Yeni yılı direnişte karşılayan Ekmekçioğulları ve PTT işçileri yaşadıklarını anlattı, dayanışmayı büyütme çağrısı yaptı: “Hani aslan ceylanı kapar, diğer ceylan sürüsü de izler ya arkadaşlarının ölümünü. Aslında şöyle bir üstüne koşsalar aslanın…Birlik olmamız lazım.”

Dayanışmayı büyütelim

RIFAT KIRCI @rifatkirci

Ekmekçioğulları işçileri, PTT taşeron işçileri, madenciler, Migros depo işçileri, Uzel Makina işçileri, TÜVTÜRK işçileri… Ülkenin dört bir yanında hakları için mücadele eden yüzlerce emekçi, yeni yılı direnişte karşılıyor. BirGün’e konuşan Ekmekçioğulları ve PTT işçileri yaşadıklarını ve mücadelelerini anlattı; yeni yılda sınıf dayanışmasını büyütme çağrısında bulundu.

Çorum’da faaliyet gösteren Ekmekçioğulları Metal ve Kimya Sanayi şirketi tarafından Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye oldukları için işten çıkarılan 90 işçi, 23 gündür direnişte. İşçilerden Tuncer Çelik, “Biz sağlımızı ve refahımızı düşündük, örgütlendik. Ancak patron karşısında birlik olmuş işçiler görmek istemediği için bizi hukuksuzca işten çıkardı. Mağdur edilen sadece biz değiliz, bütün Çorum” dedi.

BİRÇOĞUMUZ KANSER OLACAK

Sendikada örgütlenen işçilerin tamamının işten çıkarıldığını aktaran Çelik, neden sendikalaştıklarını şu sözlerle anlattı: “Çalışma koşullarımız gerçekten çok ağır. Ben laboratuvarda çalışmama rağmen kanımda kurşun çıktı. İşçilerin hepsinin kanında kurşun var. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kanda kurşun bulunmaması lazım. Bu 20 yıl sonra kansere çeviriyor. Birçoğumuz gelecekte kanser olacak. Üstelik ucuz hammadde kullanılıyor; gerçekleşen işlemlerde havalandırma ve ekipman sağlanması gerek ama yok.”

7 YILLIK ÇALIŞANA ZAM YOK

Ücretlerin de düşük olduğunu söyleyen Çelik, “10 yıl çalışan işçi 2 bin 500 lira maaş alıyor. Zamlar düzensiz. Bazen zam yapılmıyor. Ben 7 yıllık çalışanım, bu sene zam almadım. Kimisi 34 lira zam aldı. Bazen işçiler fazla mesaiye kalıyor, 16 saat çalıştırılıyor. Kovulma korkusundan kimse itiraz edemiyor. Ben sözde beyaz yakalıyım; bayramlarda, yılbaşında, resmi tatillerde çağrılıyorum işe ” diye konuştu. İşte bu kötü şartların düzelmesi için sendikalı olduklarını dile getiren Çelik, “Sendikamız olsa bir güvence olur. Zamlar düzenli ve adil yapılır. Yemeklerimizi kendimiz belirleriz, servis güzergâhlarımızı kendimiz belirleriz, işyerinde alınması gereken önlemler alınır” ifadelerini kullandı.

Ahlak dışı davranış gerekçesiyle Kod 29’dan atıldıklarını, bu nedenle tazminat ve işsizlik maaşı alamadıklarını hatırlatan Çelik, ayrıca çalıştıkları ayın maaşının da ödenmediğini kaydetti. Çelik, son olarak şunları söyledi: “Bazı evli işçileri birlikte attılar. Bu insanların kredi borçları var, kiraları var. Bu işten çıkarma bütün Çorum’u etkiler. Çünkü bu işçilerin sayısı aileleriyle birlikte 500’ü buluyor. Bu insanlar esnaftan alışveriş yapamayacak, varsa borçları kapatamayacak. Tüm Çorum mağdur olacak.” Direnişteki işçilerden Abdürrahim Birin ise morallerinin yerinde olduğunu belirterek, “Çorum halkı da yanımızda. Yasal süreci zaten başlattık. Avukatlarımız davayı kazanacağımızı söylüyorlar” dedi. Her sabah 6.30’da sendikanın ayarladığı servisiyle fabrika önüne gelip direnişlerine devam ettiklerini anlatan Birin, “Patron bizim yerimize işçi aldı. Direnişi kırmaya çalışıyor. Ancak biz vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

Birin, şöyle devam etti: “Patron kendini vazgeçilmez sanıyor ama bir yandan da müşteri kaybediyor. Bu müşteriler diğer fabrikalarla iş yapmak istiyorlar. O fabrikalar da bize iş tekliflerinde bulunuyor. Biz tecrübeliyiz ve yaptığımız işi yapan az. Bu nedenle iyi ücretler teklif ediyorlar; ancak sendikasız tabii ki. Biz sendikayı bırakmayız. Çünkü biliyoruz ki şimdi güzel ücretler teklif eden patron, 1 yıl sonra verdiği tüm sözleri unutacak ve zulme başlayacak. Sendika olmadan hiçbir yere gitmeyiz.”

