Google Play Store
App Store

PKK Lideri Öcalan’ın silah bırakma çağrısının yankıları sürerken neye karşılık silah bırakıldığı, bundan sonraki sürecin nasıl ilerleyeceği soru işaretleri barındırıyor. Barış çağrıları genel olarak olumlu karşılanırken demokratik ve barışçıl bir çözüm yolunun tek adam rejimine karşı birlikte mücadele etmekten geçtiği vurgulandı.

Demokratik ve barışçıl bir çözümün yolu Saray rejimine karşı mücadeleden geçiyor
İmralı heyetinin Abdullah Öcalan’ı ziyaretinde yaptığı çağrının 3 kamerayla çekildiği ancak görüntülerin verilmediği öğrenildi. (Fotoğraf: MA)

Politika Servisi

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ‘PKK kendini feshetmeli’ çağrısının yankıları sürüyor. Suriye’de oluşan yeni dizayna paralel gelişen ve rejimin aktörlerinden MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına uzattığı el ile vücut bulan ‘çözüm süreci’, Öcalan’ın örgüte yönelik çağrısıyla evre atladı.

Saray rejiminin özellikle son dönemde baskı politikalarını genişlettiği, sürece paralel olarak kayyum siyasetine devam etmesi, yargı sopasını elinden bırakmaması, başta HDK olmak üzere siyasi aktörlere de gerçekleştirdiği saldırılar artarken bu koşullarda gelen çağrının ülkeye yansımaları da belirsizliğini koruyor.

PKK’nin tasfiyesi karşılığında masada hangi anlaşmaların yapıldığı, Ortadoğu ve ülke sınırları içerisinde ne tür gelişmelerin yaşanacağına dair belirsizlikler ise büyük soru işaretleri barındırıyor.

ABD ve İsrail’in bölgede işletmeye başladığı yeni dizayn doğrultusunda değişen dengelerin her bir aktör üzerinde farklı yansımaları olurken şimdilik kesin olan en önemli konu fiili olarak amaçlarını Erdoğan’ın ölene kadar başkanlık koltuğuna oturması ve rejimin kalıcılaşması olarak açıklayan Saray’ın gelişmelerin tamamını birer araç olarak kurgulayacağı.

Yaşananlara ilişkin konuşan AKP Sözcüsü Ömer Çelik de kendileri için asıl amacın ‘terörsüz Türkiye’ye ulaşmak’ olduğunu ifade ederken devletin hiçbir pazarlık içine girmediğini ifade etti.

“Artık ‘terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşma zamanı olduğu ifade edildi” diyen Çelik, “ Sayın cumhurbaşkanımızın ‘iç cepheyi güçlendirme’ yönündeki ifadesi ve bunu TBMM’de ayrıntılı şekilde ifade etmesi ve arkasında Sayın Bahçelİ’nin tarihi çağrısı, bölgede kardeşliği artıracak yeni bir mesaj ve irade olarak ortaya çıktı. Bunun esası ‘terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşmaktır. Bu şartlarda terör örgütünün silahlarını bırakması ve tamamen feshedilmesi esastır. Geçmişte çözüm süreci döneminde sayın Cumhurbaşkanımız terör örgütü mensuplarına silahlarını gömüp ülkeyi terk etsinler demişti.’’ İfadelerine yer verdi.

‘YPG DE SİLAH BIRAKMALIDIR’

Çelik, Öcalan’ın çağrısının PKK’ye bağlı bütün örgütleri kapsadığını ve Suriye’deki örgütlerin de bu bağlamda feshedilmesi gerektiğini söyledi:

