Demokrasi bahane: Rus petrolünü istemeyen İngiltere, Körfez’e yöneldi

Rusya’nın Ukrayna topraklarına 24 Şubat’ta başlattığı işgal operasyonun ardından Batılı ülkeler, Moskova’ya yönelik yaptırımlarını günden güne artırıyor.

Yaptırımlara paralel olarak, Avrupa’nın Rus doğalgazına ve petrolüne olan bağımlılığı da azaltılmaya çalışılıyor. Ancak Batı’nın, Rusya’ya alternatif olarak Körfez monarşilerine yönelmesi, temel motivasyonun ‘demokrasi’ ve ‘insan hakları’ olmadığını gözler önüne seriyor.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, ülkesinin Rus petrolüne olan mecburiyetini azaltmak için bugün Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan’a bugün resmi ziyaretlerde bulunuyor.

İngiliz medyasının açıklamalarını yansıttığı Johnson’a göre, Suudi Arabistan ile daha yakın ilişkiler kurmak, İngiltere’nin ilkelerine ‘bağlı kalmayacağı’ anlamına gelmiyor. BAE’nin başkenti Abu Dabi'de konuşan Johnson, “İlkelerimizi yükselteceğiz” ifadesini kullandı.

MUHALEFETTEN ELEŞTİRİ

Başbakan Johnson, konuya ilişkin daha önceki açıklamasında Putin için “Batı ülkelerini Rus petrol ve gaz kaynaklarına bağımlı hale getiren bir uyuşturucu satıcısı” tanımını yapmış, İngiltere hükümeti geçen hafta, Rus petrol ithalatını yıl sonuna kadar aşamalı olarak durdurma planını açıklamıştı.

İngiltere İşçi Partisi lideri Keir Starmer, Rusya'ya dönük yaptırımlara destek vermesine rağmen, Johnson'ın bu hamlesini ‘diktatörden diktatöre gitmek’ sözüyle eleştirmişti.

İş, Enerji ve Sanayi Gölge Bakanı Ed Milliband ise Johnson'ın Suudi Arabistan'ın insan hakları siciline rağmen ziyarette bulunduğunu belirterek “Bu, ülke olarak enerji alanındaki kırılganlığımızın bir işareti” değerlendirmesinde bulundu.