Dokuz ay içinde iki askeri darbenin gerçekleştiği Burkina Faso’da yaşananları değerlendiren Bayala, “Damiba’nın güce ve müttefiklerine körü körüne güvenmesi sonunu getirdi. Cihatçılarla mücadele temel öncelik” dedi.

Damiba’yı götüren güç zehirlenmesi
Burkina Faso’da Yüzbaşı İbrahim Traore’nin başında bulunduğu askerler 30 Eylül’de yönetime el koydu. (Fotoğraf: AA)

Yaren ÇOLAK

Şiddet, yoksulluk ve cihatçı saldırıların sarmalındaki Batı Afrika ülkesi Burkina Faso’da Yüzbaşı İbrahim Traore’nin başında bulunduğu askerler 30 Eylül'de, Yarbay Paul-Henri Sandaogo Damiba'yı devirerek yönetime el koydu. Kendisi de 9 ay önce darbeyle yönetimi ele geçiren Damiba’ya yönelik darbenin gerekçesi, sorunları çözmede yetersiz kalması olarak açıklandı. Fransa etkisindeki Damiba’yı deviren Traore’nin gerçekleştirdiği darbenin etkilerini sivil toplum örgütü Citizen Balai hareketinin üyesi Serge Imhotep Bayala ile konuştuk. Bayala ülkedeki güç mücadelesini, ekonomik, politik, sosyal durumu anlattı.

İSTİKRARSIZLIK HÂKİM

Ordu, ülkedeki güvenlik durumunu gerekçe göstererek iktidara el koydu. Ülkedeki durumu aktarabilir misiniz?

Siyasi, ekonomik ve sosyal durum alarm veriyor. Bu, ülkenin siyasi tarihinde çok nadir görülmüş bir durum. Siyasi yönden, ülkenin kurumlarında ciddi bir istikrarsızlık var. 8 yıl içinde ülkede bir halk ayaklanması, 2015 ve Ocak 2022 arasında seçilerek görev yapan başkanla bir uzlaşı emri girişimi ve biri iptal edilen üç darbe yaşandı. Sosyal yönden, terörizmden kaynaklanan benzeri görülmemiş bir insani kriz neticesinde nüfusun yüzde 10’u ülke içinde yerlerinden edildi. Başkent’in çevresinde 100 kilometre yarıçaplı bir bölgede terörist yönetimi hâkim.

Ekonomik yönden ise, Covid-19, yerlerinden edilmesiyle artık üretim yapamayacak duruma gelen insanlar olması nedeniyle ülke ciddi zorluklar içinde. Kurumlardaki siyasi kriz, ülkenin ekonomik performansına gölge düşürdü.

Damiba’nın Birleşmiş Milletler 77’nci Genel Kurulu için ABD’ye yaptığı son seyahat, yönetimin kötü yöneten doğasını ortaya serdi. Burkina Faso’nun 96 kişilik heyeti, 30 gün boyunca orada konaklayacak.

Siyasi-askeri yönetimin, 22 Ocak’ta güvenlik meselelerini teröristlere bırakarak, teröristlerin ülkede ve stratejik bölgelerinde egemenlik kurması sonucu bir darbe gerçekleşti. Darbeciler, acil güvenlik sorunlarını ve Burkinabe halkının isteklerini bir yana bırakarak, kötü yönetimde, cezasızlıkta; halkın, bireylerin ve basının özgürlüğünü ihlal etmekte uzmanlaştı.

FRANSIZ KARŞITLIĞI

31 Ocak’ta darbeyle geçici devlet başkanı olan Paul-Henri Sandaogo Damiba yine darbeyle görevden alındı. Darbenin arka planında kimler var?

Bu darbeyi gerçekleştiren, “Cobra” isimli özel bir ekipti. Bildiğimiz şu ki, 2 Ekim 2022’de yönetimi alan genç komutanlar, askeri ortaklarını yabancı ülkelere değişmekten yana. Paul-Henri Damiba, Fransa ordusu tarafından korunuyordu ve Fransa’nın lehine bir politikası var.

Darbenin asıl sponsorunun, ülkenin dört bir yanında protesto gösterileri yaparak Fransa yanlısı Damiba’nın gidişini isteyenler olduğunu söyleyebilirim. Darbeye destek veren Burkinabe halkı, ülkemizin düşmanı Fransa’nın sadık bir müttefiki olan Damiba’yı artık istemiyor.

