Sunal Ailesi’nin telif hakları için Hülya Koçyiğit’in sahibi olduğu şirkete açtığı dava, emsal kararlar olmasına rağmen reddedildi. Aile, hukuk mücadelesini sürdürmekte kararlı

Davalar aynı kararlar farklı

DERYA AYDOĞAN deryaaydogan6@gmail.com

Türk Sineması denilince akla gelen ilk isimlerden biri kuşkusuz usta oyuncu Kemal Sunal olur. Kariyeri boyunca 82 filmde oynayan Sunal, filmlerinde hep toplumsal meselelere değindi. Yediden yetmişe herkesin sevgisini kazanan sanatçının ailesi şimdi önemli bir mücadele veriyor.

Her gün birkaç televizyon kanalında Kemal Sunal’ın filmlerinin gösterilmesi ve bundan doğan yasal telif hakları ile ilgili sanatçının oğlu Ali Sunal, önce babasıyla iş yapan, arkadaşlık yapan, o dönem film çeken yapımcılarla bizzat kendisi giderek görüşmüş ve olumlu cevap alamamış. Haklarını yasalarla aramaya başlayan Sunal, ilk davasını yapımcı Şerafettin Gür’e açıyor ve davayı kazanıyor. Açılan dava maddi ve manevi tazminat davası... Birinci Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce kabul ediliyor. Mahkemenin bu kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından 21 Temmuz 2014 yılında onaylandı. Karar kesinleşti ve Sunal Ailesi’ne maddi tazminat talebi haklı bulundu. Bu karar aslında aynı sorunu yaşayan birçok oyuncu için de emsal bir karar oldu.

Daha sonra İkinci dava, aynı konu kapsamında 36 filminden telif alamadıkları için Hülya Koçyiğit’in de sahibi olduğu Gülşah Film’e açıldı. İktidara yakınlığı ile bilinen Hülya Koçyiğit’in şirketine açılan dava bir önceki dava ile aynı kapsamda olduğu halde, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, kendi emsal kararını göz ardı ederek ve dayanağı aynı olan bu davalarda farklı kararlar verdi. Konuyla ilgili usta oyuncunun eşi Gül Sunal ve çocukları Ali ve Zeyno Sunal bir basın toplantısı düzenleyerek, haklarını aramaya devam edeceklerini ve kararı Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaklarını söylediler. Basın toplantısından konuşan Gül ve Ali Sunal şöyle söyledi;

ayni-davaya-farkli-karar-512087-1.

“Kanuna aykırı davranılmıştır”
Gül Sunal; “ Yapımcı Şerafettin Gür’e açtığımız maddi tazminat davalarımız dördüncü Fikri Sınai Haklar Hukuku Mahkemesi’nce kabul gördü fakat, buraları çok dikkatli dinlemenizi istiyorum lütfen, aynı konuyla ilgili Yargıtay 11. Hukuk Dairesi daha önceki kararlarına aykırı olarak, yerel mahkeme ilanlarını bozdu. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, kendi emsal kararını göz ardı ederek ve dayanağı aynı olan bu davalarda farklı kararlar verdi. Bu da 5 Nisan 2016 yılında. Bu verilen kararın hiçbir hukuki gerekçesi olmayıp, Fikri ve Sanat Eserleri kanunu hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir. Açıkça kanuna aykırı davranmıştır. Yargıtay’ın bu kararı bizce hukuksuz ve adaletsiz sonuçlar doğurmuş yerel mahkemeler de bu kararına uymuşlardır. Kanuna ve adalete aykırı bu karara karşı anayasa mahkemesine başvuracağımızı bildiriyoruz”.

