Cumartesi Anneleri'nin, online olarak gerçekleştirdiği 938. hafta basın açıklamasını okuyan Jiyan Tosun, HÜDAPAR ile AKP arasında gerçekleştirilen ittifak görüşmelerine dikkat çekilerek iktidara çağrı yaptı. Tosun “Seçim hesaplarınız için 1990’ların vahşet simgelerini yeniden dolaşıma sokarak yaralarımızı, travmalarımızı tetiklemeyin” dedi.

Cumartesi Anneleri'nden HÜDAPAR tepkisi: Seçim hesaplarınız için travmalarımızı tetiklemeyin

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 938’inci haftasında, AKP’nin Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen HÜDAPAR ile yaptığı ittifak görüşmelerine tepki gösterdi. Cumartesi Anneleri'nin kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemin 938. haftasında online gerçekleşti.

Cumartesi Anneleri’nin 938. hafta basın metnini 1995 yılında gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un kızı Jiyan Tosun okudu.

Tosun, AKP ve HÜDAPAR arasında gerçekleştirilen ittifak görüşmeleri ile geçmiş üzerinden topluma gözdağı verilmek istendiğini dile getirdi. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen görüşmeyi hatırlatan Tosun, “Kamuoyunun da bildiği gibi; Hizbullah’ın terör örgütü kapsamına alınması sonrasında aynı çevre 2003 yılında Mustazaflar Derneği’ni kurdu. Dernek, Diyarbakır 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından ‘Hizbullah terör örgütünün amacı doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğu’ gerekçesiyle kapatılınca Hür Dava Partisi yani HÜDAPAR adı altında partileşti” dedi.

“Susurluk sonrası artık işlevini tamamlamış olduğu düşünülen Hizbullah’ın tasfiyesi gündeme geldi. 2000 yılında yapılan polis operasyonları ile işledikleri suçlar gözler önüne serildi” diyen Tosun, dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın Hizbullah’a dair "Ne filmlerde ne kitaplarda böyle bir vahşeti gördük, duyduk" söylemini hatırlattı.

MAHKEME SÜRECİNDE YAŞANANLARI HATIRLATTI

Hizbullah’ın, 1990’lı yıllarda toplumun birçok kesimine yönelik katliamlar gerçekleştirdiğini dile getiren Tosun, devletin o dönem de bu katliamlara göz yumduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:

“Hizbullah’ın o dönem ki askeri kanat sorumlusu olan Cemal Tutar, mahkeme savunmalarında, işledikleri cinayetleri Allah’ın yardımıyla yaptıklarını, faaliyetleri ile asker ve polisin sevgisini kazandıklarını söylemişti. Peki, asker ve polisin sevgisini kazanmalarını sağlayan bu faaliyetler nelerdi? Ahlaksız olarak damgaladıkları pantolon veya kısa etek giyinen kadınların yüzüne kezzap atmak. Kürt siyasetçileri, imamları, gazetecileri, emniyet mensuplarını herkesin gözü önünde sokak ortasında öldürmek. Domuz bağı gibi vahşette sınır tanımayan işkence yöntemlerini kullanmak.”

“HİZBULLAH SORGU KÖYLERİ DEMEK”

Tosun, iktidarın, HÜDAPAR ile seçimler üzerinden pazarlık yapmaktan vazgeçmesi gerektiğini vurguladı. İktidara çağrıda bulundu:

“Hizbullah bizim için zorla kaybetmeler, yeraltı sorgu evleri, sorgu köyleri demek. Domuz bağı gibi vahşi yöntemlerle yapılan işkence demek. Kendisi gibi olmayana ölüm demek. Seçim hesaplarınız için 1990’ların vahşet simgelerini yeniden dolaşıma sokarak yaralarımızı, travmalarımızı tetiklemeyin. Tüm toplumsal yaralarımızın sarılması için, demokrasiye, insan haklarına, eşitliğe, özgürlüğe, huzur ve refaha ihtiyacımız var. Geçmişin karanlığı ile topluma gözdağı vermekten vazgeçin. Biz özgür, eşit ve adil bir ülke talebiyle mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Evlatlarımızı kaybedenleri ve kaybedenleri sahiplenenleri unutmayacağız.”