Demirtaş'tan Cizre açıklaması: Bu halk direnişe devam edecektir

DTK, HDP ve DBP'nin düzenlediği ortak basın açıklamasında konuşan HDP Eş Genel başkanı Selahattin Demirtaş, sokağa çıkma yasağı ve ölümlere ilişkin yaptığı açıklamada "Halk her yerde bu zulme karşı direnir, direnecektir" dedi.

Sol'da yer alan habere göre; HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın açıklamaları şöyle:

"Türkiye'de yönetim biçimi özerklik olmalıdır. Halkın meşru talebine karşı hükümetin işgal algısı yaratan müdahalesine karşı partimiz net bir tutum içindedir. AKP'nin Kürt halkına karşı açtığı savaşta partimiz Kürt halkının yanındadır. Putin'e bir iki gün kafa tutup sonra süt dökmüş kediye dönen, Musul'a asker yollayıp sonra pısırık pısırık askerlerini çeken, İsrail'e "one minute" deyip sonra anlaşma yapan Başkabakan ve Cumhurbaşkanı sıra Cizre'ye gelince mi aslan kesiliyorsunuz?

Zulmün kazanmasına izin vermeyeceğiz, direnenler kazanacak. 10 bin asker, generalleri sen oraya gönderiyorsan orada hendek değil bir direniş vardır demek. Halk her yerde bu zulme karşı direnir, direnecektir.

DTK toplantısı düzenlenecek, öz yönetimin inşası ve içinin doldurulması için önemli kararlar alacağız.

Biz ölüm korkusunu çoktan aştık, halkımız 7'den 70'e ölüm korkusunu çoktan aştı.

Silip süpürme operasyonu diyorsunuz, siz kimi süpürüyorsunuz? Siz ancak bu toprakların kanalizasyonunu temizlersiniz. Bu halk direnişe devam edecektir."

HATİP DİCLE: DEVLET 3 KONU YÜZÜNDEN MASADAN KALKTI
Toplantıda konuşan DTK Eş Genel Başkanı Hatip Dicle ise şu ifadeleri kullandı: "Üç konu devleti görüşme masasından kalkmaya zorladı. Birinci konu Rojava’daki gelişmeler ve PYD’nin giderek uluslararası meşruiyet kazanması. İkincisi uluslararası toplum güçleriyle ittifak halinde Rojava’daki iki kantonun birleşmesi ve bunlara 7 Haziran’da AKP’nin yenilgisi ve HDP’nin güçlenmesiyle savaş konsepti söz konusu oldu. Bundan sonra hep birlikte acılı bir ortam yaşamaya başladık" dedi.

Dicle şunları söyledi, "Müzakere ortamı olduğunda, görüşmeler sürdüğünde masada çözülebilecek durumdaydı. Üç konu devleti görüşme masasından kalkmaya zorladı. Birinci konu Rojava’daki gelişmeler ve PYD’nin giderek uluslararası meşruiyet kazanması. İkincisi uluslararası toplum güçleriyle ittifak halinde Rojava’daki iki kantonun birleşmesi ve bunlara 7 Haziran’da AKP’nin yenilgisi ve HDP’nin güçlenmesiyle savaş konsepti söz konusu oldu. Bundan sonra hep birlikte acılı bir ortam yaşamaya başladık.

Gerek ekonomik alanı, gerek siyasi alanı bulandıran bir süreç başlamış oldu. Dolmabahçe mutabakatında varılan süreç devam etseydi, bugün endişelerimizi belirttiğimiz bu kaos ortamından nasıl çıkacağımızı düşündüğümüz bir ortam da olmayacaktı.

Özyönetim bir haktır. Bir taleptir ve meşrudur. Bu nedenle biz DTK olarak diğer bütün kurumlarımızla da bu mücadeleyi sahipleniyoruz."