Cumartesi Anneleri 765. hafta: Hayrettin Eren nerede?

Cumartesi Anneleri, 765. hafta buluşmasında gözaltında kaybedilen gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbetini sordu.

700. haftadan bu yana Galatasaray Meydanı’ndaki oturma eylemleri engellenen Cumartesi Anneleri, 765. hafta buluşmasında da İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde bir araya geldi. Yoğun polis ablukası altında gerçekleşen buluşmada, gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbeti soruldu.

Elmas Eren'in ardından: Hayrettin Eren nerede?

Bu haftaki buluşmayla, Cumartesi Annesi Elmas Eren’in vefatından sonra oğlu Hayrettin Eren’in akıbeti ilk kez Elmas Erensiz soruldu. Basın açıklamasını Cumartesi İnsanları’ndan Sebla Arcan okudu. “Elmas Eren’in bıraktığı yerden soruyoruz: Hayrettin Eren nerede?” diyerek konuşmaya başlayan Arcan, başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere, bugüne kadar gerçekleşmiş olan insan hakları ihlallerinin cezalandırılmasını hedefleyen, bütünlüklü politikaları hayata geçirecek siyasi bir iradenin olmadığını ifade ederek, "Bireysel ve toplumsal hak ve özgürlükleri devletin bekası için tehlike olarak gören bir yönetim anlayışının hakimiyeti sonucunda Türkiye demokratikleşemedi" dedi.

Elmas Eren'in 39 yıllık arayışına, bekleyişine, vazgeçmeme kararlılığına tanıklık eden evlatları, torunları ve arkadaşları olarak buradayız diyen Arcan, Hayrettin Eren’in dosyasını kamuoyu ile paylaştı.

Arcan’ın yaptığı açıklamanın ardından, gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren konuştu.

Engellemelere rağmen vazgeçmeyeceğiz

Babası Kemalettin Eren’in 32, annesi Elmas Eren’in ise 39 yıl boyunca oğullarından haber alabilmek için mücadele ettiklerini hatırlatarak konuşmaya başlayan İkbal Eren, annesi ve babasının önceleri Hayrettin için bir cezaevi, bundan umutları tükendikten sonra ise oğullarının çiçeklerle donatacakları biz mezarının olabilmesi için mücadele ettiklerini söyledi ve şu sözleri kaydetti:

"Elbette bir de Hayrettin’in yaşam hakkını elinden alanların kendileriyle yüzleşmesini ve onların yargılanmasını görmekti. Ne yazık ki ikisi de gözleri açık ve devletten alacakları olarak toprakla buluştular. Bu ülkede adalet yok. Babamın, Hayrettin için verdiği dilekçenin hiç işleme konulmaması, üstelik savcının ‘sen bu davadan vazgeç yoksa diğer çocuklarından da olursun’ demesi babamın içini çok acıtmıştı. Hayrettin için hukuk işlemedi, çünkü bu ülkede hukuk yok. Babalarımız, annelerimiz bu karanlık içinde iğne ile kuyu kazmak gibi adaleti ararken gözlerini yumdular. Buradayız, ne kadar engellensek de, sevdiklerimizi bulma mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğiz. Bir de İçişleri Bakanı var. Meydanları kapatarak asayişi sağladığını sanıyor. 699 hafta oturduğumuz meydanı kapatarak, üstelik annelere ‘paçozlar’ diyerek asayişi sağladığını sanan bir İçişleri Bakanı var. Annem ölünceye kadar ‘paçozun anlamı nedir’ diye sordu. Hiç sindiremedi. Işıklar içinde uyu anneciğim. Kaç kişi o meydanda öldü de 699 hafta boyunca kayıplarımızı aradığımız o meydanı bize yasakladınız? Biz bütün engellemelere rağmen ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz. “

İleri Haber