AYM, 21 kişinin öldüğü Davutpaşa patlaması davasında İçişleri ve Çalışma bakanlıkları ile Zeytinburnu Belediyesi sorumlularının tekrar yargılanmasına karar verdi. Kararda yaşam hakkının ihlal edildiği belirtildi.

Davutpaşa patlamasında devlet yaşam hakkını ihlal etti

Emek Servisi

21 kişinin öldüğü ve yargılama sonunda kimsenin cezaevine girmediği Davutpaşa katliamından 14 yıl sonra Anayasa Mahkemesi (AYM) ‘yaşam hakkının ihlal edildiğine’ yönelik karar verdi. AYM ailelere 1 milyon 200 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Dava avukatlarından Özlem Özkan “Devlet vatandaşlarının yaşam hakkını korumak ve savunmakla yükümlüdür. Daha önce kaza olarak yaklaşılan olaya şimdi iş cinayeti olarak yaklaşıldı. Bu karar iş cinayetleri davaları açısından önemli bir karar” dedi.

31 Ocak 2008'de İstanbul Zeytinburnu'ndaki bir binanın üçüncü katında maytap, meşale gibi patlayıcı maddelerin üretiminin yapıldığı ruhsatsız iş yerinde patlama meydana geldi. 21 kişi hayatını kaybetti, 115 kişi yaralandı ve binada büyük çapta maddi hasar meydana geldi.

Olayın ardından yapılan soruşturmada binanın yapı izin belgesinin yerel belediye tarafından düzenlendiği, binanın yapı kullanma izin belgesi ile itfaiye onay belgesinin ise bulunmadığı tespit edildi. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından aralarında belediyenin farklı birimlerindeki çalışanları ile bina sahiplerinin de bulunduğu kişiler hakkında iddianame hazırlanarak Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Yargılama sonunda sorumlulara ‘görevi ihmal’ gerekçesiyle 2 yılın altında ceza verildi. Hiçbir sanık cezaevine girmedi. Aileler AYM’ye başvurdu.

1,2 MİLYON LİRA TAZMİNAT

Başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 17'nci maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının maddi ve usul boyutunun ihlal edildiğine hükmetti.

İhlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın, Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar veren Anayasa Mahkemesi, başvuruculara 1 milyon 200 bin lira manevi tazminat ödenmesini kararlaştırdı.

Davanın avukatların Özlem Özkan şu değerlendirmede bulundu: “Geç gelen adalet midir? Bu soru aklımıza geliyor tabi. Ancak kazananlar her zaman mücadele edenlerdir sözünü de bize hatırlattı. Bu açıdan mutluyum. Yaşamını yitirenlerin yakınları bu davanın tamamına sahip çıktı. Mücadelenin bir sonucu bu.”

DAVALAR İÇİN ÖNEMLİ

AYM kararının iş cinayetleri literatüründe ilk olduğunu vurgulayan Özkan şöyle konuştu: “Yaşam hakkı ihlal edilmiştir, devlet her bir vatandaşının yaşam hakkını korumakla, savunmakla yükümlüdür. AYM bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini ortaya koyuyor. İş cinayeti literatüründe de bir ilk diyebileceğimiz karar olduğunu düşünüyorum. Bizler Davutpaşa patlamasından sonra davayı takip eden aileler ve avukatlar olarak bu şekilde gerçekleşen kazaların bir iş cinayeti olduğunu, bu davayla birlikte söylemeye başlamıştık. Dolayısıyla Türkiye’deki iş cinayetleri literatürü ve almanakların da hazırlanmasına kaynak olan bir dava bu. Bu anlamıyla iş kazası değil ve iş cinayeti olduğu ve bunun da bir yaşam hakkı ihlali olduğu AYM tarafından tescillendi.”

Yeniden yargılama ile devam edeceğine değinen Özkan son olarak şunları söyledi: “AYM, yerel mahkeme olan Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, ‘yaşam hakkı ihlali’ kararını göz önünde bulundurarak yeniden yargılama yapmalısın diyor. Sorumlular İçişleri Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı o dönemki İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Zeytinburnu Belediyesi ve BEDAŞ olarak belirlenmişti. Bu kurumlardan herhangi biri görevini gereğince yerine getirseydi bu patlama gerçekleşmeyecek ve insanlar ölmeyecekti. Kararın tebliğini bekliyoruz. Bundan sonra duruşma günü belirlenecek.”

NE OLMUŞTU?

Patlama sonucu açılan davada yargılama sonunda mahkeme, 3 sanık için beraat, bina sahibi olan 2 sanık için ayrı ayrı 5 yıl 6'şar ay hapis cezası, belediye çalışanı 5 sanık hakkında ise taksirle öldürme suçundan mahkumiyet kararı verdi. Kararın temyizi üzerine Yargıtay, beraat hükümleri ile bina sahibi 2 sanık hakkındaki kararı onadı. Belediye çalışanı bir sanık hakkındaki dava yönünden zaman aşımı nedeniyle düşme kararı veren Yargıtay, belediye çalışanı olan diğer sanıklar hakkında verilen hükmü de suç nitelemesinde hata yapıldığı gerekçesiyle bozdu. Bozma kararı sonrası yapılan yeniden yargılamada 2 sanık görevlerinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstermeleri, diğer 2 sanık ise görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmeleri nedeniyle suçlu bulundu. Mahkeme, bu 4 sanık için verdiği hapis cezasını şartları oluştuğu için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verdi.