Çözüm içermeyen Yeni Ekonomi Program

Yalçın Karatepe yalcinkaratepe06@gmail.com

Geçen hafta Merkez Bankasının yapmış olduğu 625 baz puanlık faiz artırımının özellikle kurlar üzerinde beklenen etkiyi yaratmaması ve kurların yeniden faiz artırımı öncesi seviyeye gelmesiyle birlikte gözler dün yapılan açıklamaya çevrildi.
5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 16. Maddesinde açıkça adı zikredilen “Orta Vadeli Program(OVP)”a ilişkin yapılan açıklama da öncelikle açıklanan şeyin aslında “OVP” olmadığı ve adının “Yeni Ekonomi Programı” olduğunu anlıyoruz. Çünkü OVP’nin nasıl hazırlanacağı ve duyurulacağı söz konusu kanunda açıkça belirtilmiştir.

‘Yeni Ekonomi Program (YEP)’
Dün açıklanan (YEP), 16 yıldan beri ülkeyi yönetmekte olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “kriz mriz yok” açıklaması yaparak ülkenin derin bir ekonomik krize girmekte olduğunu kabul etmemesine rağmen, aslında bir kriz olduğunun ve bunun ancak yeni bir ekonomi programıyla aşılabileceğinin itirafıdır.

Ekonomik büyümenin hızla yavaşlayacağının, işsizliğin artacağının ve enflasyonun yüksek seyredeceği bu programda açıkça itiraf edilmiştir.

2019 yılında %2,3, 2020 yılında ise %3,5 olarak tahmin edilmiş. Bu açıklamanın yapıldığı gün OECD Türkiye’nin 2019 yılı büyüme tahminini %0,5 olarak revize ettiğini duyurdu. Bu tahmin bile açıklanan programda yapılan büyüme öngörüsünün “çok iyimser” olduğunu göstermektedir.

İşsizlik rakamlarının önümüzdeki üç yıl boyunca artmaya devam edeceği, hatta 2018 yılı Haziran ayı için TÜİK tarafından açıklanan %10,2’lik işsizlik rakamının 2021’de bile tutturulamayacağını, bunun çok üstünde bir işsizlikle karşı karşıya kalacağımızı gösteriyor. Bakan Albayrak işsizlik rakamını 2019 için %12,1, 2020 için %11,9 ve 2021 için %10,8 olarak tahmin ettiklerini açıkladı.

Benzer şekilde enflasyonun da artarak devam edeceği anlaşılmaktadır. 2018 yıl sonu için tahmin ettikleri %20,8’lik enflasyon rakamı Merkez Bankası’nın 31 Temmuz’da yapmış olduğu yıl sonu enflasyon tahmini olan %13,4’lük seviyenin oldukça üzerindedir. Bu da gösteriyorki ekonomi yönetiminde bir koordinasyon durumu bile söz konusu değil. Belki bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MB enflasyon hedeflemesini tutturamadığı eleştirisiyle birlikte değerlendirmek gerekir.

Cari açığın milli gelire oranının önümüzdeki yıl %3,3 düzeyine düşeceğine ilişkin beklentinin de ekonomik durgunluğun aratacağının bir göstergesi olarak anlamak gerekir. Çünkü bunun sağlanması ağırlıklı olarak ithalatın azalması ile mümkün olacaktır ki üretimde %70’e yakın ithal girdi kullandığımızı düşündüğümüzde üretimde belirgin bir zayıflama olacağının itirafıdır.

Buraya kadar yazdıklarım aslında yeni ekonomik programın öngörülerine ilişkindir. Ancak yapılan açıklamada ülkenin ekonomik krizden nasıl çıkılacağına ilişkin çok fazla somut öneriler bulunmamaktadır.

En somut öneri kamu harcamalarında yaklaşık 60 milyarlık bir azalmaya gidileceği ve gelirlerin 16 milyar lira artırılacağına ilişkin açıklamadır. Burada sayılan önlemler; yatırımların 30,9 milyar, teşviklerin 13,7 milyar ve sosyal güvenlik harcamalarının 10,1 milyar lira azaltılacağıdır. Her ne kadar kamu harcamalarının azaltılması piyasaların beklentileriyle paralelsede... Ancak, Türkiye’de en son açıklanan 2018 yılı ikinci çeyrek büyümesinin ağırlıklı olarak kamu ve harcamaları ve vatandaşların tüketim harcamalarından ortaya çıktığını da göz önüne aldığımızda, kamu harcamalarında yapılacak kısıtlamaların ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyeceği ve açıklanan büyüme rakamlarının tutturulmasının çok güç olacağını göstermektedir.

Tasarruf halk sağlığını bozacak
Sosyal güvenlik harcamalarında 10 milyar liralık bir “tasarrufa” gidileceğinin duyurulması, artan ilaç ve sağlık maliyetleri de dikkate alındığında, vatandaşların sağlık hizmetlerinden yararlanmasında sınırlamalar olacağı ya da “katkı paylarının” ciddi şekilde artırılacağının bir göstergesidir.

Açıklanan program ekonomik krizden çıkabilmek için yapılması gerekenlere ilişkin beklentileri karşılamamıştır. Açıklama öncesi 6,13 liraya kadar gerileyen dolar, açıklama devam ederken 6,30’a kadar yükselmiş, bu yazının yazıldığı saatlerde artmaya devam etmiştir.

Beklentilerin karşılanmamış olması, yakın dönemde bu programda sık değişiklikler yapılmasına yol açacaktır.