Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un ‘siyasi ayak’ açıklamasıyla yeniden alevlenen FETÖ tartışması, darbe söylentilerinin tedavüle sokulmasıyla farklı bir boyuta taşındı. Darbe tartışmasını körükleyenlerin tamamı yandaşlar. AKP bu şekilde kitlesini konsolide etme arayışında

Darbe tehdidi ya da ABD aşkı

Politika Servisi

Darbe tartışmaları yeniden tedavülde. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un FETÖ'nün 'siyasi ayağı'na ve TSK'deki varlığına ilişkin açıklamaları sonrası Erdoğan’ın sert reaksiyonu fitili ateşledi. CHP lideri Kılıçdaroğlu ile girilen ‘siyasi ayak’ tartışması sonrasında da Pentagon’a yakın strateji kuruluşu RAND’ın “orduda rahatsızlık var” yönündeki raporu iktidar cenahında ve yandaş kalemlerde “yeni bir darbe girişimi mi var” tartışmalarını alevlendirdi.

İşin ilginç yanı bu tartışmanın taraflarının neredeyse tamamı (şimdilik) yandaş cenahta yer alan basın yayın kuruluşlarında yer buluyor. Yeni Şafak, Sabah ve Türkiye darbeye karşı teyakkuza geçmiş, sürecin bayraktarlığını yapıyor. Aydınlık karşı cenahta yer aldı. Bu tartışmanın ‘Erdoğan’ı tuzağa çekme cepheyi bölme’ girişimi olduğunu manşetten duyurmayı ihmal etmedi. Akşam gazetesi nerede duracağına tam karar veremedi. Erdoğan’ı bekliyor. Ama genel çizgisinden anladığımız kadarıyla darbe tartışmalarının uzağında kalmayı tercih ediyor. Hürriyet, her zaman olduğu gibi iktidar bloğunda yaşanan kapışmaya serin yaklaşmaya, iki taraftan da yazılara gazetede yer vererek durumu idare etmeye çalışıyor.

TARTIŞMAYI ÇOK SEVDİLER

Darbe tartışmaları AKP dönemi boyunca neredeyse hiç eksik olmadı. Tartışma, daha ilk başta hedefe konulanın tasfiye olduğu bir sonla bitti. Şimdiki şüphelileri “Kemalist-laik” muvazzaf ve emekli subaylar. Ortada Kemalist subay kalıp kalmadığı ayrı bir tartışma olmakla birlikte, esas konuşulması gereken konu yandaş kalemlerin neden bu kadar coşkuyla böyle bir başlık ortaya atmaları olmalı. Neredeyse 5-6 yıldır sınır ötesinde savaş halinde olan bir orduya dair başlatılan bu tartışma kuşkusuz tesadüf değil. ‘Neden şimdi?’ sorusuna verilen ilk yanıt iktidar bloğunun içinde bulunduğu duruma ilişkin. Başkanlık seçiminden sonra sürekli gerileyen iktidar erimeyi durdurtmak istiyor. Sadece iktidarın nimetlerini anlatmakla seçmen bir arada durmuyor. Üstelik ‘Erdoğan olmazsa Babacan olur’ gibi yaklaşımlar muhafazakar seçmene iktidarda kalma ihtimalini işaret ediyor. Yandaş hesabına göre, “Kemalist darbe tüm kazanımlar için tehdit algısı yaratacak” böylelikle muhafazakarlar yeniden kenetlenecek. İkinci olarak darbe korkusu her türlü anti-demokratik uygulamayı meşru kılacak. İktidara baskı ve şiddeti artırma olanağı verecek.

MAKAS DEĞİŞTİRME FIRSATI

Darbe tartışmalarının üçüncü bir sonuç üretme ihtimali de az değil. Darbe tartışmalarına kaynak gösterilen ABD menşeli strateji kuruluşu RAND’ın raporunda da işaret edilen orta kademe subayların özelliği Amerika’nın Ortadoğu siyasetine karşı olmaları. Bu yönüyle darbe tartışmalarına bugünlerde yeniden aşk tazeleyen Erdoğan-Trump ilişkisiyle birlikte bakmakta fayda var. Erdoğan’ın, Ortadoğu bağlamında üzerine giydiği anti-emperyalist giysinin yaldızları tek tek dökülüyor. Başta kabin olmak üzere AKP’liler kelimenin gerçek anlamıyla Amerika’yı yeniden keşfediyor. İçeride başlatılan darbe tartışması/tehdidiyle dış politikada da iktidara makas değiştirme olanağı sunsun isteniyor. Böylece daha açık bir Amerikancı çizgiye geçilebilecek.

CEPHE İKNA EDİLECEK

Böyle bir makas değişikliğinin AKP-MHP-VP-BBP bloğunda sorun yaratacağı çok açık. Erdoğan’ın bu cephede esas dert ettiği isim Bahçeli. MHP’nin gazetesi Türkgün’de son günlerde Rusya karşıtı sayıları her gün artan yazılara bakınca böyle bir değişikliğe boş olmadıklarını söylemek mümkün. Üstelik bu siyaset değişikliğini tabana anlatmak için “darbe tehdidi” en az AKP kadar onlar için de makul bir gerekçe olacaktır.

KILIÇDAROĞLU'NDAN ERDOĞAN'A 5 KUŞLUK DAVA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmasında kendisine 500 bin TL'lik dava açan AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında 5 kuruşluk karşı dava açtı. Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik tarafından Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde verilen dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun "FETÖ'nün siyasi ayağı Erdoğan'dır" açıklamasına ilişkin ispat haklarını da kullanacakları belirtildi. Kılıçdaroğlu, iddiaları konusunda İlker Başbuğ, Işık Koşaner, Abdüllatif Şener, Kadir Özbek, Ali Suat Ertosun, İlhan Cihaner ve Celal Ülgen'i tanık olarak gösterdi.

İLKER BAŞBUĞ'UN AVUKATLARINDAN İDDİALARA TEPKİ

26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un avukatları müvekkillerinin adının karıştırıldığı hayali darbe senaryolarına sert tepki gösterdi. Başbuğ'un avukatları son dönemde müvekkillerini hedef alan hayali darbe senaryoları üzerine açıklama yaptı. Avukat İlkay Sezer ve Avukat Hilal Demirelli yaptıkları açıklamada müvekkillerinin adının karıştırıldığı hayali darbe senaryoları için "Bugünlerde müvekkilimizin de adının karıştırıldığı hayali senaryolar, FETÖ'nün geçmişte ürettiği komploları ve bu komplolara zemin hazırlamak için yapılan kamuoyu oluşturma süreçlerini hatırlatmaktadır" denildi. Açıklamada, 28 Ocak tarihinde Haber Global'de, Başbuğ'un yaptığı 2009 yılındaki yasal düzenlemelere ilişkin açıklamanın ilk olmadığı, Başbuğ'un bu açıklamaları daha önce de defalarca yaptığı hatırlatıldı. Avukatlar, Başbuğ'un iç siyasi tartışmaların parçası olmadığını ifade ederken, müvekkillerinin adını hayali komplolara karıştıranlara karşı yasal haklarının saklı olduğunu söyledi.