Un yığınıma bakıyor,
eleğimi elden geçiriyorum:

Dil. D/il. İl.
Dilini yitiren ilini yitirir.
Arapça ayrı,
baskıcı dincilik ayrı.
Ama baskıcı dincilikle
Arapçacı saldırı var.
Kuşatma altı duygusu.
Bu durumda
gençliğimin Türkçe titizliği
Dil Devrimi'ne saygı ile
yeniden biçimlendi.

• • •

Et/ki/leş/im
"Eden bulur."
İmlenen:
kötülük eden… bulur.
Uyarı. Dilek.
"Etme!"
"Ben ettim, sen etme!"
"Etmek" sözünün yerini
"yapmak" aldı gittikçe,
son onyıllarda.
Kavga "etmek"
yerine "… yapmak"
dendiğine tanık oldum;
işte tanıklık ediyorum.
"Tanık olmak" yerine
"tanıklık etmek"
denir oldu son iki yılda.
Oysa kişi önce tanık olur,
sonra, söz ederken, tanıklık eder.
Etki. Etki üretimi.
Siyaset etki üretimi
değil mi?
Verimli etkileşim:
Demokrasi -ülküde.
"Etkileş!"
Doğa buyruğu,
gelişmek için.
Sonucu belirsiz,
çoğu kez.
Etki: Leş! -olabilir.
Etkileşim.
Yıkıcı etkileşim.
Olumlusu:
Verimli etkileşim.
Demokrasi ülküsü
bir süreçler etkileşimi
olarak
sürekli savaşım demek.
Etkileş: İm.
İm: Etki.

• • •

Özen göstersek?
gecikmek (tehir etmek d.)
ilgi (alaka değil)
ilgili (alakalı d.)
ilginç (enteresan d.)
konu (mevzu d.)
konut (mesken d.)
kuşak (jenerasyon d.)
önem (ehemmiyet d.)
yıl (sene d.)
yön (istikamet d.)
"Üçgen" yerine
"müselles" de denir
bu gidişle!
Densin mi?
Ama bu süreç
siyasetle bağlantılı.
"Yurttaş" yerine,
"kul" vurgusu.
İBB etkinlik düzenledi.
"Telif hakkı kul hakkıdır!"
deniyor.
"Telif hakkı insan hakkıdır!"
denmeli, kanımca.
Sözün tırnaklı oluşu
onu kurum sözü olmaktan
çıkarıp, alıntı gibi gösteriyor.
Etki seçimi: Beyin yıkama.
"İnsan" yansız bir kavram
sayılabilir.
"Kul" denmesi kişiye bağlıdır;
kurum ya da kurum temsilcisi
bu sözü kullanırsa
inanç dayatmış olur.