Çanakkale’de salgın giderek yayılıyor. Dardanel Fabrikası işçileri ise her gün çalışıyorlar ve eve gitmeleri yasak. Dardanel’in sahibi ise “Kapalı devre çalışma” adı verilen bu kölelik şartlarının hükümetin tavsiyesi olduğunu itiraf etti. İddialara göre Dardanel 2019’da TSK’nin kumanya ihalesini aldı. Dardanel’de üretilen ürünlerin bir kısmı ihraç edildiği gibi bir kısmı da Suriye ve Libya’daki TSK ve onun gözetimindeki ÖSO gibi silahlı unsurların kumanya ihtiyacını karşılıyor.

Dardanel’de hükümet parmağı

Ozan GÜNDOĞDU

Çanakkale, lojistik özellikleri nedeniyle ihracata elverişli konumda bir kıyı kenti. Aynı zamanda bereketli topraklar üzerine kurulmuş kentin önemli gelir kaynaklarından biri de tarım. O kadar ki, dünyanın en kaliteli zeytinleri bu topraklarda yetişiyor. Domates, üzüm gibi meyvelerin yanısıra hayvancılık da kentin önemli gelir kaynaklarından biri.

Ancak kent bu sıralarda daha önce görülmemiş bir çalışma rejimiyle ülke gündemine oturmuş durumda. Çanakkale Dardanel Fabrikası’nda baş gösteren Covid-19 salgını sonrası fabrika “kapalı devre üretim” adını verdiği bir modele geçti. Salgının fabrikada yayılmasının ardından işçiler fabrikada çalışmaya devam ettiriliyor, mesai bittiğinde de fabrika etrafındaki karantina bölgesinde konaklatılıyor. Ertesi sabah yine aynı fabrikada çalıştırılıyor ve bu süreçte evlerine gönderilmiyorlar. DİSK’e bağlı Gıda İş sendikası Başkanı Seyit Aslan durumu “Dardanel işçileri rehin aldı” şeklinde yorumluyor.

Kölelik hükümetin tavsiyesi

Buna karşılık kölelik düzenini andıran bu çalışma rejimine ilişkin detaylar meselenin basit bir kar hırsının ötesine geçtiğini de ortaya koyuyor. Dardanel’in sahibi ve yönetim kurulu başkanı Niyazi Önen kamuoyunda tepki çeken koşullara ilişkin dün Habertürk’e verdiği mülakatta “kapalı çalışma modelinin” kendilerinin fikri olmadığını itiraf etti. Önen’in konuya ilişkin ifadeleri şu şekilde; “Bu hafta sona erecek kapalı devre çalışma sistemi; resmi makamların bizlere önerdiği ve tebliğ ettiği bir metot olup; içinden geçtiğimiz bu olağanüstü süreçte çalışanlarımızın ve ailelerinin sağlığının korunması için en etkili yöntem olduğu için uygulanmıştır. Hepimize düşen en büyük görev ilgili otoritelerin yönlendirmelerine uymak ve onların yol göstericiliğinde tüm önlemleri kararlılıkla uygulamayı sürdürmektir”.

Yani hükümet fabrikada üretimi durdurmak ve işçileri hiç değilse 15 gün karantinaya almak yerine fabrikanın çalışmasını, işçilerin fabrikada konaklamasını kendisi istiyor. Dardanel’in sahibi de bu isteğe olumlu yanıt veriyor. Peki hükümet için Dardanel’in “tam gaz” çalışmasının önemi ne?


