6 yaşındaki kızlar evlendirilebilir. Bunu bir dinci söylüyor: Bu adam yargılanmalı; ama, bu cesareti nereden buluyor?

Erdoğan, “kadın erkek eşit olamaz diyor”; tabiî ki ondan.

Bunların Mursi’si de 9 yaşındaki kızların evlendirilmesi için yasa çıkartmaya büyük çaba harcadı; yine onun adamları ölen kadınla 6 saat boyunca sevişme yasası çıkartma peşindeydiler ve bunlar da iktidara aynen AKP gibi seçmenin sadece yüzde 26’lık desteğiyle gelmişlerdi.

Tamam, Sisi darbeci; ama, sırf bunları iktidardan atması bile kendisini affettirecektir, insanlıktan bir nebze nasip almış herkesin gözünde.

Millî Eğitim Şûrası’ymış: Üç-beş yaşındaki çocukları bile kadın, dolayısıyla ‘evlenilebilinir’ olarak gören tipler.

Erdoğan yönetimi sürdükçe, hiç kimse çocuğunu değil okula, kreşe bile göndermemelidir: Çocuklarımızın/bebelerimiz büyük tehdit altındadır.

Üç-beş yaşındaki çocukları kadın olarak görüp kendilerine baş örtüsü taktırtmaya heveslenen sapıklar sokaktaki tinerci değil, Erdoğan’ın ‘eğitimci’leridir: Ülkemiz,  bunların işgali altındadır.

Erdoğan’ın ‘eğitimci’lerine ‘tinerci’ demek de aslında, büyük iltifat: Erdoğan iktidarı, ‘bonzai’ciliğin en büyük sorumlusu. Son üç yılda, 17 kat artıyor; zira bonzai tinerden de ucuz ve etkili; Erdoğan ise ‘keyif de veren besin maddesi’ olarak içkiyi insanların, özellikle de gençlerin sosyalleşme alan ve ortamlarının dışına sürgün ederken, tam tamına esrar çekip/kendinden geçip kelle kesen IŞİD’in Türkiye şubesi olarak çalışıyor.

Bütün bu faşistliklerini dine dayandırıyorlar; ama, din ne?

Din dediğin her şey, daha doğrusu dinseldir diye kabûl ettirmeye, dayatmaya gücün yetiyorsa, senin istediğin her şey ‘dinsel’; zira, hiçbir şey kendi içinde, özsel olarak ‘dinsel’ değil: Hilal veya haç, bir Merihli, hatta bir Amazonya yerlisi için hiçbir dinsel anlam taşımaz.

Hilal veya haç, bunların dinsel bir anlam taşıması, dolayısıyla birileri için kutsal olması kendi varlık özelliklerinden değil, birilerinin onları o gözle görmelerinden, öyle kabûl etmelerinden kaynaklanır: Din, gnozeolojik (Eski Yunanca’daki ‘gnosis’ten türetilmiş olarak ‘öyle bilme/tanıma/kabûl etme’ temelindeki) bir olgudur. Ve işte bu yüzden de, gücün ve/veya utanmazlığın yetiyorsa istediğin her şeyi dinsellik kapsamına alıp ‘helal-haram’/’sevap-günah’ ilân ederek yasaklar ve/veya teşvik edebilirsin.

Bu arada şunu da söyleyeyim: 45-50 yıl önceki Hacettepe’de ne güzel hocalarım oldu ki (bunların arasında C.O.Tütengil ve A.T.Kışlalı da vardı) canları pahasına, şimdi pek çok felsefe profesör ve bölüm başkanının bile adını duymadığı gördüğüm/bildiğim gnozeolojik kavramını bana kazandırdılar.

Bazıları peygamberin tasvirini hakaret olarak görüp, müthiş tahrik oluyorlarmış; ben de insanların bazı ‘eylemlerini’ haysiyetime yediremiyorum: Benim paşa gönlüm için namazı yasaklayacak mısın?

Bir pislik de ‘Cumhuriyet’i aşağılamış: (Sembolik/folklorik hâle gelmişliği dışında) saltanata eyvallah diyen, ‘insan-altı’ bir yaratıktır;

Bu zavallının üzerinde durmaya değmez; ama, 6 yaşındaki çocukla ilgili ahkam kesen ‘tip’ konusunda laf ederken söylenecek olan, “ bizim dinimiz böyle bir şeye cevaz vermez” değil, “‘bizim’ki veya herhangi başka bir din cevaz vermiş veya vermemiş, bana ne; ben ‘insan’ olarak vermiyorum”dur ve işte tam tamına bu yüzden de ‘14 Temmuz 1789 Bastille, Paris, Fransa’ ‘insan’ın manevî bir varlık olarak doğduğu tarih ve yer olup, ‘saray’ ile ‘cumhuriyet’i yan yana getirebilen her kim ise, kafadan çatlaklığı hâli dışında, cumhuriyetin en uzağına en acilen defedilmesi gerekir.