7 Haziran akşamı, seçim sonuçları sandık sandık açıklanırkenki umudumuzu, ancak; “Uçurtmayı daltonlar-balkonda-avarel-nerede-50849-1.Vurmasınlar” filmindeki, “Af af çıkacak, af çıkacak, çıkacak çıkacak af çıkacak!” diye cüş u huruş halinde göbek atan kadınlar temsil edebilirdi. Diktatörden, TOMA’larından kurtulma ihtimali görünmüştü… Geniş kapsamlı bir vur emri olan ve gece yarıları AKP’nin sandalye çokluğu sayesinde geçirdiği İç Güvenlik Paketi’nin lağvedilmesi ihtimali görünmüştü. Katillerin, hırsızların yargılanma ihtimali görünmüştü. Kara bulutların dağılmasıyla beraber kara görünmüştü.

Geçtiğimiz seçimlerde oyların hayvan gibi çalındığı ayan beyanken, “Halk 12 yıllık iktidar yorgunluğuna rağmen teveccühünü AKP’den yana gösterdi” diye yorum yapan TV uzmanları; bu kez, “normalde AKP’nin %40 oyla tek başına hükümet kurulabilmesi gerekir ama bizim seçim sisteminin aksaklıkları…” serzenişlerine başlamıştı bile…

Anadolu Ajansı dahi HDP’nin barajı aştığını doğruluyordu! Mazlumun ah’ı indirdi şahı, teyitli bilgi yayalım.

Barış ve sabır kazandı…

Seçimi, faşizme karşı omuz omuza diyenler kazandı. Seçimi, müteahhitlik için sıraya girenler değil, müşahitlik için sıraya girenler kazandı. Gezi mizahı seçim kampanyalarına da yansıdı. Seçimi espriden anlayanlar kazandı. Dayanışma İçin + 1, 10dan Sonra, Oy ve Ötesi… Barajı yıkmak için omuz verenler şimdi halayda omuz omuzaydı. Gezi Parkı açık mı? Vallahi de açıktı. Ay resmen devrim! Gezi Direnişi sonrasında her akıllarına estiğinde parkı halka kapatma talimatı verenler, 7 Haziran’da nasıl bir şoka girdilerse, Gezi’yi kapatma emri vermeye bile dermanları kalmamıştı…

Balkon konuşması yapmaya niyetlenenler, şimdi “bu saat itibariyle Türkiye’de başkanlık tartışması son bulmuştur” diyen Demirtaş’ı izliyordu. Mutluyuz de mi Sadık?

Halaydı gerçek oldu! Yüksek ihtimalle Aksaray’da “barajlarım yıkıldııı, toplayamadım” türküsü eşliğinde ağlanırken, biz, “1 oydur, 2 oydur, 3 oydur, 4 oydur,14 oydur; bana bir baraj yıktır, bu ne güzel halaydııır, harinna!” ruh halindeydik.

Akşamına: Daltonlar balkonda! Avarel ortalarda yok. Davutoğlu arz-ı endam etti. Balkonda çamaşır asan kadının yanında elinde çamaşır suyuyla manasız yere biten Ayşe Teyze gibiydi. Bu kez duyulan çamaşırın yırtılmasıyla çıkan cırt sesi değil, yıkılan barajın Aksaray’da yarattığı gürültülü sessizlikti.

Biz kazandık. HDP’li olsun olmasın… Baraja karşı omuz omuza diyenler... Gezi’de birbirini gazdan kurtaran karşıt görüşlü gençler… Biz kazandık!

Şimdi… Yeni âşık olmuş gibi mutluyuz. Gezi’den beri sokaklarda bu kadar çok mutlu insan görmemiştik. Herkesin yüzünde her an halaya duracak gibi bir çoşku…

7 Haziran’dan bu yana, memleketin her yanında “seni başkan yaptırmadık” sloganlarıyla diktatör uğurlama konvoyları dolaşıyor. Kenan Evren’in arkasından bile teneke çalmak için ölümüne kadar beklenmişti.

Halaylar çiçek dürbününün boncukları gibi, bir daralıp bir genişliyor. O kadar çok halay çektik ki Flash TV her birimize ayrı ayrı transfer teklifinde bulunsa yeridir.

Basın… Sözcü gazetesi, gamlı bir Erdoğan resmi üstüne manşet atmış; “ÇÖKÜŞ!” “Vatandaş, 13 yıldır ülkeye çile çektiren Erdoğan’a kırmızı kart gösterdi” yazıyor kapakta. Demek, halkların kardeşçe yaşaması için verdiği emeğin karşılığını alınca payelenmeden edememiş Sözcü gazetesi! Tövbe ya Rab! Yakındır; “İyi olursa Sözcü’den kötü olursa Kürtlerden” diye manşet de atar bunlar.

Akşam gazetesi yine konuyu hiç anlamamıştı: “CHP’den HDP’ye baraj kıyağı!” Yav he he…

HDP Meclis’teki 3. büyük parti oldu. Seçim süreci boyunca mecburen yer vermek zorunda kaldığı HDP’ye 4 büyüklerdeki Trabzonspor muamelesi yapan basının da duruma göre pozisyon alma çabası hâsıl oldu. Seçimin ardından, sarı, kırmızı, yeşil kolye takan Nagehan Alçı, Şemmamme öğrenecek kurs arıyor muhtemelen.

Kısa çöp uzun çöpten hakkını aldı. Bu daha başlangıç; direnmekle, kurtulmakla, barışla biz amenna!