Cumartesi Anneleri savcıları göreve çağırdı

ZEYNEP KURAY

Cumartesi Anneleri, 711’inci hafta eyleminde polis ablukasına rağmen buluşarak, 22 Kasım 1996 tarihinde Amed Silvan’da gözaltında kaybedilen Ramazan Yazıcı’nın akıbetini sordu. Bu haftaki eyleme destek veren Uluslararası AF Örgütü Kampanyalar Direktörü Fotis Filippou, kayıp yakınlarına uygulanan keyfi yasağa tepki gösterdi. Cumartesi Anneleri'ne uygulanan baskıyı kızgınlıkla takip ettiklerini vurgulayan Filippou, “Hakkınızı tekrar tesis edebilmenizi sağlamak için elimizden geleni yapacağız” dedi.

Bu haftaki eyleme uluslararası af örgütü destek verdi

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetinin açıklanması ve belli olan faillerin cezalandırılması için 23 yıldır mücadele eden Cumartesi Anneleri, 711’inci buluşmasını da polis ablukası altında gerçekleştirdi. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu Çukur Çeşme Sokağını iki yönden kapatan polisler, hem trafiği açarak kitleyi dar olan sokağa sıkıştırdı ve tüm kaldırımlara konuşlanarak basın mensuplarının görevlerini yapmasını engelledi. HDP Milletvekilleri Hüda Kaya, Oya Ersoy, Dilşat Canbaz, Garo Paylan, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Turan Aydoğan, İHD Eş Genel Başkanı avukat Eren Keskin’in katıldığı eyleme, Uluslararası AF Örgütü Kampanyalar Direktörü Fotis Filippou ve Uluslararası AF Örgütü Türkiye Temsilcisi Milena Büyüm destek verdi.

Fiili cezasızlık sürüyor!

Ellerinde ve tişörtlerinin üzerinde taşıdıkları gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarıyla İHD önünde gelen kayıp yakınları adına, bu haftaki açıklamayı gözaltında kaybedilen Fehim Tosun’un kızı Besna Tosun okudu. 711’inci haftaki eylemde karşılaştıkları yasak ve engellemeye tepki gösteren Tosun, Türkiye’de diğer ağır ihlaller gibi, gözaltında kaybetme suçunun da hukuksal ve siyasal faktörlerin etkisiyle cezasız bırakıldığını vurguladı. Tosun, yüzlerce insan gözaltına alınarak kaybedilmesine rağmen, kaybedilenlerin aileleri için tüm hak arama kanallarının kapatılmasının büyük bir adalet boşluğuna yol açtığını kaydetti. Ülkede sistematik hale gelen cezasızlığın uluslararası hukukun da gündeminde olduğunu ifade eden Tosun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) uzun yıllardır Türkiye’de güvenlik güçlerinin işlediği hak ihlalleri konusunda etkili soruşturma yapıldığı için dosyaların fiili cezasızlıkla sonuçlandırıldığına dikkat çektiğini belirtti.

Görgü tanıklarına rağmen gözaltına alındığı inkâr edildi

Bu haftaki eylemde Diyarbakır Silvan ilçesinde 22 Kasım 1996 tarihinde gözaltında kaybedilen Ramazan Yazıcı için adalet isteyen Tosun, Yazıcı’nın hikâyesini şöyle anlattı: “36 yaşındaki Ramazan Yazıcı Diyarbakır-Silvan arasında bir minibüs ile yolcu taşımacılığı yapıyordu. 22 Kasım 1996 tarihinde saat 09.00 sıralarında Silvan Melikahmet garajında kendilerini polis olarak tanıtan üç kişi tarafından gözaltına alındı. Görgü tanıkları Yazıcı’nın 21 DZ 490 plakalı kırmızı renkli Şahin marka araca bindirilerek götürüldüğünü söyledi.

Bir kişinin kendisinin de gözaltında bulunduğu sırada Ramazan Yazıcı’yı Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde gördüğünü iddia etmesi üzerine Yazıcı Ailesi; Savcılığa Terörle Mücadele Şube polisleri hakkında yasa dışı gözaltı yaptıkları gerekçesiyle şikâyette bulundu. Ardından Yazıcı Ailesi konuyla ilgili DGM Başsavcılığına, OHAL Bölge Valiliği’ne, Emniyet Müdürlüğü’ne, Adalet Bakanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na başvurdu. Yazıcı Ailesi’nin başvurduğu İHD Diyarbakır Şubesi ve Uluslararası Af Örgütü de resmi merciler nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak Ramazan Yazıcı’nın gözaltına alınmadığı ileri sürüldü."

Mezar yeri bulunamadı

"Olayın peşini bırakmayan İHD iki yıl sonra Ramazan Yazıcı’nın elleri ve ağzı bağlı olan cansız bedeninin, 3 Aralık 1996 tarihinde İdil’e bağlı Sarıköy ve Mağara köyleri arasında bulunduğu ve İdil Merkez Mezarlığı’na kimliği meçhul kişi olarak gömüldüğü gerçeğine ulaştı. 19 Kasım 1998 tarihinde Yazıcı Ailesi ve İHD yetkilileri Ramazan Yazıcı’nın cenazesini almak üzere İdil Merkez Mezarlığı’na gitti. Ancak mezarlıkta kimliği meçhul kişilerin gömülmesine ilişkin kayıt tutulmadığı için Ramazan'ın mezar yeri bulunamadı. Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’ndaki dosyada hiçbir gelişme yaşanmazken AİHM’e taşınan dava mahkûmiyetle sonuçlandı.”

Savcılar göreve çağrıldı

Son olarak, soruşturmanın etkin bir biçimde yürütülmesinin yargı organlarının temel görevi olduğunu hatırlatan Tosun, Ramazan Yazıcı’nın mezar yerinin açığa çıkartacak, sorumlu olanların belirlenmesini ve cezalandırılmasını sağlayacak nitelikte bir soruşturma başlatılması için, savcıları göreve çağırdı.

Filippou: Yaşanan baskıları kızgınlıkla takip ediyoruz!

Açıklamanın ardından söz alan Uluslararası Af Örgütü Avrupa Kampanyalar Direktörü Fotis Filippou, Cumartesi Anneleri’nin 700'üncü haftadan beri buluşmalarının bastırılmasının ve engellenmesinin kendilerini hem kızdırdığını hem de şoke ettiğini vurguladı.

cumartesi-anneleri-savcilari-goreve-cagirdi-529493-1.

"O günden bu yana yaşadığınız baskıları da aynı kızgınlıkla takip ediyoruz” diyen Filippou, şunları kaydetti: “Sizin kaybedilen yakınlarınızın akıbetlerini sorma hakkınız durdurulamaz, engellenemez. Yıllardır sizin mücadelenizin alanı olan Galatasaray'a dönebilmeniz için sizin yanınızda kampanyamıza devam edeceğiz. Bu hakkınızı tekrar tesis edebilmenizi sağlamak için elimizden geleni yapacağız. Uluslararası Af Örgütü'nün Türkiye ve dünyadaki tüm şubeleriyle birlikte her daim sizin yanınızdayız."