YÖK, asgari kadro kullanma yetkisini üniversitelere devrederek akademideki kadrolaşmanın önünü açtı. Eğitimciler bu yetkinin demokratikleşme getirmeyeceğini belirtti

Demokratikleşme değil kadrolaşma

Mustafa Mert Bildircin m.mertbildircin@gmail.com

YÖK, asgari kadro ve asgari kadronun iki katına kadar kadro kullanma yetkisini üniversitelere devretti. Üniversiteler asgari kadro aktarımını YÖK’ün onayına ihtiyaç duymadan yönetim kurulu kararıyla gerçekleştirebilecek. Asgari kadro sayısının iki katına kadar kadro kullanma yetkisi ise alt bileşenlerinin görüşlerinin alınması kaydıyla yine üniversite yönetimlerine bırakıldı. “Cumhurbaşkanı’nın tek seçici” olduğu yöntemle atanan rektörlerin oluşturduğu üniversite yönetimlerine verilen bu yetkinin kötüye kullanılabileceğine dikkati çeken eğitimciler, YÖK’ün kararına tepki gösterdi.

YÖK, kararı “Tarihin en büyük yetki devri” şeklinde duyurdu. YÖK, 31 Aralık 2019’a kadar geçerli olacağını duyurduğu kararın, “Üniversite kültürünün oluşmasını” sağlayacağını savundu.

Güç zehirlenmesi yaşayacaklar

demokratiklesme-degil-kadrolasma-537003-1.

Bilim insanlarının her geçen gün idari amirin boyunduruğu altına sokulmaya başlandığını söyleyen Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) Genel Başkanı Vahdet Özkoçak, “Validen daha önemli yetkileri olan rektörler, gerekli önlemler alınmazsa akademisyenler üzerinde büyük baskı kurabilecek ve kadro kullanma yetkisini şahsi menfaatleri için kullanabileceklerdir” diye konuştu. Üniversitelerin sadece ders verilen kurumlar olmadığına ve en önemli misyonlarının bilim ve teknoloji üretmek olduğuna vurgu yapan Özkoçak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer asgari kadro şartları önemli şekilde artırılmazsa birçok bölüm norm fazlası kadro sorunuyla karşılaşacak ve 75 olan emeklilik yaşı düşürülmediği sürece alttan yetişen genç beyinlere kadro verilemeyecek. Üniversitelerin norm katsayıları çok düşük. Bu kararla, YÖK’ün alt kadro düşmanlığı bir üst seviyeye taşınmıştır. Rektörler, yetki devriyle güç zehirlenmesi yaşayabileceklerdir.”

Akademiye müdahale sürüyor

demokratiklesme-degil-kadrolasma-537004-1.

AKP tarafından rektörlere sınırsız yetkiler tanındığını anımsatan Eğitim Sen Yükseköğretim Sekreteri Özgür Bozdoğan, “Tüm bunların ardından YÖK’ün açıkladığı yetki devri daha da anlamlı hale geliyor” dedi. Rektörlerin kendilerine verilen yetkileri kadrolaşma için kullanmasının önünde engel bulunmadığını ifade eden Bozdoğan, “Yetki devrini, üniversitelerin demokratikleştirilmesi ya da yerel üniversite yapısının kuvvetlendirilmesi olarak değerlendirmiyoruz” ifadesini kullandı. Bozdoğan, akademide kadrolaşmanın yolunun açıldığını belirterek, “Rektörler, ‘Norm Kadro Yönetmeliği’ni’ dayanak göstererek pek çok bölümü kapatıyor. Üniversitelerdeki kurumsal ve idari yapıya müdahalenin devam ettiği görünüyor” dedi.