“Ortada bir yanlış var”
Ali Sunal; “Bu bir nevi babamın vasiyetidir. Oyuncunun telif hakkı olmadığı ülkeleri say deseniz şaşırırsınız çünkü geçenlerde biz saymaya çalıştık adını bile duymadığımız tuhaf ülkeler çıktı karşımıza. Bence biz bu hakkı düşünecek ve verebilecek kadar gelişmiş bir ülkeyiz. Bir açık var bu açığı belki biz kapatabiliriz diye düşünüyoruz . Bir yanlış varsa o yanlıştan dönülmesi tarafındayız. Dönülmesini istiyoruz ve rica ediyoruz. Mahkeme bir dava ile ilgili karar veriyor ve aynı sebeplerle açılan benzer bir dava çeşitli gerekçelerle farklı bir karara bağlanıyor. Burada bir yanlış olduğunu düşünüyoruz bu yüzden hakkımızı üst mahkemelerde aramaya devam edeceğiz. Çünkü bu filmlerin bu filmleri değerli hale getiren oyuncuların bu filmlerde hakkı olduğunu düşünüyoruz. 2014 te verilmiş karar daha iki sene olmadan aşağı yukarı aynı dava orda başka bir karar veriliyor burada bir yanlış varsa biz bunun düzeltilmesini istiyoruz bunun için uğraşıyoruz bunun için de bilgilendirmeye çalışıyoruz. “Telif davasını kaybettiler” diye haberler çıktı her yerde, biz bu kaybı kabul etmiyoruz çünkü kazandığımız bir emsal davası var Yargıtay’ın onadığı.”

***

“Kemal, Kemal Sunal’a karşı savaştı”

ayni-davaya-farkli-karar-512086-1.

Gül Sunal: “1990 yıllarının başında sinema filmleri artık iş yapmamaya başladı. Özel kanalların, özel televizyonların yaygınlaşması sinemaya gitme alışkanlığını yavaş yavaş azalttı. Haklı olarak insanlar evlerinde televizyon seyretmeye başladılar. Bu yüzden Kemal’in bazı filmlerinde, yani en son oynadığı filmler 1970 ve 1980’li yıllarındaki kadar seyirciye ulaşamadı. Kemal’e müzikal ve reklam teklifleri geliyordu. Reklam filmleri de ürününe tam olarak güvenmediği için bunları da kabul etmedi. Biz de bunu ailecek destekledik. Tabii maddi sıkıntımız vardı ama sadece para kazanmak için de Kemal birtakım şeyleri kendine biliyorsunuz içine sindiremedi diyelim. Sonra Kemal, özenle çekilen bir dizide oynadı. Hepimiz dizildik televizyonun karşısında, bir de baktık ki diğer kanalların hepsinde Kemal’in eski filmleri var. 4-5 beş kanalda Süt Kardeşler, Şaban Oğlu Şaban, Hababam Sınıfı gibi işte seyircinin çok sevdiği filmler vardı. Diğer diziler de Kemal’in bu kaderini paylaştı maalesef. Yani yeni dizilerin saatlerinde en az iki üç kanalda eski filmler vardı. Dolayısıyla dizilerin reytingi filmlerden hep düşük oldu. Bunu neden anlatıyorum, bunun dünyada tek olduğunu düşünüyorum çünkü Kemal Sunal, Kemal Sunal’a karşı savaştı yıllarca. Filmler oynuyor, karşısına yeni çektiği diziler konuyor ama filmlerin telif hakkı olmadığı için dizi yapmak zorunda, yaşamak için… Bu sefer ne oluyor, yapımcılar diyor ki ‘‘Yeni diziler yapacağımıza, bu kadar uğraşacağımıza, iki tane üç tane filmini kiralarız Kemal Sunal’ı yine seyirciyle buluşturabiliriz. Yani farkında olmadan belki de kanallar ve yapımcılar bir oyuncuyu açlığa mahkûm ettiler."

***

Gülşah Film ve Hülya Koçyiğit

ayni-davaya-farkli-karar-512088-1.

Sunal Ailesi, sanatçının oynadığı 36 filmin yapımcılığını yapan Gülşah filme açtığı telif davasına verilen karara itiraz ediyor. Gülşah filmin sahipleri arasında son dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve AKP’ye destek açıklamalarıyla gündem olan oyuncu Hülya Koçyiğit var. Koçyiğit verdiği bir röportajda, “AKP döneminde atılan adımlarda ifade özgürlüğü diye bir şeyle tanıştık” demiş ve bu sözleri tepki çekmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında yaptığı övgü dolu sözlerle gündemden düşmeyen oçyiğit, Vodafone 39. İstanbul Maratonu’nda, yönetiminde Bilal Erdoğan’ın olduğu yandaş TÜRGEV için yürümüştü. Ayca Koçyiğit, tutuklu gazeteciler için yaptığı bir açıklamada ‘gazetecilik yaptıkları için tutuklandıklarına inanmıyorum, teröre hizmet edenler var, eline kalemi her alan gazeteye her yazı yazan gazeteci değildir’ demiş ve tutuklu gazeteci eşlerinden Koçyiğit’e tepki gelmişti.