Sürgün ve baskılara karşı sürdürdükleri oturma eyleminin 26'ncı haftasında BTS İzmir Şubesi üyeleri, baskılara son verilmesi talebi yineleyerek, özelleştirme süreciyle ilgili mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini söyledi.

Demiryolu işçilerinin mücadelesi sürüyor

BİRGÜN EGE

Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) İzmir Şubesi, baskılara karşı düzenlediği oturma eyleminin 26'ncı haftasında Alsancak Garı önünde bir araya geldi. Açıklamaya BTS Genel Merkez Basın Yayın Sekreteri Faik Kaltuk da katıldı.

BTS İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol, TCDD Yönetiminin kendilerine düşman hukuku uyguladığını söyleyerek, "Yargı süreci devam ederken bizlerin sürgünlerden geri dönme ihtimali varken ısrarla lojmanlardan çıkmamız yönünde baskı yapmakta hatta kolluk kuvvetleri ile çıkartmak istemektedirler. Ama aynı koşullarda bulunan Memur Sen Şube Başkan yardımcısına ise hiçbir şey dememektedirler. Bu tam anlamıyla ayrımcılıktır görevi kötüye kullanmaktır" dedi.

Herkese tasarrufun olduğunu ama saraya olmadığını söyleyen Akyol, "Sata sata bitiremediler. Yeni kurulan bir fabrika yok, sanayi yok, çiftçi yok sayıldı, üretici yok sayıldı kısaca üretim yok. Dolayısıyla ekonomideki açıkları kapatmak için sarayın lüks saltanatına para yetiştirebilmek için, beşli çeteyi doyurabilmek için satmaya devam ediyorlar" dedi.

"Biz emekçiler kamulaştırma dedikçe onlar özelleştirme diyorlar. Sıra kamu kurumlarının, çoğu Ege ve Akdeniz sahillerindeki yüzlerce dönüm arazi üzerinde kurulu olan eğitim ve sosyal tesislerine geldi" diyen Akyol, "18 eğitim ve sosyal tesis satışa çıkarıldı. Bunlardan birisi de TCDD ye ait Balıkesir Akçay Eğitim ve Sosyal Tesisleridir. Tatile gidemeyen memurlar için adeta kısa bir dinlenme yeri olan, emekli ücreti ile karınlarını bile doyuramayan emekli memurların dahi yararlanabildiği çeşitli eğitimlerin verildiği, memurların motive edildiği eğitim ve dinlenme tesislerine göz diktiler" diye konuştu.

Akyol şunları kaydetti:

"Büyükşehir Belediyelerinin kaybedilmesinin ardından TCDD önce bir siyasi partiye arpalık yapıldı şimdi de yeniden yapılandırılma, serbestleştirme gibi güzellemeler ile yandaş taşeron firmalara arpalık yapılacak. Tüm dünyada demiryolu özelleştirmeleri fiyaskoyla sonuçlanıp kamulaştırmaya dönülmüşken Türkiyenin en kıymetli kurumlarından birisinin yeniden yapılandırılma adı altında taşeron firmalara peşkeş çekilmesi kabul edilemez. Özelleştirme süreci öyle beklenildiği gibi çok uzak değil. İki ay sonra önümüze yeni sözleşmeler konursa şaşırmayalım."