devamlılık için bu yöntem izlenmelidir.

“Sağlıkçılar ek ödemelerini tavandan alacak” açıklaması tam bir aldatmacadır. Sağlıkta çalışan hizmetliler, servis ve gündüz birimlerde çalışan hemşireler ek ödeme alamıyor. Bir düzenleme olacaksa sağlık çalışanlarının hepsine olmalıdır.

Ekonomik sıkıntı içindeki seyyar satıcı, işportacı, gündelikçi, inşaat işçisi, kağıt toplayıcısı gibi günübirlik geçinen vatandaşlarımıza evlerinde kaldığı süre içerisinde her türlü barınma, ayni ve nakdi yardımın ulaştırılması elzemdir. Birçoğunun evine götürecek ekmeği, çocuğuna alacak mama ve bez parası yoktur. Yine, evde bakıma muhtaç çok sayıda insanımızın da genel ve yerel yönetim tarafından hızlıca tespit edilip tüm ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir.