Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Kemal Bey üzerinden veya inancı üzerinden yapılan ayrıştırıcı tartışmaları hem çok yanlış hem de kendisine haksızlık olarak değerlendiriyorum. Kaldı ki bence Sayın Kılıçdaroğlu, ülkenin neredeyse tüm temel ve tartışmalı sorunlarına ilişkin görüşlerini açıklamış durumda ve farklı toplumsal kesimlerde önemli bir desteğe sahip olduğu görünüyor" değerlendirmesi yaptı.

Demirtaş: Kemal Bey’in inancı üzerinden yapılan ayrıştırıcı tartışmaları çok yanlış buluyorum
Fotoğraf: Depophotos

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi’nden avukatları aracılığıyla siyaset gündeme yönelik açıklamalarda bulundu.

Medyascope'tan Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtlayan Demirtaş, CHP'li vekil Gürsel Tekin'in başlattığı 'HDP’ye bakanlık' tartışmasıyla ilgili, "Ben bu tartışmanın seçimlerden önce, şimdiden yapılmasını yararlı görüyorum. Herkesin ve her kesimin eteğindeki taşları dökmesini sağladığı için iyi oldu" değerlendirmesi yaptı.

"Bunun dışında, bakanlık tartışması çok da gerekli bir tartışma değil diye düşünüyorum. Konuyu ilk dile getiren Gürsel Bey’in art niyetli olmadığını, aksine normal olanı, olması gerekeni vicdanlı bir şekilde dile getirdiğini düşünüyorum" diyen Demirtaş, "Asıl problemli açıklamalar, HDP’ye bakanlık konusunda feveran edenler cephesinden yapılan açıklamalardır. Kullandıkları dil siyaseten etik dışı, incitici ve dışlayıcıdır. Üç beş milliyetçi oyu kapabilmek için girdikleri yarış, bu kişilerin tam da özlerini yansıttı, hakikatlerini daha görünür kıldı" diye konuştu.

"ASIL MESELE MİLYONLARCA KÜRT'E REVA GÖRÜLEN AŞAĞILAMA"

Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti:

"Mesele elbette ki bakanlık, makam, mevki falan değil. Asıl mesele milyonlarca Kürt’e reva görülen aşağılama tutumudur. O tutumu gösterenler için utanç verici bir durum. Türkiye’yi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tapulu şahsi mülkleri gibi gören tayfa, hangi partiden olursa olsun siyaseti zehirliyor, toplumu ayrıştırıp bölücülük yaparak kendi ceplerini doldurmanın hesabını yapıyorlar. Ortaya saçılan pislikleri de bayrakla örtmeye çalışıyorlar. Bu zihniyet Türkiye’yi artık cehenneme çevirdi. Toplumu ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan çökme noktasına getirdi. Şimdi radikal bir zihniyet devrimi, büyük değişim ve reform hamleleri için tarihsel bir fırsat doğmuşken birilerinin çıkıp sözde muhalefet adına eskiyi veya mevcudu dayatması bizim açımızdan kabul edilebilir değil. Biz sadece iktidarın değişmesini değil, sistemin değişmesini; hırsızın değişmesini değil, hırsızlığın bitmesini istiyoruz.

HDP de dahil tüm siyasi partiler halkın desteğini aldıkları taktirde ülke yönetimine dahil olabilirler. Kaldı ki, HDP 102 belediyede yerel yönetim hakkını seçimle kazanmış ve bu yönüyle zaten ülke yönetiminin parçası olmuştur. Ama bunu hazmedemeyen zihniyet, kayyum uygulamalarıyla halkın iradesine darbe yapmıştır. Şimdi 'HDP’ye bakanlık asla olmaz' diye bağıran kişilerin bu kayyım darbecilerinden ne farkı var ki?

Bir de bu sözde muhalif milliyetçiler, kendilerini bakanlık dağıtım merkezi olarak görüyorlar ve sadaka dağıtır gibi bakanlık dağıtırken 'HDP’ye yok' diyorlar. Hele önce siz o bakanlık koltuğuna oturun da bir görelim. Seçimi nasıl ve kimin oylarıyla kazanıp da bakan olmayı hayal ediyorlar, merak ediyorum. Sonuçta yönetime kimin geleceğine halk karar verir, bu kişiler değil."

AKŞENER'E YANIT: "YARINLARI DÜŞÜNEREK KONUŞMAKTA FAYDA VAR"

Demirtaş, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Bizim olduğumuz masada HDP olmaz, HDP’li masada biz olmayız“ sözleriyle ilgili de açıklamalarda bulunarak, "Bir gelecek, değişim, kucaklaşma vizyonu taşımayan bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum. Herkesle oturup memleketin her sorununu konuşma cesaretini ve becerisini göstermek, büyük siyasetçi olmayı gerektirir. Ülkenin geleceği hakkında sözü ve güzel hayalleri olan siyasetçiler böyle konuşamazlar, konuşmamalılar. Risk almadan, tabanı ve toplumsal psikolojiyi değiştirmeden ciddi sorunlara çözüm bulunamaz" ifadelerine yer verdi.

"Tabii ki bugünün konjonktürel gerilim ve fay hatları hesap edildiğinde, bir de seçimin kapıya dayandığı gözetildiğinde siyasetçilerin oy kaygısıyla hareket etmeleri anlaşılır olsa da stratejik açıdan hatalıdır" şeklinde konuşan Demirtaş, "Çünkü Türkiye seçimden sonra, büyük sorumluluk sahibi siyasetçilere ihtiyaç duyacak. Sadece bugünü değil, yarınları da düşünerek konuşmakta yarar var" dedi.

KILIÇDAROĞLU'NUN OLASI ADAYLIĞI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin ortak adayı olma olasılığıyla ilgili soruyu da yanıtlayan Demirtaş, "Altılı masanın ortak bir adayı olur mu, olursa kim olur, buna elbette kendileri karar vereceklerdir. Ancak söz konusu adayın altılı masayı da aşacak şekilde, geniş kesimlerin adayı olması isteniyorsa HDP de dahil diğer tüm kesimlerle adaylık öncesi açık, şeffaf bir müzakere yürütülmesi gerektiğini HDP defalarca belirtti. Benim veya bizim, ortak aday konusunda isim söylememiz doğru olmaz" dedi.

Demirtaş, "Bu vesileyle bir şey söylemek isterim, Kemal Bey üzerinden veya inancı üzerinden yapılan ayrıştırıcı tartışmaları hem çok yanlış hem de kendisine haksızlık olarak değerlendiriyorum. Kaldı ki bence Sayın Kılıçdaroğlu, ülkenin neredeyse tüm temel ve tartışmalı sorunlarına ilişkin görüşlerini açıklamış durumda ve farklı toplumsal kesimlerde önemli bir desteğe sahip olduğu görünüyor. Böylesine kamplaşmış toplumlarda, her konuya ilişkin çözüm önerisi sunmak ve bunlar etrafında toplumu birleştirmek hiç de kolay bir iş değildir" ifadelerine yer verdi.