Şimdi şuraya cumhurbaşkanı adayımın adını yazsam, sahibinin sesi iktidar bülbülleri bunun üzerine de köşeleri doldururlar mı acaba?

Neyse, ben cumhurbaşkanı adayım konusundaki sözümü sona bırakayım da, önce biraz iktidar bülbülü muhalefetologların “analizleri”yle neşelenelim.

Bir saptama: Aklı, fikri, ruhu iktidara teslim olduğu halde, sabah akşam muhalefetle yatıp kalkan, en iyi kaynakları muhalefet çevrelerinden olan (!), muhalefete dair haberleri herkesten önce ve iyi alan (!) bir gazeteci tipinin bir başka ülkede olduğunu sanmıyorum.

AKP ve MHP’deki erime, hepsi de anket bağımlısı olan bu muhalefetologların da malumu, ama ne hikmetse, hiç oralarda değiller. Erdoğan’ın karşısında kim aday olsa kazanır diyen, tabii normal bir seçimde, epey anket verisi varken, onlar Cumhur İttifakı’na değil, Millet İttifakı’na aday bulma yarışındalar. Eh, diğeri bayağı riskli tabii!

Cumhur İttifakı birleşenlerinden iktidarın politikalarına dönük eleştiriler artarken, onlar oradaki çatlaklara gözlerini kapatıp, muhalefet içinde çatlak arama ve yaratma peşindeler.

Olsun, bu da bir iş…

Lakin, Bahçeli’nin siyasette kullanmayı pek sevdiği otomobil anolojileriyle konuşursak, yazıp çizdiklerini tanımlayacak en güzel şey; “Kayış koparmış, dingil kırmışlar” olsa gerek.

İmamoğlu çok net söyledi; “Ben şu anda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’yım. Bu durumda bana düşen belediye başkanlığını en iyi şekilde yapmak. Şu an benim aklımdan geçen ve amacım, İstanbul’da görevini en iyi yapan bir belediye başkanı olmaktır. Dahası hedefim, İstanbul’da tarihin en başarılı belediye başkanı olmaktır, daha ötesi yok.”

Allaaah; hiç yoruma yer bırakmayan bu sözlerden sonuç çıkaran çıkarana. Aday olacağım dedi diyen de var, olmayacağım dedi diyen de!

Yazdıklarından muhalefet partilerinin genel merkezlerinde yatıp kalktığı, üç öğünü Kılıçdaroğlu ve Akşener’le yediği izlenimini edindiğim muhalefetologun bu ay başından düne kadar yazdığı 7 yazıdan sadece ikisi iktidara dair. Diğerlerine bakın:

“Akşener’den İmamoğlu’na güçlü destek”, “Kılıçdaroğlu’ndan İmamoğlu’na karşı yeni hamleler”, “Kılıçdaroğlu, Akşener ve İmamoğlu’ndan karşılıklı hamleler”, “Millet İttifakında kriz mi var?”, “Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nun açıklamalarının anlamı ne?”

Sizde kayış dingil sağlamsa, kopmaz kırılmaz diyorsanız, buyurun gülüp eğlenmek için okuyun!

Erken ya da zamanında, yapılacak seçim çok önemli. Fas’ın 1’inci partisi AKP son seçimde büyük bir hezimet yaşayıp 8’inci oldu. Normal koşullardaki bir seçimin bizim AKP’yi de epey üzeceği görülüyor.

Peki, bu kadar kritik bir dönemde cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?

Bence bırakalım isimler üzerinde muhalefetologlar tepinsinler. Şimdi, son derece kritik olduğunu herkesin kabul ettiği cumhurbaşkanı seçimi konusunda en yapmamamız gereken şey isim konuşmak.

Muhalefet, seçim güvenliği için tüm gücünü seferber ederken, her kim cumhurbaşkanı olacaksa onun kendisini bağlayacağı bir ilkeler manzumesi, bir manifesto oluşturmaya kafa yormalı.

Herkes kendi olmazsa olmazlarını yazmalı, bunların tartışılmasıyla ortak bir noktada buluşulmalı. Cumhurbaşkanı olacak kişi memleketi uçurmak için değil, üzerinde anlaşılan ilkeler çerçevesinde normal bir düzene geçişi sağlamak için geldiğini bilmeli. Partizanlıkla, liyakatsiz kişilerle doldurulup çökertilen kurumları ayağa kaldırmak için cesur adımlar atmaya söz vermeli.

Laiklik, bağımsız yargı, özgürlüklerin garantiye alınması olmazsa olmazlarımız olmalı.

Peki, başka? İşte şimdi biz, isim konuşup duranları bırakıp, bunları konuşalım.