Cumartesi Anneleri 1020. haftada, 31 yıl önce gözaltında kaybedilen 11 köylü için adalet istedi
Cumartesi Anneleri, 1020. hafta buluşmasında, 1993'te gözaltında kaybedilen 11 köylü için adalet istedi.
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1995 yılından bu yana Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, 1020'nci haftada, 31 sene önce Diyarbakır Kulp'ta gözaltında kaybedilen 11 köylünün akıbetini sordu.
Kayıp yakınlarının bu haftaki açıklamasını Nuray Çevirmen okudu. Açıklamada AİHM'in Türkiye'yi etkin bir soruşturma yürütmediği için mahkum ettiği, ailenin başvurularının Yargıtay tarafından görmezden gelindiği aktarıldı.
Bu haftanın açıklaması şöyle:
"8 Ekim-25 Ekim 1993 tarihleri arasında General Yavuz Ertürk Komutasındaki Bolu Tugayı tarafından yürütülen askeri operasyonda Kulp ve Muş’a bağlı dağınık köy ve mezralardan çok sayıda köylü gözaltına alındı. Askerlerin konuşlandığı Kulp Alaca köyü yakınlarındaki alana götürülen köylüler iki hafta kadar süren operasyon boyunca burada tutuldu. Bu süre içinde aileleri onlara yiyecek götürdü. Köylülerden bazıları süreç içinde serbest bırakıldı. Operasyonun son gününe kadar tutulan 11 köylüden ise bir daha haber alınamadı. Aileler, tüm ilgili mercilere yaptıkları başvurulardan bir sonuç alamadı. Diyarbakır DGM Başsavcılığı etkin bir soruşturma yapmadan 29 Nisan 1997 tarihinde dosyada takipsizlik kararı verdi. Oysa AİHM, 31 Mayıs 2001 tarihli kararında Türkiye’yi 11 kayıp kişinin ölümünden sorumlu olduğu ve etkili bir soruşturma yürütmediği için mahkum etti.
'KÖYLÜLERE AİT KEMİKLER BULUNDU'
Uzun süre boyunca yasak bölge ilan edilen Kepir mezrasında 2004 yılında insan kemikleri bulundu. Ailelerin ve İHD’nin çabaları sonucunda söz konusu kemikler Kulp Cumhuriyet Savcılığı tarafından İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Kimliklendirme çalışması sonucunda kemiklerin kaybedilen köylülere ait olduğu kesinleşti. Yapılan başvuru üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu iddiaları yerinde inceledi. Hazırladığı raporun sonuç bölümünde 'Komisyonumuz Bolu Komando Tugayı’nın düzenlemiş olduğu operasyon sırasında kimi kişilerin gözaltına alındığına ve daha sonra kaybolduklarına kanaat getirmiştir' denildi.
'AİLELERİN BAŞVURULARI REDDEDİLDİ'
Ailelerin ısrarlı başvuruları sonucunda 2013 yılında yeniden açılan soruşturmada Diyarbakır Savcılığı’nın düzenlediği iddianame mahkeme tarafından kabul edildi ve Tuğgeneral Yavuz Ertürk hakkında 11 kez müebbet ve 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ancak köylülere ait kalıntıların bir toplu mezarda bulunmasına, AİHM’in mahkumiyet kararına, TBMM Raporuna rağmen Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 19 Eylül 2018 tarihinde sanığın beraati ile sonuçlandı. Ailelerin istinaf başvuruları reddedildi. Bunun üzerine aileler temyiz talebiyle Yargıtay’a başvurdu. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, inceleme tamamlanmadan, evrensel hukuku yok sayarak 19 Mart 2024 tarihinde dosyada zamanaşımından düşme kararı verdi. Aileler, aynı yıl Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
'31 YILDIR DEVAM EDEN CEZASIZLIĞA SON VERİLSİN'
1020. haftamızda 11 köylünün gözaltında kaybedilmesi ile ilgili 31 yıldır devam eden cezasızlığa son verilmesini; maddi gerçeğin açığa çıkartılarak bu suçtan sorumlu olanların cezalandırılmasını talep ediyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; Mehmet Salih Akdeniz, Celi Aziz Aydoğdu, Behçet Tutuş, Mehmet Şerif Avar, Hasan Avar, Bahri Şimşek, Mehmet Şah Atala, Turan Demir, Abdo Yamuk, Nusreddin Yerlikaya, Ümit Taş için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz."
Kulp’ta gözaltında kaybedilen 11 köylü için Adalet İstiyoruz! #CumartesiAnneleri1020Hafta
— Cumartesi Anneleri (@CmrtesiAnneleri) October 12, 2024
https://t.co/ugUGaszVCd