Sosyalist Güç Birliği, rejimin 20 yıllık yıkımına karşı çözümün düzen içi alternatiflerin dışında olduğunu vurguluyor. Seçimle sınırlı bir ittifak olmadıklarını ifade eden birlik üyeleri “Çözüm, örgütlü halk muhalefetinde” diyor. İkili bir görevle karşı karşıya olduklarını ifade eden birlik üyeleri, “Birincisi seçimle bu iktidardan kurtulmak ikincisi, sandık odaklı siyaseti aşarak ülkedeki tahribatı onaracak kökten bir dönüşümü sağlamak” olduğunu ifade ediyor.

Çözüm halk muhalefeti
Ekonomik kriz ve geçim sıkıntısına karşı binler pek çok kez sokaklara döküldü. (Fotoğraf: Depo Photos)

Mehmet Emin KURNAZ

Ülkemizin geleceğine birlikte sahip çıkıyoruz” çağrısı ile geçtiğimiz hafta kuruluşunu ilan eden Sosyalist Güç Birliği, Saray rejimine karşı düzen dışı bir alternatif olma iddiası ile yola çıktı. SOL Parti, TKP, TKH ve Devrim Hareketi’nin yanı sıra çok sayıda sanatçı, aydın ve akademisyenin imzacısı olduğu birliğin hangi ihtiyaçtan kurulduğunu, hedeflerini ve diğer ittifaklardan kendini ayırdığı başlıca noktaları, birliğin sözcüleri ve imzacıları ile konuştuk. Birlik, ülkenin kaderini etkileyecek önümüzdeki seçimin yanı sıra seçimleri de aşan bir noktadan iktidarın 20 yıllık yıkımına karşı kökten bir değişim hedefi için yola çıktıklarını vurguluyor. Birliğin imzacı ve temsilcisi isimler, sadece Meclis’e odaklı, milletvekilliği hesaplı ittifakların mevcut düzene alternatif olamayacağını da ekliyor.

BİRLİĞİN YÜRÜTÜCÜ HEYET ÜYESİ İSMAİL HAKKI TOMBUL: 4 PARTİYLE SINIRLI DEĞİL

Ülkenin önceliği AKP-MHP ittifakından kurtulmaktır. Ama bu sadece seçimle sınırlı olmaz, aynı zamanda AKP’nin inşa ettiği rejimin tahribatlarını bütünüyle geri çevirmekle mümkün. Kuşkusuz seçimler önemli ama seçimi de aşan bir mücadele platformu gerekiyor. İşte Sosyalist Güç Birliği böyle bir ihtiyaçtan ortaya çıktı. Birlik, 4 partinin girişimleriyle başladı ama bu girişimi dört partiyle sınırlamak doğru değil. Bugüne kadar ülkede ciddi mücadele yürüten mühendis, mimar hareketinin temsilcileri, sağlık emekçileri hareketinin temsilcileri, deresine toprağına sahip çıkanların temsilcileri, kadın hareketinin temsilcileri, yani toplumsal mücadeleyi temsil edenler, aydın sorumluğuna sahip kişilerin de çabasıyla geniş bir platform olarak ortaya çıktı. Önümüzdeki dönemde "Türkiye’de ciddi bir devrimci dönüşüme ihtiyaç var" diyen tüm toplumsal kesimleri kapsamayı önümüze hedef olarak koyuyoruz. Bunun için güç birliği, kuruluşu tamamlanan bir oluşum değil, bir çağrıyla henüz yeni başlayan bir oluşum. Bugün ülkede ikili bir görevle karşı karşıyayız, birincisi seçimle bu iktidardan kurtulmak ama onu da aşan biçimde ülkedeki tahribatı giderecek bir dönüşümü sağlamak. Bunun için de örgütlü bir halk muhalefeti yaratmak. Türkiye’de ittifaklar ise sadece seçimle ilintili olarak algılanıyor. Sosyalist Güç Birliği, kendisini sadece partilerle sınırlı bir ittifak olarak değerlendirmiyor. Bugün iktidarın seçimle gönderilmesi konusunda geniş bir mutabakat var. Ama asıl sorun iktidarın tahribatının, halktan alınanları halka tekrar vermenin ciddi bir mücadele gerektirdiği meselesi. Altılı masanın programı bu konuda yeterli gözükmüyor. Bu açıdan Sosyalist Güç Birliği altılı masadan bağımsız, devrimci bir dönüşüm için halk muhalefetini önemsiyor. Yine HDP etrafındaki ittifaklar, Sosyalist Güç Birliği’nin zaman zaman birlikte iş birliği yapabileceği yapılar. Ancak HDP etrafındaki ittifakın parlamento temsili paylaşımıyla, seçim programına baktığınızda bütünüyle sistem içi taleplerle sınırlı olan bir yaklaşım görüyoruz. Biz daha çok parlamento dışı muhalefete talibiz ve parlamento dışı muhalefeti örgütlemek için yola çıkıyoruz. Tabii ki parlamentonun olanaklarını reddetmiyoruz ama bu ancak güç birliğinin kendi gücüyle kazanabildiği oranda mümkündür. Biz milletvekili pazarlıkları, seçim pazarlıkları içerisinde olmadan Türkiye'de emekçi halkın taleplerini, laik, tam bağımsız, eşitlikten yana gerçek bir halk demokrasisini inşa edecek ilkelere sahip herkesle birlikte çalışmaya adayız.

