İSİG Meclisi raporuna göre Covid-19 nedeniyle ölenlerin yüzde 95’i emekçilerden oluştu. Covid-19 nedeniyle yaşanan iş cinayeti sayısı ise en az 861. Üstelik bu sayının içerisine çiftçiler ve göçmenler dahil değil.

Covid’den en çok işçiler ölüyor

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) Salgının 1. Yılı raporuna göre 11 Mart 2020-10 Mart 2021 arasında en az 861 işçi Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi. Raporda devletin Covid-19 nedeniyle ölen işçi verilerini paylaşmadığı da hatırlatarak tespit edilenden çok daha fazla ölüm yaşandığı aktarıldı. Raporda şu ifadeler yer aldı: “Neredeyse bildiğimiz göçmen işçi ölümü yok. Oysa çalışan nüfusun neredeyse yüzde 10’una yakını göçmen. Yine bildiğimiz hiç çiftçi ölümü yok. Yine bazı şehirlerden hiçbir bilgiye ulaşamadık. Diğer yandan ulaşabildiğimiz bilgilere bakınca faal çalışanlar ve bir önceki emekçi kuşağı (emekliler) Covid-19 nedenli ölümlerin yüzde 95’inden fazlasını oluşturuyor.”

2019 yılında meydana gelen iş cinayetlerinde 1729 emekçi hayatını kaybetti. Salgınla geçen 1 yılda sadece Covid-19 kaynaklı iş cinayetleri bir önceki yılın toplam iş cinayeti sayısının neredeyse yarısı.

covid-den-en-cok-isciler-oluyor-854699-1.

COVİD-19 367 SAĞLIKÇIYI ARAMIZDAN ALDI

Covid-19 ölümlerinin işkollarına göre dağılımında ilk sırada sağlık ve sosyal hizmetler emekçileri yer aldı. Salgının başından bu yana çetin bir mücadele içerisinde olan sağlık emekçilerinin çalışma koşulları düzeltilmediği gibi ek ödemelerde de haksızlıklar yapıldı. Salgının başında maske, gözlük gibi envanterlerin sağlanmasında sorunlar yaşandı. Kadrolar artırılmadı. Emekçiler aralıksız 36 saate varan sürelerde çalışmak zorunda kaldı. Tüm bunların sonucunda da bu işkolunda 367 emekçi ne yazık ki Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi. Üstelik tüm taleplere rağmen Covid-19 meslek hastalığı ve Covid-19 ölümleri ise iş cinayeti sayılmadı. Oysaki salgının kırıp geçirdiği birçok Avrupa ülkesinde bu emekçilere bu hakları haklarını elde etti. Ancak Türkiye’de Sağlık Bakanlığı bu talebi ısrarla görmezden geldi. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı hekimlerin köklü kuruluşu Türk Tabipler Birliği’nin kapatılmasının tartışıldığı çirkin saldırılara dahi kulaklarını tıkadı.

Raporda şu ifadelere yer verildi: “TTB ile farklı sağlık emekçisi ölümü açıklıyoruz. Bunun nedeni ölümlerde çalıştıkları işkollarını baz almamız. 367 sağlık emekçisinin yanında başka işkollarında kaybettiğimiz 6 sağlık emekçisi arkadaşımız daha var. Yine faal çalışanları baz aldığımız için kayıtlarımızda emekli olan sağlıkçılar yok.” Covid-19 ölümlerinde 2’nci sırada ticaret, büro, eğitim, sinema işkolu yer aldı. Bu iş kolunda ne yazık ki 228 emekçi yaşamını yitirdi. Salgın sırasında plansızca çıkarılan yapılandırmalar, ücretsiz izinlilere verilen sefalet ücretinde yaşanan bürokrasi, kısa çalışma ödeneği prosedürleri gibi pek çok etken nedeniyle vergi dairleri, İŞKUR gibi pek çok kamu kurumunda bürolar doldu taştı. Hem yurttaşların hem de büro emekçilerinin sağlığı ciddi tehdit altında kaldı. Sendikaların çağrıları dikkate alınmadı. Bürokratik işlerin kolaylaştırılması yönünde adım atılmadı. Salgının birinci yılında Covid-19 nedenli iş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerin 724’ü ücretliler ve 137’si kendi nam ve hesabına çalışanlar. Yani ölenlerin yüzde 84’ünü ücretlilerden oluştu. Ölenlerin 767’si yani yüzde 89,09’u ise sendikasız işçiler.

Rapordaki veriler yüzde 34’ünü ulusal basından yüzde 66’sını ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, sağlık meslek örgütleri, sendikalar, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve yerel basından elde edilen bilgilere dayanarak tespit edildi.