Cumartesi Anneleri 678'nci kez toplandı; Hasan Ocak anıldı

ZEYNEP KURAY

Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Meydanı’ndaki 678’inci oturumda, gözaltında kayıplara karşı mücadelesinin sembol ismi Hasan Ocak anıldı. Cumartesi Anneleri’nin mücadelenin öncüsü olan Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak, oğlunun katillerini istediğini vurgularken, kardeşi Maside Ocak ise, “23 yıl önce Hasan’ı aramızdan aldıklarında onunla şenlenen evimizin neşesini de kayboldu” dedi.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetinin açıklanması ve belli olan katillerin yargılanması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda 678’inci oturumu gerçekleştiren Cumartesi Anneleri eyleminde, 21 Mart 1995 tarihinde gözaltında kaybedilen Hasan Ocak anıldı. HDP milletvekili Hüda Kaya, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, sinema sanatçısı Nur Sürer’in katıldığı anmada, “Failler belli, katiller nerede” yazılı pankart açıldı, Hasan Ocak’ın fotoğrafları taşındı ve sevdiği müzikler çalındı.

cumartesi-anneleri-678-nci-kez-toplandi-hasan-ocak-anildi-442927-1.

TANRIKULU: ‘EMİNE ANANIN YOLUNDA YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ’

Oturumda ilk konuşma CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu tarafından yapıldı. Neredeyse çeyrek yüzyıldır Galatasaray Meydanı’nın bir hafıza meydanına dönüştüğünü vurgulayarak sözlerine başlayan Tanrıkulu, “Bu meydan bir cesaret, bir dayanışma ve aynı zamanda da adalet için bir meydan okuma meydanı oldu” dedi.

Çok zor zamanlardan geçildiğini; her yerde adalet arandığını hatırlatan Tanrıkulu, bu zor zamanların ancak dayanışarak aşılabileceğini ifade etti. “Bu meydandan cesaret alan birçok yoldaşımız; birçok dostumuz var” diyen Tanrıkulu, “Biz her Cumartesi bu meydanda çoğalarak cesaret vermeye devam edeceğiz ve mutlaka ve mutlaka bu zulme, bu zalimliğe son vererek adaleti sağlayacağız. Emine ana burada dağ gibi büyüyor; hiçbir zaman da boyun eğmedi bizde onun yolundan hiçbir zaman boyun eğmeden yürümeye devam edeceğiz” dedi.

HASAN’I 52 GÜN BOYUNCA HER YERDE ARADI

Hasan Ocak gözaltında kaybedildiğinde sürecini takip eden insan hakları savunucusu Nimet Tanrıkulu söz aldı.

Gözaltına alındıktan sonra, 52 gün boyunca Hasan’ı her yerde aradıklarını belirten Tanrıkulu, Ocak ailesiyle birlikte Adlı Tıp Kurumu ve morga gidip cenazelere baktıklarını aktardı. Hasan Ocak’ın mezarlıktan çıkartıldığı anı hiç unutamadığını ifade eden Tanrıkulu, yaşananları şöyle anlattı:

“Çok dar bir yere üzerindeki kıyafetleriyle toprağa konulmuştu. Bu devletin sürekli tekrar ettiği “bizde yok, biz almadık” sözlerin tam tersiyle karşılaştık. Hasan gözaltına alınmıştı ve gözaltında gördüğü işkencelerin tüm izleri üzerindeydi. Elleri siyahtı, ayakkabı bağları boynundaydı. Biz Hasan’ı her yerde ararken devletin bundan haberi vardı. Hasan devletin elindeydi ama biz onu arıyorduk. Dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Hacaoğlu, “Benim devletin, benim askerim insan kaybetmez” demişti. Sonradan bunun için özür dilese de, bu devletin Türkiye ve Kürdistan’da insan kaybettiği en somut örneğini Hasan Ocak ile yaşandı bu ülkede.” Gözaltında kaybedenlerin bir gün yargılanacağını ve sorumluların hesap vereceğine inandıklarını vurgulayan Tanrıkulu, bu alanda bunun için mücadele ettiklerini söyledi.

CEZASIZLIK SÜRÜYOR

Ocak ailesi avukatı ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, verilen uzun soluklu hukuk mücadelesini anlattı.

Hasan Ocak’ın kaybına ilişkin Ankara ‘da hükümet düzeyinde pek çok girişimde bulunduklarını aktaran Yoleri, Hasan Ocak’ın gözaltında kaybedildiği kamuoyuna duyurmak için Ankara’da hem uzun süren bir açlık grevi hem de çeşitli eylemler yapıldığını hatırlattı. 52 gün sonra, “sağ aldınız, sağ istiyoruz’ sloganıyla yükselen talep maalesef kimsesizler mezarlığında başka bir aşamaya vardığına işaret eden Yoleri, bu 52 gün boyunca işlem yapmayan, suç duyurularını takip etmeyen savcılar, polisler hakkında çok sayıda suç duyurusunda bulunduklarını, ancak hepsinin takipsizlikle sonuçlandığına dikkat çekti.