‘‘Etrafımıza baktığımızda özellikle Netanyahu’nun ifadelerinde Orta Doğu’ya yeni bir şekil verme gibi birtakım karanlık siyasetlerin yürürlüğe koyulmaya çalışıldığını görüyoruz. Bu çerçevede Türkiye jeopolitik gerçeklerine ve bölge değerlerine uygun bir kardeşlik siyasetini irade olarak ortaya koymuştur. Bu çerçevede PKK, YPG, PYD, SDG hangi adla olursa olsun bütün unsurlarıyla terör örgütü silah bırakmalı ve kendini feshetmelidir. Sadece Irak meselesiyle bağlantılı olarak indirgemeci şekilde ele alıyorlar. Hayır, hangi adla olursa olsun terör örgütleriinin tamamının tasfiye edilmesi gerekir.’’Eski Genelkurmay Başkanı ve AKP Kayseri Milletvekili Hulusi Akar ise “Burada hiçbir şekilde taviz söz konusu değil, herhangi bir af söz konusu değil. Herkes cezasını çekecek o ayrı konu ama terörün bitmesi için girişimlerde bulunuluyor. Sahada hiçbir şey değişmedi, Mehmetçik onların barınaklarını başına yıktı, terörle mücadele gece gündüz sürüyor. Dün de gerekli açıklama yapıldı ve örgüt başı ‘silahları bırakacaksınız, örgütü feshedeceksiniz’ dedi. Bunu yaparlarsa da yapmazlarsa da kendileri bilir. Bizim terörü bitirme konusundaki azim ve kararlılığımız kesindir. Ölürsek gazi, kalırsak şehit anlayışıyla sonuna kadar mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.

MHP Lideri Devlet Bahçeli de sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı.

Bahçeli, paylaşımında, ‘‘Ne mutlu bizlere ki, sahte ayrımcılıkların, yapay anlaşmazlıkların, cepheleşme ve yanlış anlamaların milli hayatımızdan tamamıyla sökülüp atılacağı kutlu bir dönemin eşiğindeyiz’’ ifadelerini kullandı.

3 AYRI TOPLANTI YAPILACAK

Öte yandan DEM Parti yönetimi, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın ‘silah bırakma ve örgütü feshetme’ çağrısının ardından süreci değerlendirmek üzere bir araya gelme kararı aldı. Buna göre partinin yetkili kurulları gelişmeleri değerlendirmek üzere 2,3 ve 5 Mart tarihlerinde Ankara’da toplanacak.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan da konuya ilişkin açıklamalar da bulundu. ‘‘Abdullah Öcalan’ın çağrısını bir öneri olarak da görebiliriz’’ diyen Doğan, ‘‘PKK kararını verecektir, çağrı onlara yönelik’’ ifadelerini kullandı.

DEM Parti olarak çağrıya destek verdiklerini belirten Doğan, ‘‘Biz DEM Parti olarak Öcalan’ın çağrısından memnunuz ve destekliyoruz’’ dedi. Rudaw’ın İstanbul stüdyosunda katıldığı programda konuşan Doğan, ‘‘Sürece ilişkin herhangi bir yasal zemin yok, bu bir tehlike. Kanuni bir değişiklik şart’’ diye konuştu.

Doğan, ‘‘Yıllardır Kürtlerin birliğinin temel bir esas olduğunu belirtiyoruz. Şu anda artık Kürtlerin birliği bir ihtiyaç durumunda’’ açıklamasında bulundu. Öcalan’ın çağrısının görüntülü olmamasını eleştiren Doğan, ‘‘Öcalan’ın videosu olmadı, keşke sesi duyulsaydı, yüzü görülseydi’’ diye konuştu.

Doğan ayrıca PKK’nin hedefleri konusunda, ‘‘PKK ulus-devlet istemiyor, bu açık bir şey. Kürt meselesi bir kimlik meselesidir, sadece kültürel haklarla sınırlandırılamaz’’ ifadelerini kullandı.

KARAYILAN’IN SÖZLERİNİ ANIMSATTI

‘‘ ‘Tek millet, tek dil’ sözleri kabul edilemez’’ diyen Doğan, ‘‘Şimdiye kadar ‘Kürtler silah kullanıyor’ diyorlardı, artık çağrı geldi. Şimdi herkes savaş ve barış arasında bir tercih yapacak’’ dedi. Doğan, sürece dair kendilerine aktarılan bir yol haritasının bulunmadığını söyledi.

Doğan, Murat Karayılan’ın geçmişteki açıklamalarını hatırlattı.

Doğan, şunları söyledi:

‘‘Murat Karayılan daha önce, ‘Operasyonlar devam ettiği sürece savaşçılara silahlarını bırakmalarını söyleyemem. Onlar maaşlı savaşçılar değil, gönüllü geldiler ve gönüllü dönmeliler’ demişti.’’