İlk darbenin mimarı Paul-Henri Sandago Damiba isimli bir teğmendi, ikincisi ise Yüzbaşı İbrahim Traore tarafından gerçekleştirildi.

DARBENİN TASHİHİ

Bir yıl içerisinde iki darbe yaşanmasının sebebi neydi? Sola nasıl bir etkisi oldu?

Şimdi solun önünde kritik bir dönem var. Ancak bu son darbede Damiba’nın teslim olmayı ve istifa etmeyi reddetmesine rağmen hiçbir tutuklama olmadı. Başkentte durumu kontrol almaya yönelik bir restleşme yaşandı ve halk Damiba’yı ülkeyi terk etmeye zorladılar. Fransız özel kuvvetlerin yardımıyla Damiba, Togo’ya kaçtı.

Son yapılan darbenin gerekçesi, en başta güvenlik amacıyla yapılan ancak daha sonra yolundan sapan ilk darbenin tashih edilmesiydi. Bugün, Burkina Faso topraklarının yüzde 60’ı düşmanın kontrolü altında.

Darbe, Damiba’yı oldukça şaşırttı. Fildişi Sahili’ndeki sağ kolu Allasane Outtara aracılığıyla, Fransız müttefikleri Damiba’ya büyük yatırım yapmıştı. 19 Mayıs 2022’de Damiba, ülkenin ekonomik başkentine yaptığı bir ziyarette ordu subaylarına kafa tutarak şunları söylemişti: “Gücümüzle bir sorunu olan her kimse, kendi darbesini yaparak ülkeyi istediği gibi yönetebilir!” Bu bir darbe çağrısı olarak algılandı ve 30 Eylül-2 Ekim arasında, Yüzbaşı İbrahim Traore’nin yaptığı darbeyle sonuçlandı. Damiba’nın güce ve müttefiklerine körü körüne güvenmesi, onun sonunu getirdi.

CİHATÇILARA KARŞI

Önümüzdeki dönem Burkinabeleri ne bekliyor?

14-15 Ekim tarihlerinde geçiş dönemi için karşılıklı mutabakata dayalı bir sözleşmenin oluşturulacağı ulusal bir toplantı gerçekleşecek. Bu sözleşmeyle geçiş dönemi başkanının sivil veya asker olup olmayacağı, geçiş döneminin birçok farklı yönetim organının nasıl olacağı belirlenecek. Bu geçişin, halkımızın hayallerini taşımasını umuyoruz.

Önümüzdeki asıl görev, terörle mücadele etmek, topraklarımızı cihatçıların kontrolünden geri almak ve halkımızın sözkonusu köylerine bir an önce dönmesini sağlamak.

***

BURKİNA FASO NERESİ?

Geçmişte Fransa sömürgesi olan ülke, 1960 yılında Yukarı Volta adı ile bağımsızlığa kavuşmuştu. Bağımsızlık sonrası dönemde siyasi belirsizlikler neticesinde darbeler yaşandı, 4 Ağustos 1983 tarihinde Thomas Sankara önderliğinde gerçekleştirilen devrim neticesinde ülkenin ismi Burkina Faso olarak değiştirildi.

Son yıllarda cihatçı çetelerin saldırısı altındaki ülkede Birleşmiş Milletler (BM) tahminlerine göre 2015’ten bu yana saldırılar yüzünden hayatını kaybeden kişi sayısı 2 binden fazla, yaşadıkları yerden ayrılmak zorunda kalanların sayısı ise yaklaşık 1,5 milyon oldu. Ülkenin birçok bölgesinde devam eden tehlike yüzünden okullar kapalı.

***

NE OLMUŞTU?

Devrilen cunta lideri Damiba, 24 Ocak’ta güvenlik sorunlarını bahane ederek, demokratik seçimle işbaşına gelen Roch Christian Kabore’yi görevden almış ve yönetime el koymuştu. Ancak Damiba yönetime geldikten 9 ay sonra ülkede güvenlik daha da bozuldu. Cihatçı örgütler, ülkenin yaklaşık yüzde 40’lık alanına yayıldı.