cozum-halk-muhalefeti-1055742-1.

SİYASET BİLİMCİ GÜVEN GÜRKAN ÖZTAN: MECLİS SINIRLARI AŞILMALI

Yakın tarihimizin belki de en kritik dönemeçlerinden birine yaklaşıyoruz. İktidar bloku, her ne kadar kendi içinde çözülme emareleri gösterse de iktidarı kaybetmemek adına her türlü hamleyi yapmayı göze almış durumda.

İktidara gelmek için gün saydığını söyleyen 6’lı masa, sorunların çözümü için sandık gelene kadar sabredilmesi gerektiğini söylüyor. Seçim sonrasında sihirli bir değneğin mevcut problemleri bir çırpıda ortadan kaldıracağını düşünmemizi istiyor. Ancak bugünün yakıcı sorunları her geçen gün toplumda daha büyük bir tahribat yaratıyor. Bekleme tavsiyesi ve vaatler üzerine kurulu siyaset, kitlelerin taleplerinin ertelenmesinin yanı sıra seçime giden süreçte ihtiyaç duyulan toplumsal dinamizmi de olumsuz etkiliyor.

Sosyalist Güç Birliği, Saray rejimi ile mücadelenin yalnızca seçime endekslenmesinin risklerini gören, birikmiş sorunların salt bir hükümet sistemi değişikliğiyle ve restorasyon çabası ile çözülemeyeceğini ifade eden, laik-kamucu-bağımsızlıkçı politikayı merkezine koyan, emekten yana bir siyasi hattı örmenin aciliyetine vurgu yapan bir oluşum. Toplumsal muhalefetin büyütülmesinin, geniş kesimlerin siyasete katılımının sağlanmasının hem seçime giden süreçte hem de sonrasında tek sigorta olduğu gerçeğinden yola çıkılıyor. Sosyalistlerin omuz omuza vermesi, mevcut iktidarı değiştirme yönünde en geniş muhalefet ile dayanışma içinde olunmaması manasına gelmiyor. Meclis muhalefetini düzen için manevralarının ötesinde bir siyasi tahayyülü gündemde tutmayı, halkın talepleri ile Meclis muhalefet arasındaki açıyı halk lehine kapamayı başarabilir sosyalistler.

