Google Play Store
App Store

Maddi yatırım yapma, borçlanma ya da bir harcama yapma kararı söz konusu olduğunda, insan beyni tuhaf oyunlar oynayabiliyor. Matematik ve mantık tam tersini söylese de hepimiz yanılsamalar yaşayabiliyoruz.

Değer mi?

Tolga Mırmırık - @mirmirik

İçinde bulunduğumuz ekonomik çöküş ve belirsizlik dönemi, geleceğe yönelik maddi gelir ve değer algımızın neredeyse tamamen dağılmasına yol açmış durumda, ne yazık ki. Geleceğe yönelik maddi beklentilerimizi sadece günü kurtaracak çözümlerle ilerletmeye mahkûm edilmiş gibiyiz. Bu nedenle, yazının devamını mümkün olduğu kadar asgari yaşam standartlarımız varmış ve ekonomik dalgalanmalar yaşanmayacakmış gibi hayal ederek, pembe tablolu zamanlardaymışız gibi okumanızı rica ediyorum.

MADDİ KARARLAR VE BEYNİN TUHAF OYUNLARI

Maddi yatırım yapma, borçlanma ya da bir harcama yapma kararı söz konusu olduğunda, insan beyni tuhaf oyunlar oynayabiliyor. Matematik ve mantık tam tersini söylese de hepimizde yer etmiş minik varsayımlar ve yanılsamalar inatla tek yönde ilerlememize yol açabiliyor. Bu durum, özellikle ileriye yönelik gelirleri tahmin etmede ve bir maddeye değer atamada gözlemlenebiliyor.

Bir yazımda Dan Gilbert (https://www.ted.com/speakers/dan_gilbert)’in konuşmasına atıfta bulunup Bernoulli’nin risk ölçümüne ilişkin formülünden bahsetmiştim. Konuşmada bahsi geçen diğer kısımlar da maddi değerlendirmelerde yaptığımız hatalara dair oldukça zihin açıcı örneklerle devam ediyor. Bu maddi değerlendirme hataları, sadece eve alacağımız bir çalışma sandalyesinin fiyatı, gitmeyi planladığımız bir tatilin maliyeti ya da olası bir yangın riskine karşılık yaptırdığımız sigorta bedelinde değil, bilişim sektöründeki “müşteri yararı” konusunda da geçerli.

GEÇMİŞE TAKILMAK: TELEFON KAMPANYASI

Bir süre sonrası için bir İtalya gezisi planladım. Gezi planlamasında en önemli noktalardan biri de tabi ki bana bu işin maliyeti idi. Uçuşlardan şehirler arası yolculuklara, kalacak yerlerden gezeceğim müzelere ve hatta günlük yeme içmelere kadar her türlü harcama kalemini adım adım güncel fiyatlar üzerinden hesapladım. Özellikle uçuş seçimlerimdeki davranışım dikkatimi çekti ve aklıma Dan Gilbert’in konuşmasında bahsettiği bir konu geldi.

Bir gün bir telefon almak için araştırma yapıyorsunuz ve işinize yarayan bir modelin fiyatını 50.000₺ olarak görüyorsunuz. Ertesi gün aynı ilana baktığınızda kampanya ile 40.000₺’ye indirilmiş olduğunu gördünüz. O gün elinizdeki kartta o kadar limit olmadığı için satın almayı gerçekleştirmediniz. Bir sonraki gün baktığınızda ise kampanyanın sona erdiğini ancak hala önceki haline göre indirimli olarak 45.000₺ olduğunu gördüğünüzde o meşhur minik algılarımız bize "sakın para verme çakallara, hepimiz bunun 40.000₺ olduğunu biliyoruz, kazıklanacaksın" diye bağırmaya başlıyor ve "ürün pahalı" algısı ile satın alma işleminden vazgeçiyorsunuz. Oysa ürün hala önceki haline göre 5.000₺ daha ucuz. Aslında hâlâ kârdasınız. Ama tüm nöronlarımız bizlere bunun geçerli olmadığını, fiyatın bir zamanlar 40.000₺ olduğunu söylüyor. Dan Gilbert, bu tür durumlar için yaptığı tüm çalışmalarda aynı algı yanılgısına sıkça rastlamış. Beynimizin "geçmiş ile karşılaştırma eğilimi" altında kalması yüzünden bu tuzağa düştüğümüzden bahsediyor. Geçmiş ile karşılaştırma eğilimi, algılarımız ve değerlendirme yanılgılarımızda oldukça etkili görünüyor ve hemen her yerde buna rastlıyoruz. Bu eğilim ile insanların iyi fırsatları bile kaçırdığı ve "değer verme yanılgısına" düştüğünden neredeyse emin gibiyiz.

BİR KONSER ÖRNEĞİ

Geçmişle karşılaştırmanın bizleri nasıl etkileyebileceğine dair bir örnek de şöyle: Hayranı olmadığınız bir grubun konseri için basılı bilet aldınız, 500₺ vererek. Cüzdanınızda da 500₺ var. O biletle giriş yapabileceksiniz sadece. Konser alanına ulaştığınızda biletinizi düşürdüğünüzü görüyorsunuz. Bir 500₺ daha verip yeni biletle konsere girmeyi düşünür müsünüz? Bu soruya birçok insan "hayır" cevabı vermiş. Açıkçası ben de soruyu ilk gördüğümde "hayır" demiştim, tahminim sizlerin birçoğu da bunu okurken "hayır" dedi. Soruyu değiştirip, "cebinizdeki 1.000₺ ile konser alanına gittiniz ve oraya vardığınızda 500₺’sini düşürdüğünüzü fark ettiniz. Yanınızdaki diğer 500₺ ile bileti alır mısınız?" şeklinde sorunca ise cevaplar tam tersi yönde olmuş. Çoğu insan buna "evet" demiş (ben de). Mantıklı bir analiz yaparsak, aslında kaybettiğiniz şey aynı, o gecenin toplam maliyeti değişmedi. Peki neden bu tür bir saçmalık yaptık? Buradaki durum önceki kampanya fiyatının aynısı aslında. Geçmişte 500₺ olan bir konsere şimdi 1000₺ vermek istemiyorsunuz (düşürdüğünüz para + bilet bedeli) ve burada da o telefon seçimindeki aynı nöronlar bağırmaya başlıyor: "Saçmalama, hepimiz bu konserin 500₺ olduğunu biliyoruz!"

AKLI BAŞINDA KARARLAR UMUDU

Umuyorum ki yakın zamanda aklı başında kararlar alabilen bir ekonomik yönetime geçeceğiz ve bu değerlendirme konularında daha da eğlenebileceğiz. İyi haftalar!