Dardanel ile TSK bağlantısı

Konuya hakim kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre Dardanel aynı zamanda 2019’da TSK’nin kumanya ihalesini de almış durumda. Dardanel’de üretilen ürünlerin bir kısmı ihraç edildiği gibi bir kısmı da Suriye ve Libya’daki TSK ve onun gözetimindeki ÖSO gibi silahlı unsurların kumanya ihtiyacını karşılıyor. Bu yüzden fabrikada üretimin durdurulmasını hükümet istemiyor ve Dardanel’in sahibi Niyazi Önen’e “Kapalı Devre Çalışma Sistemi’ni” uygulamasını istiyor. Öte yandan hükümetin bu arzusu sadece Dardanel’e özgü de değil. AKP’ye yakınlığıyla bilinen MÜSİAD’ın mayıs ayında gündeme getirdiği ve Tekirdağ’da açılan “İzole üretim üssü” de bu planın devamı niteliğinde. Bu üste, tıpkı Dardanel’deki gibi kapalı devre yaşam ve üretim alanı inşa ediliyor. İşçiler sosyal hayattan tümüyle izole ediliyor, bu üste yaşıyor, aynı üste çalışıyor, virüse yakalanırsa o üste tedavi edilip çalıştırılmaya devam ediliyor. Eğer işçi ölürse pandemi kurallarına uygun biçimde muhtemelen civarda gömülüyor…

İşçiler korkuyor

Dardanel’deki çalışma şartlarının ne durumda olduğuna ilişkin fabrikada çalışan işçilere ulaşmaya çalıştık. Ancak bir biçimde ulaştığımız işçilerin hiç biri konuşmak istemedi. Bunun üzerine DİSK Gıda İş Başkanı Seyit Aslan’dan çalışma şartlarına ilişkin bilgi istedik. Aslan içeride işçilerin esir alındığını, ilgili örgütlerin tüm çabalarına rağmen işçilerin evlerine gönderilip fabrikanın karantina altına alınmadığını söyledi. İşçilerden irtibatta oldukları bir iletişim numarasını istediğimiz Gıda İş Başkanı Seyit Aslan’ın söyledikleri ise son derece düşündürücü; “hiç biri konuşmak istemiyor, korkudan dilleri tutulmuş durumda. Tek geçim kaynakları bu fabrika olmuş, işsiz kalmak en büyük korkuları…”

İşsizlik en büyük tehdit

İşçinin köleden farkı emek gücünü kendisinin kiralaması, başka bir ifadeyle işverenini seçebilmesi. Ancak ülkenin ekonomik şartları işçiyle köle arasındaki çizgiyi inceltmiş durumda. Bu gelişmede işsizlik en önemli etken. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Balıkesir ve Çanakkale illerinde 2014’te 36 bin kişi işsizken bu sayı 2019’da 56 bine yükseldi. Türkiye’nin her yeri gibi bu bölgede de işsizlik en önemli gündem. Hükümet ise bu durumu fırsata çevirmiş görünüyor.

Tarım bilinçli bitirildi

Ayrıca bu çalışma rejimi dayatılırken buna işçilerin rıza göstermesinin bir nedeni de istihdamın görünümündeki değişim. Kentte tarım giderek küçülüyor. 1984'te kurulan Çanakkale Dardanel Fabrikası 90'larda çalışacak işçi bulamazken, 2010'larda Dardanel'de çalışmak adeta bir ödül haline geldi. Gıda İş Başkanı Seyit Aslan’ın verdiği bilgilere göre Çanakkale Dardanel Fabrikası’ndaki işçilerin çoğu civar köylerden gelen kadınlar. Geçmişte küçük toprak sahibi olan ailelerin toprakları büyük sermaye gruplarının kontrolüne geçince bu köylüler sanayi işçisi haline geliyor. Köylülerin geçimi için fabrika alternatifsiz hale gelmiş durumda. TÜİK’in verilerine göre Balıkesir ve Çanakkale illerinde tarım sektöründe çalışan sayısı 2017’de 195 binken bu sayı 2018’de 183 bine 2019’da ise 172 bine düşüyor. Pandemi koşullarıyla bu sayının daha da azaldığı biliniyor. Sendikalaşmak ise hayalden öteye geçmiyor.