YARIM MAAŞLA YAŞIYORUZ

Ekonomik açıdan zor günler geçirdiklerini dile getiren Birin, “Eşimizden dostumuzdan borç alıyoruz. Zaten bankalara olan krediler duruyor. Borçlar giderek katlanıyor. 2 yaşında oğlum var. Hanım yarım gün çalışıyor, onun maaşıyla idare etmeye çalışıyoruz ama yetmiyor. Şimdiye kadar kiramı hiç aksatmamıştım; ama bu ay ödeyemedim” dedi. İşe geri dönene dek mücadelelerinin süreceğini belirten Birin, “Birliğimizle ve dayanışmayla kazanacağız” ifadelerini kullandı.

KAZANACAĞIMIZA İNANIYORUZ

Kendi sendikalarını kurarak çok kısa sürede tüm ülkede örgütlenmeyi başaran PTT taşeron işçileri de yeni yılı direnişle karşılıyor. PTT-Sen yöneticisi oldukları için işten atılan işçilerin, işe iade ve hak kayıplarının karşılanması talebiyle İzmir ve İstanbul PTT Başmüdürlükleri önünde başlattıkları direniş 15 günü geride bıraktı. PTT-Sen Genel Başkanı Halit Büyük, “Üyelerimizi tehdit ediyorlar ama üye sayımız artıyor. Kazanacağımıza inanıyoruz” dedi.

dayanismayi-buyutelim-823010-1.

HERKES BİR UCUNDAN TUTUYOR

İzmir’de PTT Başmüdürlüğü önünde kendisi de direnişte olan Büyük, dayanışmadan güç aldıklarını belirtti: “Üyelerimiz tehdit edildikleri için bizi ziyarete gelemeseler de sendika üyeliklerini sonlandırmayarak bir şekilde destek oluyorlar bize. Bunun yanı sıra yurttaşlar da dayanışmamız büyük. Bize dayanışma paketleri yolluyorlar. Yemek yapıp getiren oluyor. Siyasi partiler de destek ziyaretlerinde bulunuyor sürekli.”

Meclis’teki siyasi partilerden daha fazla destek beklediklerini söyleyen Büyük, “PTT Başmüdürlükleri ve taşeron şirket fokurdamaya başladı, endişeliler. Yasal sürecin de bizim lehimize olacağını düşünüyoruz. Direnişi kazanacağız. Müzakere masası oluştuğunda işe iade ve hak kayıplarımızın karşılanmasını talep edeceğiz” diye konuştu.

İstanbul Sirkeci’de direnişte olan Burhan Tan ise “Taleplerimiz karşılanana kadar direnişimiz devam edecek” dedi ve ekledi: “İşçilere tehditler hâlâ devam ediyor. Sendika başkanları işinden olurken üyelerin çekinmesi çok normal. Ama dayanışma ziyaretleri hepimize moral oluyor, bu dayanışmayı büyütmek önemli.”

Kod 29 ile işten çıkarıldığı için tazminatını ve işsizlik maaşını alamadığını söyleyen Tan, yaşadığı sıkıntıları şu sözlerle anlattı: “Evimin kirası bin 350 lira. 2 çocuğum var, küçüğü 10 aylık. İşçi arkadaşların dayanışmasıyla ayakta kalmaya çalışıyoruz. Kendime aldığım bir şey yok zaten. Ancak çocuklar öyle değil. Karınlarını doyurmak, altını değiştirmek lazım.”

“Bugün benim başıma gelen yarın herkesin başına gelebilir” diyen Tan, “Bir arada durmalıyız. Hani aslan ceylanı kapar, diğer ceylan sürüsü de izler ya arkadaşlarının ölümünü. Aslında şöyle bir üstüne koşsalar aslanın… İsteseler tükürüklerinde boğarlar. Bizim de birlik olmamız lazım. Sorunlarımızı hep birlikte çözmeliyiz. Kimse korkmasın, biz güçlüyüz” şeklinde konuştu.