∗∗

Öcalan’ın çağrısına ilişkin sosyalistlerden de açıklamalar geldi. Partilerin açıklamaları şöyle:

• SOL Parti: 

Partimiz uzun yıllardır ülkemizi bir savaş ve şiddet ortamına sürükleyen politikalara karşı Kürt sorununda bir arada yaşam temelinde demokratik ve barışçıl çözümden yana olmuştur. Son yaşanan gelişmeleri bu yönüyle olumlu buluyoruz. Buna karşı bu konudaki gelişmelerin iktidar tarafından kendi baskıcı rejimlerini sürdürmek için bir fırsata çevirmeye çalışacağı görülüyor. Muhalefet güçleri bu gerici rejimin bütün ülkenin geleceğine el koyma girişimlerine karşı durmalıdır.

Toplumun her kesimini susturmaya, muhalefeti yargı operasyonları ve yasaklarla etkisizleştirmeye, yerel yönetimlere kayyumlarla ele geçirmeye çalıştığı baskılar ortadayken bu iktidardan demokrasi beklenmeyeceği açıktır.Haklarımızı ve geleceğimizi kazanmanın, Kürt, Türk, Alevi, Sünni bütün emekçi halklar olarak esas kurtuluşumuzun, özgürlüğümüzün yolu tek adam rejimine karşı birlikte mücadele etmekten geçecektir. Bu yolda, hep beraber mücadeleye…

• Emek Partisi:

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, çatışmalı ortamın son bulmasını Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yollardan çözülmesi, Kürt ve Türk emekçilerin ortak mücadelesi önündeki engellerin ortadan kalması açısından önemli olduğunu vurguladı. Aslan, ülkede demokrasi, bölgede barış talebini yükseltmeye devam edeceklerini söyledi. İktidar bu sorunu gerçekten çözmek istiyorsa demokratik hak ve özgürlüklerin genişletilmesi gerektiğini vurgulayan Aslan, çözüm için gereken en temel adımları, ‘‘tüm toplum kesimlerinin sürece katılması’’, ‘‘gerekli yasal düzenlemelerin yapılması’’, ‘‘cezaevindeki binlerce siyasetçinin serbest bırakılması’’, ‘‘kayyım atamaların ortadan kaldırılması’’, ‘‘sınırötesi operasyonlara son verilmesi’’, ‘‘anadilinde eğitim başta olmak üzere taleplerin karşılanması’’ diye sıraladı.

• Türkiye İşçi Partisi:

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, “Tarafız! Savaşa karşı Barış, Emperyalizme karşı Bağımsızlık, Faşizme karşı Özgürlük, Gericiliğe karşı Laiklik, Saray’a karşı Demokrasi, Eşitlik, Özgürlük ve Kardeşlik için Sosyalizm mücadelesini büyüteceğiz…” ifadelerini kullandı.

• Türkiye Komünist Partisi:

Türkiye Komünist Partisi (TKP), açıklamasında, “Türkiye’de yurttaşlarımızın etnik kökenleri nedeniyle birbirinden uzaklaşmasına, kanlı bir hesaplaşmanın içine sürüklenmesine, emekçi halkın bölünmesine, sorunların gerçek çözümünden uzaklaşmasına neden olan çatışmaların sona ermesi, kullanılan ifadeyle ‘silahların susması’ karşı çıkılması mümkün olmayan bir gelişmedir. Bununla birlikte, asıl üzerinde durulması gereken, işlemekte olan sürecin hedefleri, zemini ve araçlarıdır. Bugüne kadar süreçle ilgili tarafların açıklamaları, aldıkları tutum ve sahadaki gözlemlerimizden çıkardığımız sonuç, kimi çevrelerin iyimserliğini paylaşmamızı engellemektedir” denildi.

∗∗

ERDOĞAN İÇİN SİYASİ İKLİM HAZIRLANIYOR DEĞERLENDİRMESİ

Çağrı, Arap basınında da yankı buldu. Evrensel’in haberine göre ilk değerlendirmelerde çağrı Türkiye için olsa da Suriye’deki Kürt güçlerini de etkileyeceğine yönelik değerlendirmeler dikkat çekti. Ayrıca Erdoğan iktidarının manevra alanının genişleyeceği yorumu yapıldı.