GAZETECİ-YAZAR ZÜLAL KALKANDELEN: LAİK BİR SINIF SİYASETİ ŞART

Türkiye’de karşı devrim süreci, 2002’den beri AKP ile birlikte büyük mesafe aldı. Laik Cumhuriyet topyekûn bir saldırı altında. Emekçiler, işçiler, kadınlar, LGBTİ üyeleri, aydınlanmadan yana olanlar başta olmak üzere toplumun büyük bölümü, temel haklarından yoksun bırakıldı. Gericilik, yoksulluk ve yolsuzluğun şahlandığı bu dönem, bağımsız, özgür, eşitlikçi ve laik bir ülke için güçleri birleştirme vaktidir. Düzen siyasetine teslim olmamak ve bunun karşısında yeni bir alternatif oluşturmak için antiemperyalist, kamucu ve laik bir sınıf siyasetini savunan parti ve oluşumların bir araya gelmesini çok önemsiyorum. Sosyalist Güç Birliği’nin, solun üzerinde uzun bir süredir hakim olan etnikçi, mezhepçi, liberal ve emperyalist dayatmadan kurtulması açısından tarihi bir önem taşıdığını düşünüyorum. Türkiye’de solun 1923 Devrimi’ni reddederek değil, onun üzerine sosyalist değerleri koyarak ilerleyebileceği; kendi bağımsızlık mücadelesini ve tarihi devrimci birikimini reddeden bir solun başarı kazanamayacağı gerçektir. NATO’ya hayır demek için, birliğin 2023 öncesinde kurulmuş olması, tarihi bir buluşmadır.

cozum-halk-muhalefeti-1055743-1.

SOL PARTİ BAŞKANLAR KURULU ÜYESİ İLKNUR BAŞER: SOSYALİST ÜLKE MÜMKÜN​

Bugün ülke işgal altında. Gençlerin, kadınların, emekçi halkın yaşamları emperyalizmle işbirliğindeki sermaye ve onun iktidarı tarafından işgal ediliyor. Önceki gün Aydın Mezeköy’de üretici köylülerin topraklarını sermaye adına gasp eden iktidarın kolluk güçlerinin karşısında direnenlerin, Fetihtepe’de, Tokatköy’de kendi evlerinden sürgün edilip çaresizliğe sürüklenen halkın, soruları cemaatlere servis edilip geleceği-düşleri çalınan gençlerin, okullarda yemek yiyemediği için bayılan çocukların, katledilen-hakları çalınan kadınların kendi elleriyle kuracağı ve yöneteceği sosyalist bir ülke mümkün. Laik, eşit ve antiemperyalist bir ülkede yaşamın hayalini dahi ipotek altına aldılar. Oysa emekçiler, kadınlar, gençler, doğa ve yaşam için dünyayı cennete çevirmek ne kadar olası. Milyonların örgütlü gücü dünyayı tersine çevirme potansiyeli olan tek güç. İşte sosyalist güç birliği, tüm seçeneklerin birbirinin muadili olduğu bu ülkede halkın kendi elleriyle kuracağı bir ülkenin kapısını işaret ediyor. Her şeyin alınıp satıldığı, insanların yalnızlaştırılıp, yabancılaştırıldığı kapitalist düzende birbirinin sığınağı olup dayanışma içinde, her türlü ezilme biçimi ve ayrımcılığı ortadan kaldırarak kollektif bir yasamı birlikte inşa edeceğiz.

cozum-halk-muhalefeti-1055744-1.