Yoleri, devletin, bu ülkede insanlığa karşı işlenen suçların devam etmesinin en önemli etkenlerden birisi olan cezasızlığı o süreçte Hasan Ocak dosyasında ısrarla karşılarına çıkardığını kaydetti. Dosya hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye devleti hakkında ihlal kararı verildiğini belirten Yoleri, bu yargılama sırasında emniyet görevlilerin, jandarma ve savcıların görevlerini yapmadıkları ve gerçekleri gizlediklerine dair pek çok delilin ortaya çıktığını vurguladı. Yoleri, o günden bugüne AİHM’in ihlal kararına ve gizli tanık ifadelerinde Hasan Ocak’ın kaybedilmesinden Ergenekon davasında yargılanan kimi kişilerin suçlu olduğu açıklanmasına rağmen Hasan Ocak dosyasının hiçbir ilerleme kaydedilmediğine işaret etti. Savcılık geçen yıl dosyayı zaman aşımından düşürme kararı verdiğine dikkat çeken Yoleri, yapılan itiraz üzerine mahkeme takipsizlik kararını kaldırsa da 1 yıldır bir ilerleme olmadığını kaydetti.

ANNE OCAK: ‘23 YILDIR KATİLLERİ VE ADALET İSTİYORUM!’

Gülseren Yoleri’nin ardından söz alan Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak, 23 yıldır adalet aradıklarını ve katilleri istediklerinin altını çizdi. Konuşmakta zorlanan anne Ocak, “Biz bu adalet yolunda beraber çıktık ve beraber yürüyoruz. Ben 23 yıldır katilleri ve adalet istiyorum, başka bir şey istemiyorum” dedi.

HASAN ARDINDAN KALAN İKİ FOTOĞRAF

Ellerinde abisi Hasan Ocak’ın fotoğrafı ellinde söz alan Maside Ocak yaptığı konuşma duygulu anlar yaşattı. “Hasan’ın sofrasına hoş geldiniz” diyerek sözlerine başlayan Ocak, “ 23 yıl önce Hasan’ı aramızdan aldıklarında onunla şenlenen evimizin neşesini kaybettik. Hepimizin sığındığı limanı, dostumuzu, yoldaşımızı, Hasan’ımızı aldıklarından bu yana bizim hayatımızı belirleyen iki fotoğraf var. Biri elimizde tuttuğumuz Hasan’ın gülen yüzü; ailemizin gül yüzlü çocuğu. Hayatımızı belirleyen diğer fotoğraf ise Hasan’ı bulduğumuzda paramparça edilmiş yüzünün fotoğrafıydı; işkenceden geçirilmiş bedeninin fotoğrafıydı. O fotoğrafta insanlığın bitiğini, vicdanın öldüğünü, hukukun işletilmediğini anlatıyordu” diye konuştu.

cumartesi-anneleri-678-nci-kez-toplandi-hasan-ocak-anildi-442928-1.

‘BU KENTİN HER SOKAĞINDA İZİN VAR’

Her hafta buraya geldiğinde Hasan’ın geride bıraktığı izlerle karşılaştığını anlatan Maside Ocak, “Bu meydanın etrafındaki her tiyatro, her sinema salonunda Hasan ile biz izimiz var, bu kentin her sokağında Hasan ile bir anımız var, bugün sokaklarından geçerek geldiğim şehrin çocukları hala Hasan’ın cebinden çıkartıp onlara sakız ve şeker dağıtmasını bekliyor. Sadece biz değil, bu kente oynayan çocukların da, kenti dolduran dostları da Hasan’ı özlüyor…” dedi.

ERDOĞAN SÖZ VERMİŞTİ

Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak ise, 23 yıldır bu meydanda adalet aradıklarını hatırlatarak sözlerine başladı. Yıllar önce dönemin başbakanı bugünün cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kayıpları bulup katillerin yargılanacağına dair söz verdiğini vurgulayan Ocak, ama sözünü tutmak yerine bir kararnameyle yüzlerce insanı işinden ettiğini; binlerce insanı tutuklattığını kaydetti. “Veli Küçük, Mehmet Ağar neden adalete teslim edilmiyor?” diye sitem eden Ocak, tüm toplumun bunu sorgulamasını istedi. Ali Ocak, “ Biz 23 sene de geçse, 50 yılda geçse adaleti, özgürlüğü, eşitliği, demokrasiyi savunacağız” diyerek sözlerini sonlandırdı.

YETER ARTIK!

Konuşmaların ardından bu haftaki açıklama okuyan gazeteci Pınar Gayıp, "Artık yeter! Hasan Ocak ve tüm kayıp dosyalarında yargılama faaliyetlerinin tarafsız ve bağımsız biçimde, evrensel hukukun ilkelerini esas alarak gerçekleşmesini istiyoruz. Hasan Ocak'ın güvenlik güçlerince gözaltına alındığını ve onların kontrolü altında öldüğünü doğrulamaya yetecek veriler mevcuttur. Soruşturma olayın tam olarak nasıl meydana geldiğini belirleyecek; sorumluları tespit edecek ve cezalandırılmalarını sağlayacak etkinlikte yürütülmelidir” dedi.