Karar çıkması beklenen İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin davaya 'cumhurbaşkanı kararının iptal edilmemesi' yönünde müdahilik isteminde bulunan Hukukçu Kadınlar Derneği, mahkemeye sunduğu raporda "İstanbul Sözleşmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği politikasının yanlış ve tehlikeli olduğu kanaatindeyiz" ifadeleri yer aldı. LGBTİ+ların da hedef alındığı raporda "Cinsel yönelimin tanınması, LGBTİQ, her türlü sapkınlığın meşrulaştırılması anlamına gelmektedir” denildi.

Davaya müdahil olmak isteyen derneğin raporu: İstanbul Sözleşmesi yanlış ve tehlikeli

İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik Danıştay'da görülen ve kısa süre içinde karar çıkması beklenen davaya müdahilik isteminde bulunan Hukukçu Kadınlar Derneği'nin raporunda sözleşmenin imzalanmasının ardından boşanmaların arttığı, sözleşmenin kültürel ve dini değerlerle uyuşmazlık içinde olduğu kaydedildi.

Cumhuriyet'ten Sefa Uyar'ın haberine göre, “cumhurbaşkanı kararının iptal edilmemesi” yönünde müdahillik isteminde bulunan Hukukçu Kadınlar Derneği’nin mahkemeye sunduğu raporda; aile kurumunun “çocuk sahibi olmayı reddeden akımların, eşcinsel ilişkilerin ve nikâhsız birlikteliklerin artmasıyla büyük risk altında olduğu” savunuldu.

Sunuşta, sözleşmenin toplumsal cinsiyet eşitliğini savunduğu ancak bu politikayı uygulayan ülkelerdeki aile yapısının çöküntü içinde olduğu iddia edilerek “İstanbul Sözleşmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği politikasının yanlış ve tehlikeli olduğu kanaatindeyiz” denildi.

LGBTİ+LAR HEDEF ALINDI

Raporda, “Cinsel tercih ve cinsel yönelim normal kabul edilmiş, her türlü cinsel sapkınlık normalleştirilmiştir” denildi. Sözleşmenin dayandığı toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının, kadın ve erkeği birbirinin hasmı olarak gösterdiği iddia edilirken, sözleşmenin “cinsiyet değiştirmeyi özendirdiği” öne sürüldü. İstanbul Sözleşmesi’nin, feminist teori üzerine inşa edildiği belirtilerek “Feminist teoriye göre, aile içi şiddete başvuran erkeklerin şiddet davranışı, kadınları kontrol altında tutmaya yönelik ataerkil değerlerden kaynaklanmaktadır” denilen raporda, bu yaklaşımın “bilimsel açıdan anlaşılabilir ve kabul edilebilir olmadığı” savunuldu.

LGBTİQ'NUN AÇILIMINDA 'PEDOFİLİ, ZOOFİLİ' İFADELERİNE YER VERİLDİ

İslami açıdan kadın ve aile kurumunun özelliklerine de yer verilen raporda, LGBTİ+lar da hedef alındı. Raporun “netice ve teklifler” kısmında, “Sözleşmede düzenlenen cinsel yönelim kavramı, hukuki bir statü olarak kabul edilemez. Bu şekilde cinsel yönelimin tanınması, LGBTİQ, her türlü sapkınlığın meşrulaştırılması anlamına gelmektedir” denildi. Raporda, LGBTİQ’nun açılımı olarak “lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel, interseksüel ve queer” yerine “gay, lezbiyen, transseksüel, biseksüel, pedofili, zoofili” kullanıldı.