KÜRTLER YOL AYRIMINDA

Lübnan’da yayımlanan Al Ahbar’a yazan Akademisyen Muhammed Nureddin, “Kürtler yeni bir yol ayrımında” başlıklı makalesinde, “Suriye’deki Kürt Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) kendisini bu çağrının bir parçası olarak görüp görmediği konusunda da soru işaretleri var; SDG Komutanı Mazlum Abdi, Öcalan’ın çağrısının, ‘kendileri ile ilgili olmadığını, PKK ile ilgili olduğunu’ söyledi. Irak Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani çağrıyı memnuniyetle karşıladı ve bu çağrıya uyulması ve uygulanması çağrısında bulundu” diye yazdı.

Londra’dan Arapça yayın yapan Al Arap sitesi “Erdoğan ve Kürtler arasında bir ateşkesten daha fazlası” başlığı ile verdiği analizde, “Kürtlerle uzlaşma, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın yeni dönemi için siyasi iklimi hazırlıyor” iddiasında bulunuldu.

Rai Al Youm’a konuşan Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Dr. Abdullah Eşşal ise PKK’nin Öcalan’ın çağrısına uymayacağını ileri sürdü. Haberde, “Akla takılan soru şu: Öcalan’ın çağrısından sonra SDG şimdi nasıl tepki verecek? Savaşı mı yoksa barışı mı tercih edecek? Herkes şimdi bunun sonuçlarını merak ediyor ve yaşananların bölgede istikrarın habercisi mi yoksa kimsenin baş edemeyeceği bir etnik çatışmanın başlangıcı mı olacağı sorusunu yanıtlamaya çalışıyor” yorumu yapıldı.

ABD İLE DOĞRUDAN İLİŞKİLİ

Katar merkezli El Cezire’nin sitesine yazan Dr. Said Alhaj ise “Yeni olan nedir? ” başlıklı makalesinde, “Yeni sürece dair beklentileri yükselten önemli iç ve dış faktörler bulunmaktadır. Bunların başında, daha önce detaylandırılan bölgesel ve uluslararası bağlam gelmektedir. Bu bağlam, PKK ve bölgedeki uzantılarının hareket alanını daraltmaktadır. Özellikle de bu projenin, başta Suriye olmak üzere, ABD’den aldığı doğrudan destekle ilgili gelişmeler dikkat çekmektedir” değerlendirmesinde bulundu.

∗∗∗

BİLAL ERDOĞAN’DAN ŞAM ZİYARETİ

‘Çözüm süreci’ne ilişkin gelişmeler sürerken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu ve İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan ve beraberindeki heyet Suriye’nin başkenti Şam’a gitti. Heyet, Suriye’nin başkentinde ilk olarak Şam Valiliğini ziyaret ederek, Şam Valisi Mahir Mervan ile görüştü. Bilal Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, AA’ nın aktardığına göre, iki ülke ve halkları arasındaki tarihi ilişkilere değinerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını getirdiklerini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arzusu olan bu ziyaretin Suriye’deki gelişmelere verdiği önemin göstergesi olduğunu söyledi. Suriye ile ilişkileri güçlendirmek istediklerini dile getiren Erdoğan, ‘‘Her alanda ne tecrübemiz varsa Suriyeli kardeşlerimizin hizmetine sunmaya hazırız.’’ dedi.

Fotoğraf: AA

∗∗∗

WASHINGTON OLUMLU KARŞILADI

Öcalan’ın çağrıları uluslararası camiada olumlu olarak nitelendirildi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Brian Hughes, yaptığı açıklamada, Öcalan’ın çağrısını ‘‘önemli bir gelişme’’ olarak tanımladı. Hughes, ‘‘Bu önemli bir gelişme ve bunun ABD’nin kuzeydoğu Suriye’deki IŞİD karşıtı ortakları konusunda Türk müttefiklerimizin endişelerini gidermeye yardımcı olacağını umuyoruz. Bunun, bu sorunlu bölgeye barış getirmeye yardımcı olacağına inanıyoruz.’’ ifadelerini kullandı.

Eski İtalya Başbakanı Massimo D’Alema, Türk devletinin bu çağrı karşısında somut adımlar atması gerektiğini kaydetti. Öcalan’ın yaptığı açıklama karşısında Türk devletinin adım atması gerektiğini belirten D’Alema, şunları kaydetti: “Umarım Türk hükümeti ve Erdoğan tarafından uzun ve acı verici bir çatışmayı sona erdirmek için somut bir olasılık olarak ele alınır. Diğer taraf silahlı mücadeleden vazgeçerken, Kürtlerin haklarını tanımaya açık olmalılar.”