Borç tehdidi cabası

Sadece işsizlik değil, işçilerin bu koşulları kabullenmesinin bir diğer nedeni de borçluluk. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre bu yılın ikinci çeyreği itibariyle Çanakkaleli yurttaşların ihtiyaç kredisi borcu 2 milyar 490 milyon lira. Bunun yanı sıra 641 milyon lira bireysel kredi kartı borcu, 1 milyar 459 milyon lira konut kredisi borcu, 56 milyon lira da taşıt kredisi borcu bulunuyor. Bu haliyle Çanakkaleliler’in bireysel kredi borçları toplamı 4 milyar 646 milyon liraya dayanıyor. Bu tutar geçen yılın aynı döneminde 3 milyar 363 milyon liraydı. Son 1 yılda Çanakkaleliler’in borçluluğu yüzde 38 oranında artmış durumda. Kentte kişi başına düşen banka borcu 8 bin 593 liraya dayanmış halde. Üstelik bu artış Çanakkale’ye özgü değil, ülkenin her ilinde veriler birbirine benziyor.

Şartlar köleliğe hazır hale getirildikten sonra hükümete düşen sadece kölelik şartlarını düzenlemek haline geliyor. İşçiler çaresiz ve sessiz.

***

Bini aşkın işçi esir alındı

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Dardanel'deki kölelik koşullarına ilişkin İstanbul Tarabya'da Dardanel'in Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. DİSK yöneticilerinin de bulunduğu basın açıklamasında Gıda İş Başkanı Seyit Aslan ve Birleşik Metal İş Başkanı Adnan Serdaroğlu da konuşma yaptı. Konuşmalar şu şekilde...

Serdaroğlu: Bu ülke yasalarla yönetilmiyor

"Bugün burada bir hukuksuzluğu, bir yasa dışılığı bir insan hakkı ihlalini protesto etmeye geldik. Artık ülkemiz malesef ki yasalarla yönetilmiyor. Ülke keyfi olarak yönetiliyor. Biz bir kez daha gördük ki bu ülkenin işçileri yani bizler, bir yandan krizin etkisiyle boğuşurken bir yandan işsizlikle boğuşurken bugün de Covid'le ve bu virüsün işçilerle yan yana yaşamasina müsade eden sermaye ve hükümetle mücadele ediyoruz. En başından beri karantinalar uygulansın derken sendikasiz iş yerlerinde işçiler fabrikalarda karantinaya alınıyor. Fabrikada işciler evine gitmeden hem çalisiyor hem virüsle mücadele ederek yaşamını devam ettiriyor. Şimdi de virüsle kapitalizm çarkı döndürülmeye çalışılıyor. İnsan hayatından daha çok çarkı değerli gören kapitalizmi protesto ediyoruz".

Aslan: İşçiler Covid'den de işsizlikten de korkuyor

"Dardanel fabrikası bini askin işçiyi esir almıştır, prangalamıştır. Bu fabrikada 40'tan fazla işçide Covid çıkınca bu fabrikanin 15 gün süreyle kapatılması ile ilgili tartişmaları sonucunda alınan karar işçilerin gece gündüz çalıştırarak üretime devam edilmesi oldu. Bu fabrika üretime ara vermeli ve karantinaya alınmalıydı. Dardanel patronu 'pandemi sürecinde insanlar daha çok balık tüketmeye başladılar, bizim üretimimiz %60 arttı' diyor. Buna karşılık işçilerin çalışma koşulları daha da zorlaştı. Dün yoksullukla mücadele eden işçiler, bugün bir de salgınla mücadele ediyor. Bu ancak ilkel düzende olur.
Üstelik bu karar Valiliğin, İl Sağlık Müdürlüğü'nün, Belediye'nin imzalarıyla alındı ayrıca işveren yetkilisinin de imzası var.

Çanakkale'de işçi aileleriyle görüştük, işçilerle görüştük, herkes çok tedirgin ama ne yazık ki işsizlik ve yoksuluk işten atılmaktan geleceklerinin güvence altında olmamasindan korkuyor ve çalışmak zorunda kalıyorlar. Bu kararınızı derhal geri alin. Bu fabrikaya 15 gün etkili bir karantina uygulansın istiyoruz".