Ülkemizde insanlar sadece içinde bulunduğumuz ekonomik kriz döneminde değil uzun yıllardır güç koşullarda yaşamlarını sürdürüyorlar. Özellikle bir işverene bağımlı olarak çalışan kesim adeta yaşamının önemli bir bölümünü bir ev sahibi olabilmek için harcıyor diyebiliriz. Bu uğurda bankalardan ağır koşullarda kredi kullanıp yıllarca kredi borcu ödeyenler, hatta kredi borçlarını ödeyemeyip ipotekli bu konutları yitirenler hacizlik olanlar. Bunlar hep bilindik yaşam gerçeklerimiz.

Şu günlerde herkesin geçmişten övgüyle söz edip “eskiden insanlar emekli ikramiyeleri ile bir ev, bir araba alırlardı, şimdi nerde” dediklerini sizde duymuşsunuzdur şüphesiz.

Bu geçmişe özlem sözleri tümüyle doğrudur diyemesek te kısmen bu sözlere katılmak mümkün. Adına emekli ikramiyesi denilen ödeme aslında Devlet memurlarına emekli olduklarında yapılan bir ödencedir. Bunun özel sektörde çalışanlar bakımından karşılığı ise bildiğiniz gibi kıdem tazminatıdır.

***

Kamusal alanda çalışanlar gerçekten de geçmiş yıllarda iş güvenceleri ve özlük hakları bakımından özel sektörde çalışan işçilerden daha şanslıydılar. Bu nedenle eskilerin çocuklarına “Devlete kapağı atmak” yani kamu çalışanı olmak yönünde telkinleri fazlaca olurdu. Şimdi durum eskisi kadar Kamu çalışanları içinde cazip değil. Artık onların ücretleri ve emekli ikramiyeleri de tatmin edici ve en azından ‘ev ve araba sahibi’ olmaya müsait değil.

Şimdi dilerseniz dün tüm haber kanallarında yer alan ve bu gün bazı gazetelere (tam sayfa) reklamı verilen “Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesi” konusuna özel sektör çalışanları açısından bakalım.

Ödeme koşulları ve ev fiyatları şöyle:

2+1 konutların fiyatları 608 bin TL,

Aylık ödemeler 2 bin 280 TL

240 aya (20 yıl) vade (60 bin 500 TL Peşin, 547 bin TL Taksit)

3+1 konutların fiyatları 850 bin TL

Aylık ödeme 3 bin 187 TL.

20 yıl vade (85 bin TL peşin, 764 bin 880 TL taksit)

Şimdi öncelikle artık özel sektör çalışanları bakımından ortalama ücretin asgari ücret olduğu gerçeğini hepimiz biliyoruz. Şu anda 2022 yılı sonuna kadar belirlenmiş olan asgari ücret net 5 bin 500 TL’dir. Bu tutarın brüt karşılığı ise 6 bin 471 TL’dir.

***

İşçi emeğinden başka bir geçim kaynağı olmayan kişidir. Dolayısı ile yukarıdaki fiyatlardan ve koşullardan ev sahibi olmaya kalkıştığında öncelikli sorunu bu 60 bin, 85 bin gibi tutarları nereden bulacağıdır. Diğer taraftan açlık ve yoksulluk sınırının altında (açlık sınırı 6 bin 839 TL, yoksulluk sınırı 22 bin 278 TL’ye yükseldi) ücretle geçinmeye çalışan işçinin 2 bin 800 TL, 3 bin 187 TL gibi taksitler ödemesi de Yargı kararlarında sıkça karşılaştığımız deyiş biçimiyle “Hayatın olağan akışına aykırıdır.”

Diğer taraftan işçinin emekli olup ta alacağı kıdem tazminatı ile böyle bir maceraya kalkıştığı varsayımı ile konuya bakacak olursak ortaya yine vahim bir tablo çıkıyor. Şöyle ki:

Bilindiği gibi işçinin kıdem tazminatı en son brüt ücreti üzerinden hesap ediliyor. Bu işçinin artık ortalama ücret olarak kabul edilen asgari ücret üzerinden 10 yıl,15 yıl, 20, yıl 25 yıl gibi süreler üzerinden kıdem tazminatı alabilecek şekilde işten ayrıldığında ya da emekli olduğunda eline geçecek güncel tutarlar aşağıdaki gibidir:

10 Yıl kıdem tazminatı karşılığı… 64 milyon 218 bin 85 TL.

15 Yıl kıdem tazminatı karşılığı... 96 milyon 328 bin 28 TL

20 Yıl kıdem tazminatı karşılığı… 128 milyon 437 bin 70 TL

25 Yıl kıdem tazminatı karşılığı… 160 milyon 547 bin 13 TL

Görülebileceği bir çalışanın 25 yıl karşılığında dahi eline geçebilecek para 160 bin lira seviyesindedir. Bu tutarla ülkemizin hiçbir yöresinde ev sahibi olmayı bir yana bırakın herhangi bir konuda yatırım yapmanız dahi mümkün değildir.

Özetle İşçi kendisi için vaz geçilmez bir güvence olan kıdem tazminatını böyle bir projeye yönlendirmesi ise hiçbir açıdan mümkün değildir. Seçime yönelik aslında etkisiz olan bu hamlenin ülkemizde dar gelirliler bakımından konut sorununa çözüm getirebilmesi mümkün değildir. Bunun adı yazımızın başlığında vurguladığımız gibi olsa olsa “Cumhuriyet tarihinin en büyük konut hayali” olur.