Demirtaş’a Diyarbakır ziyareti
CHP Lideri Özel’in tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş ziyaret etti. Özel, Demirtaş’ın kendisine verdiği çağrı metnini yayımladı.
![Demirtaş’a Diyarbakır ziyareti](https://static.birgun.net/resim/haber/2024/10/22/demirtasa-diyarbakir-ziyareti.jpg)
Politika Servisi
DEM Parti’nin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyaretinin ardından CHP Lideri Özgür Özel de dün Demirtaş’ı tutuklu bulunduğu Edirne’de ziyaret etti. 6 gün sürecek olan Güneydoğu gezisine Demirtaş ve eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı ziyaretiyle başladığını belirten Özel, ziyaret sonrasında Demirtaş’ın kendisine verdiği çağrı metnini okudu.
Demirtaş’ın kaleme aldığı metinde yaşanan kadın cinayetlerine dikkat çekilirken şu ifadeler yer aldı: “Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, bugün ziyaretimize gelen Sayın Özgür Özel'e, tüm siyasi parti liderlerine, milletvekillerine, yargı mensuplarına, barolara, belediyelere, sivil toplum örgütlerine, güvenlik bürokrasisine çağrı yapıyorum. Acil ve etkili tedbirler için lütfen işbirliği yapın, kadınların isyanını ve haklı taleplerini duyun. Siyasetteki erkek egemen dili, modeli, politikaları ve uygulamaları değiştirerek işe başlayalım. Toplumsal barışı inşa etmek istiyorsak gelin önce buradan başlayalım. Çünkü özgürlük ve demokrasi herkes için hayata geçmeden barış da sağlanamaz” ifadeleri yer aldı.
Kadın cinayetlerine ilişkin çözüm önerilerinin de yer aldığı metinde İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar imzalanması, 6284 sayılı kanunun uygulanması, cezai yaptırımların artırılması gibi talepler yer aldı.
Ziyaretin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan ve ‘çözüm süreci’ tartışmaları hakkında konuşan Özel, rejim ortaklarının samimi olup olmadığına vurgu yaptı. Özel “Bir samimiyet var mı yok mu görmemiz lazım” ifadelerine yer verdi. Olası bir süreç içerisinde CHP’nin tutumunun ne olacağı sorularına da cevap veren Özel’in "sürecin önünde engel olmayacağız sözleri" dikkat çekti. Demirtaş'ın önemli bir aktör olduğunu vurgulayan Özel, "CHP bu konuda engelleyici olmayacaktır. Tarih önünde üzüntü duyacağımız bir pozisyonda kalmayacağız" ifadelerini kullandı.
İLK ÖNCE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ
Görüşmenin ardından Selahattin Demirtaş da sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yayımladı. Demirtaş, tartışmaların ete kemiğe bürünmesi için hukuku adres gösterdi. “Erdoğan sürecin ete kemiğe bürünmesini istiyorsa, yapacağı ilk şey hukukun üstünlüğüne her alanda saygı duymaktır” diyen Demirtaş, temkinli yaklaşsa da sürece bir nevi yeşil ışık yaktı.
Hukukun üstünlüğü olmadan iletişim kanallarının açılmayacağını ve normalleşme zemininin olmayacağını söyleyen Demirtaş, Özel ile olan görüşmesinde diyaloğun ve işbirliğinin öneminin altını çizdiğini söyledi. Demirtaş, el sıkışma seremonisinin devamının gelmesi için siyasete şans tanınması gerektiğini de ifade ettiğini belirtti.
SORUNLARIN KAYNAĞI İLE ÇÖZÜM OLMAZ
Ülke gündemine her geçen gün daha fazla yerleşen ‘çözüm süreci’ tartışmasına Meclis muhalefeti temkinli yaklaşsa da yapılan açıklamalardan şimdiye kadar ne Erdoğan ne de Bahçeli rahatsız olmuş gibi gözüküyor. Tersine 20 yılın ardından partisi tarihinde ilk defa ikinci parti konumuna düşen Erdoğan, ortaya atılan normalleşme hamlesi ve uzatılan elden oldukça hoşnut.
Ne de olsa şu an siyasetin üst perdesinde kalan tüm aktörler, krizler içerisinde kalmış bu rejimi muhatap almaya devam ediyor. Hatta muhataplığın ötesinde ülke sorunları Saray’la gerçekleştirilebilecek bir diyalog zemininde tartışılıyor. Son olarak Özel ve Demirtaş’ın diyalog zeminlerini önemsediklerini belirttikleri açıklamaları da ülke sorunlarının giderilmesi bağlamında bir çerçeveye oturtuluyor.
Bu çerçevede Demirtaş, işbirliği için ilk olarak hukukun üstünlüğünün tanınmasını öne sürerken Özel ile ziyaret sonrası öne çıkan mesajlardan dikkat çeken bir diğer unsurda çözüm için Meclis’in işaret edilmesi oldu.
Ancak ülkeyi derin bir ekonomik kriz içerisinde sokan, hukuku tasfiye eden, Meclis’i işlevsizleştiren, eğitimden sağlığa, toplumsal hayatın tamamına büyük bir yıkımı sağlayan siyasal İslamcı rejim ile gerçekleşecek diyalog zemininin rejimin kendini tekrar tahkim etmesinden başka bir sonuç yaratmayacağı da oldukça açık.
Ülke sorunları etrafında toplumun büyük bir çoğunluğunun rejime karşı açığa çıkan sesleri Erdoğan ve Bahçeli iktidarındaki sarsılmayı çok daha artırırken rejimin üzerine gidecek bir politik hat örülmeden, onu doğrudan karşısına alacak eylemsellikler örgütlenmeden ülkenin hiçbir sorunu çözülemez.