Google Play Store
App Store

MESEM’lerde bir öğrenci daha çalışırken yaşamını yitirdi. 16 yaşındaki Eren Dağ, bir yılda MESEM’lerde hayatını kaybeden 11’inci çocuk oldu. Eğitimciler “Programın maksadı meslek öğretmek değil ucuz işgücü yaratmak” dedi.

Daha kaç çocuğun ölmesi gerekiyor

Bilge Su YILDIRIM

Çocuk işçiliğinin devlet eliyle yaygınlaştırılmasının aparatı olan MESEM’ler (Mesleki Eğitim Merkezi) ölüm saçmaya devam ediyor. Önceki gece Konya’daki Karapınar Mesleki Eğitim Merkezi öğrencisi Eren Dağ, çalıştığı sondaj firmasıyla gittiği Akören mevkiinde bir tarlada kuyu açmak için sondaj çalışması yapılırken elektrik akımına kapıldı. Çağırılan ambulansla Ereğli Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Dağ, yapılan müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Dağ, henüz 16 yaşındaydı.

Dağ, son bir yıl içerisinde MESEM’lerde çalışırken yaşamını yitiren 11’inci çocuk oldu. Bir hafta önce ise 15 yaşındaki Alperen Kocayavuz MESEM kapsamında çalıştığı Ankara Çubuk’taki inşaatın 6’ncı katından düşerek hayatını kaybetmişti. Bir yıl içerisinde yaşamını yitiren çocuklar ise 14 yaşındaki Arda Tonbul, 15 yaşındaki Erol Can Yavuz, Ömer Çakar ve Ömer Girgin, 16 yaşındaki Zekai Dikici ve 17 yaşındaki Ulaş Dumlu, Murat Can Eryılmaz, Alperen Enes Ural ile Yiğit Zamanis idi.

Eren Dağ

AMAÇ SERMAYEYE UCUZ İŞGÜCÜ SAĞLAMAK

Milli Eğitim Bakanlığı’nın şubat ayında açıkladığı verilere göre MESEM’lere kayıtlı 421 bin 633 öğrenci bulunuyor. Buna karşılık sosyal-İş’in raporuna göre MESEM’lerde yalnızca son bir yıl içerisinde 336 iş kazası gerçekleşti. İSİG Meclisi verilerine göre ise 2024’ün ilk 7 ayında en az 41 çocuk hayatını kaybetti, bu iş cinayetlerinin 8’i temmuz ayında gerçekleşti.

MESEM’de görev alan eğitimcilerden Bahadır Akın, MESEM’lerin esas amacının sermayeye ucuz işgücü sağlamak olduğunu kaydetti. Akın, MESEM’lerin iç yüzünü şöyle anlattı: “Mesleki eğitim veriyormuş gibi gözükse de bu merkezlerin temelde böyle bir işlevi yok. Bu programdaki öğrenciler yalnızca haftada bir gün okula gidiyorlar, onun dışında işyerine geliyorlar. Burada da herhangi bir mesleki eğitim almıyorlar, süreç tamimiyle eski lonca sistemi gibi işletiliyor. Bu işyerleri gerekli güvenlik önlemlerin alınmadığı, öğrencilerin uzun saatler boyu işten işe koşturduğu yerler. Bu okullar temelden bir mesleki eğitim vermektense sermayeye ucuz işgücü sağlamayı amaçlıyor.” İş kazalarının özellikle küçük işletmelerde yaygın olduğunu kaydeden Akıncı, işyerlerindeki çalışma ortamını şöyle örnekledi: “Küçük işletmelerde iş güvenliği önlemleri neredeyse tamamen hiçe sayılıyor. İleride meslek hastalığına dönüşebilecek durumlara karşı gerekli önlemler hiç alınmıyor. Örneğin ben motorlu araçlar öğretmeniyim. Motorlu araç tamiratı öncesinde arabanın egzozlarının özel bir hortum aracılığıyla dışarıya bağlanıp öyle tamir edilmesi lazım ama yapılmıyor. Maskesiz boya yapmalar, zımpara yapmalar… Neredeyse hiçbir işyeri sözleşmeye uymuyor. Çocukların çalışma saatleri ve ücret hakları daima ihlal ediliyor. Bunlar iş güvenliğini zaten başlı başına tehdit eden unsurlar. Örneğin yaz aylarında pek çok işletme sabahlara kadar öğrenciyi bırakmıyor, tarım işinde çalışan çocuklar neredeyse eve bile uğramıyorlar. Her zaman kaza çıkarmaya uygun bir sistem bu. Ve ne yazık ki ‘eti senin kemiği benim anlayışı’…” CHP Milli Eğitim Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş ise MESEM’lere ilişkin yürüttükleri çalışmalarda muhatap bulamadıklarını kaydetti

‘ÇOCUKLARI KORUYAMIYORUZ’

Özçağdaş, şu ifadeleri kullandı: “Çocuklarımız MESEM projesi kapsamında, çalışmaması gereken yerlerde ve koşullarda ucuz işgücü olarak çalıştırılıyor. İktidar da buna sessiz kalıyor. CHP olarak ocak ve mayıs aylarında mesleki eğitim veren kurumlarda yaşanan iş cinayetleri ile ilgili önergeler verdik, ama reddedildi. Daha geçtiğimiz hafta mecliste ‘4 günde 4 çocuğumuz daha öldü, çocuklarımızı koruyamıyoruz’ dedim. İktidar partisi milletvekillerine yine dinletemedim. MESEM projesi çocuklarımız için mesleki eğitimi güçlendirme hedefi olan bir proje olmaktan çoktan çıktı. Çeşitli işletmecilerin kötüye kullandığı, çocuklarımızın devlet eliyle ucuz ve güvencesiz işgücü olarak kullanıldığı bir projeye dönüştü.”

MESEM projesi kapsamındaki 8 bin 406 işyerinin ‘iş sağlığı ve güvenliği’ne uygun olmayan şartları sebebiyle sözleşmelerinin feshedildiğini hatırlatan Özçağdaş, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Sözde denetlenen işyerlerinde çocuklarımız çalışmaya ve ölmeye devam ediyor. Değil çocuklarımızın koşullarını düzeltmek, araştırılmasını bile istemeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. MESEM’lerde çocuklarımızın eğitim almak yerine ‘çocuk işçi’ olarak çalıştırılması kabul edilebilir değil.”