İNGİLTERE’DEN NATO VURGUSU

İngiltere Dışişleri, Milletler Topluluğu ve Kalkınma Ofisi, sözcülüğünden yapılan açıklamada şu ifadeler paylaşıldı: ‘‘NATO’nun yakın müttefiki ve terörle mücadelede uzun süredir ortağımız olan Türkiye halkı için barış ve güvenliğe doğru ilerleme kaydedilmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm tarafları, güvenliği, istikrarı ve hukukun üstünlüğüne saygıyı garanti eden barışçıl ve yapıcı bir sürece girmeye teşvik ediyoruz. İngiltere, hem Türkiye’de hem de daha geniş bölgede çatışmaları azaltma ve istikrarı teşvik etme çabalarını desteklemeye kararlıdır.’’

Birleşmiş Milletler (BM), PKK lideri Abdullah Öcalan’ın mesajını memnuniyetle karşıladı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, yaptığı açıklamada, Öcalan’ın mesajının bir umut ışığı olduğunu ve sorunların ve çatışmaların çözümüne rehberlik edeceğini söyledi. Guterres, ayrıca Öcalan’ın mesajının önemli bir gelişme olduğunu ve bundan memnuniyet duyduklarını ifade etti. Almanya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, şiddete son verilmesinin önemli bir adım olduğu ancak Türkiye’de Kürtlerin kültürel ve demokratik haklarının güvence altına alınması için daha fazla adım atılması gerektiği belirtildi. PKK lideri Abdullah Öcalan’ın mesajının, gerginlik ve çatışmaların son bulması için tarihi bir fırsat olduğu bildirilen açıklamada, ‘‘Barış sürecine destek olmak için ellerimizden geleni yapmaya hazırız.’’ denildi.

∗∗∗

OPERASYONLARIN SÜRMESİ DURUMUNDA SİLAH BIRAKILMAZ’

Suriye’deki Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) yöneticisi Salih Müslim, çağrıya ilişkin konuştu. ANF’ye konuşan Müslim, ‘‘Tarihi adımın devam etmesi için Öcalan’ın İmralı’dan çıkması gerektiğini’’ savundu. Müslim, sözlerine şöyle devam etti: ‘‘Öcalan, tarihi bir çağrı yaptı ve top artık Türk devletindedir. Böylece bu süreçte adım adım ilerlemiş olacaktır. Öcalan, demokratik siyasetin kapısını açmıştır gerisi Türk devletinin atacağı adıma kalmıştır. Bu adımlarda zindanların boşaltılması, kayyumlara son verilmesi gibi durumların ortadan kaldırılmasıyla başlamalıdır. Adımlar, birlikte atılmalıdır. Ayrıca bir günde sonuçlanması beklenilmeyen uzun bir zamana yayılacak bir süreç olduğunu da söyleyebilirim.’’ Müslim, TSK operasyonlarının sürmesi durumunda, ‘‘PKK’nin silah bırakmayacağını’’ ekledi.

Salih Müslim

Ayrıca Müslim, silah bırakma sürecinin ilerlemesinin Suriye’ye olumlu yansıyacağını ve ‘‘Türkiye’nin Suriye’ye müdahale etmemesinin pozitif gelişmelere yol açacağını’’ dile getirdi.  Türkiye’de Kürt meselesine dair devam eden sürece dair değerlendirmelerde bulunan IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, de PKK’nin kongresini toplayacağını ve kararlar alacağını dile getirdi. “IKBY Barış sürecine destek vermeye hazır” diyen Barzani, “Öcalan’ın çağrısı, bu sorunun doğru bir şekilde nasıl çözülebileceğine dair bir yol haritası olacak. Bu sürecin kısa sürede sonuçlanmasını beklemek gerçekçi değil, ancak çağrı açıktır; barış çağrısıdır” ifadelerini kullandı. Irak Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise çağrının ‘‘Sadece Irak’ta değil, tüm bölge için güvenliği güçlendirmek adına çok önemli bir adım’’ olduğu ifadelerine yer verildi.