TKP GENEL SEKRETERİ KEMAL OKUYAN: GERÇEK ALTERNATİF YARATILMALI​

Sosyalist Güç Birliği, Türkiye’de düzen içi çözüm reçetelerinin emekçi halk için çare olmayacağına inanan devrimci güçlerin yan yana gelişi anlamına geliyor. Türkiye’de sol uzun bir süredir CHP ve HDP belirlenimli projelerin parçası haline getirilmek istendi ya da bunun dışındaki arayışların kadük kalacağı algısı yaratıldı. Herkesin tercihine saygı göstermekle birlikte Türkiye’de gerçek bir alternatifin yaratılmasının düzen içi çözümlerden uzak duran, ilkeli, tutarlı bir mücadeleden geçtiğini söylememiz gerekiyor. Sosyalist Güç Birliği, bu ihtiyaç doğrultusunda dört siyasi partinin birlikte hareket etme iradesi göstermesi anlamına geliyor. Sermaye egemenliğini sorgulayan, laik ve bağımsız Türkiye hedefini ikirciksiz bir biçimde gündemde tutan bir güç birliği, katılımcı partilerin aralarındaki farklılıklara rağmen önümüzdeki süreçte ülke siyasetine ağırlığını koyabilir. Hatta bu farklılıklar daha geniş kesimlere ulaşmayı kolaylaştırabilir de. Ortaklaştırılan ve bir yazılı metinle kamuoyuna açıklanan çerçeve kendi başına çok ciddi bir mücadele konusudur. Yaklaşmakta olan seçimlere kilitlenmeden, uzun vadede bir mücadele platformu Türkiye’de sosyalizm mücadelesi için büyük bir kazanım olacaktır.

cozum-halk-muhalefeti-1055745-1.

PROF. DR OĞUZ OYAN: YETERSİZLİKLER AŞILMALI

Sosyalist sol Türkiye’de nicel ve nitel potansiyelinin altında temsil ediliyor. Sosyalist hareketlerin parçalı yapısı bunun önemli bir nedeni. Bunun önemi, sol partilerin seçim sonuçları toplanarak anlaşılamaz. Çünkü soldaki dağınıklık, kendini sosyalist olarak tanımlayan veya tanımlamaya yatkın olan halk kitlelerinin güçlü bir çekim merkezi etrafında örgütlenmelerini engelliyor. Her seçimde ortaya çıkan veya beslenen "stratejik oy kullanma" kaygıları da bu temsil edilememe sorununu kalıcılaştırıyor. Sosyalist düşünce geniş bir etkileme alanına sahip olmayı sürdürüyor, ama burada dahi nitel potansiyeli kitlelere tam olarak yansıtılamıyor. Sosyalist Güç Birliği’ni aynı zamanda bu yetersizlikleri aşma mücadelesinin bir parçası olarak görüyorum. Daha önemlisi bunun ilkeli bir güç birliğinin etrafında başarılmasıdır. Böylece hem Türkiye gerçeklerine daha sağlam basılacak hem de gelip geçici bir güç birliğinden daha fazlası gerçekleşecek.

TKH GENEL BAŞKANI AYSEL TEKEREK: İNSANCA YAŞAM İÇİN

Bugün ekonomik kriz ortamında, Türkiye’nin sermaye ve AKP eliyle emperyalizme tam boy bağımlı hale geldiği bir dönemde emekçilerin talepleri ve arayışları ile sosyalistlerin programı ve hedefleri büyük bir örtüşme içerisindedir. Dolayısıyla, bu ülkenin gerçek sahibi olan emekçilerin sözünü ve sesini Türkiye solunun ve ilerici aydınların inisiyatif alarak yükseltmesinden daha doğal bir şey olamaz. Sosyalist Güç Birliği işte tam da bu ihtiyaç üzerine ortaya konulan kararlılığın adıdır. Meselenin diğer boyutu ise bu görevin, solun bağımsız hattının ortaya konularak hayata geçirilebileceğine dair olan gerçekliktir. Bugüne kadar Türkiye sosyalist hareketine hep başka güçlerin gölgesinde ya da kıyısında yer alması gerektiği vaaz edildi ve hatta bu durum hala devam ediyor.

cozum-halk-muhalefeti-1055746-1.

Örnek vermek gerekirse, geçmişte AKP destekçiliğinin bir numaralı aktörü olan liberaller ya da çeşit çeşit ‘yetmez ama evet’çiler, şimdi çıkıp AKP’ye karşı solun düzen muhalefetine destek vermesi gerektiğini anlatıp duruyorlar. Bu masallara karnımız tok. Sosyalist Güç Birliği böylesi bir ortamda düzen muhalefetinin CHP ve HDP üzerinden cisimleşen kanatlarının gölgesinden solun bağımsız bir kimlikle ortaya çıkışının adıdır.