Dans ettiğimiz devrim

NAZLICAN UZUNER

2019’un son haftalarında sinema perdelerinde izlediğimiz Ve Sonra Dans Ettik, salt bir festival filmi olmanın da ötesinde bir manifesto yazıyor. Gürcistan - İsveç yapımı filmde Z kuşağının fertleri; toplumsal cinsiyet rolleri, gelenekler, normlara bağlı homofobi ve geleceksizlik arasında sıkışmış benliklerini aşkla ve dansla yoğurdukları bir mücadele ile var ediyor, kendi cinselliklerini keşfediyorlar.

Yönetmen Levan Akın filmde Gürcü kültürünün ve toplumunun ataerkilliğini Gürcü dansının kimliği üstünden yorumluyor. Kadın ve erkek olmak üzere heteroseksist ön kabul ile seçilen iki partnerden oluşan dans gruplarında kadının “bir bakire gibi” saf, onurlu ve mağrur; erkeğin başı dik, gururlu, çevik ve kaya gibi sert hamlelerle dans etmesi gerekiyor. Muhafazakar bu döngü, baş karakter Meram’ın Gürcü dansını kendi kimliğine has yorumlayışı ile kırılıyor. Meram, erkliğe baş kaldırıyor ve bu başkaldırı onu kendi cinselliğini keşfetmek üzere bir yolculuğa çıkarıyor. Homoseksüel bir Gürcü dansçısı olarak başarılı performanslar sunmak onun mücadelesinin kazanımı.

Dans topluluğuna sonradan katılan Irakli ile Meram’ın arasında gelişen ilişki rekabetten aşka doğru uzanırken Meram, Irakli ile aşkı keşfederken normatif olanı yıkıyor, homofobiye yine dansı kendine has yorumlayışı ile cevap veriyor.

Bütün bu süreç boyunca başka karakterler üstünden evlilik, geleceksizlik ve toplumun beklentileri de eleştiriliyor. Muhafazakar ve refah seviyesi düşük bir toplumda yaşayan, Meram’ın yaşadığı öze yolculuğu yaşayamayan gençlerin çoğu üniversite okuyamayacağını, toplumsal cinsiyet rollerine uygun bir biçimde evlenmesi ve aile kurması gerektiğini biliyor.

Film, etkileyici bir görsellik ile yazdığı manifestoda homofobiyi, ataerkiyi, muhafazakarlığı, toplumsal cinsiyet rollerini kabul etmediğini beyan ediyor ve Z kuşağının kara perdeyi yırtarak kendi cinselliklerine ve özgürlüklerine doğru yaptıkları yolculuğu sinema perdesine yansıtıyor.

Filmin bel kemiğini oluşturan ve ayrıca son zamanlarda Las Tesis ile birlikte deneyimlediğimiz dünyayı dansla yerinden oynatma inadı bize yeni yollar ve mücadeleler sunuyor. Her hareketimizle aydınlanan bu yollar bizim, gelecek bizim…