Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşında izlediği denge politikası “zorunluluk” olarak değerlendiriliyor. Emekli Diplomat Solakoğlu, “AKP’nin bekası, denge politikasını uzun süre devam ettirebilmesine bağlı” diyor.

Denge politikası bir zorunluluk

Umut Can Fırtına

Rusya-Ukrayna savaşında bir ay geride kaldı. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, savaşta denge politikası sürdürmeye çalışıyor. Bu politika kapsamında Antalya’da düzenlenen Diplomasi Fuarı’nda Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanları bir araya geldi.

Brüksel’de olağanüstü düzenlenen NATO Zirvesi sonrasında açıklama yapan Erdoğan “Müttefiklerimiz tarafından konulan ambargoların kalkması ortak menfaatimizedir” açıklamasıyla F-35’ler ve Patriot Savunma Sistemi konularını tekrar gündeme getirdi.

AKP’nin izlediği denge politikasını isabetli olarak nitelendiren Emekli Diplomat Engin Solakoğlu’nun şu değerlendirmeyi yaptı: Bu denge politikasının çeşitli sebepleri var. ABD ve İngiltere gibi kışkırtıcı bir tavır alan ülkelerin aksine Almanya, Fransa, İsrail ve Türkiye’nin krizin hızla sonuçlanmasını ve önce ateşkesin sonra da barışın sağlanmasını hedeflediklerini görüyoruz. Diğer ülkelerin sebepleri bir yana, Türkiye’nin ‘barış motivasyonunu’ açıklayabilecek unsurlar var. Suriye ve Karabağ gibi meseleleri gibi. Ekonomi cephesinde ise, enerji krizi sürdükçe enerji arzı ve fiyatlardaki sıkıntı artacak. Türkiye’nin büyük ölçüde savaşan taraflara bağımlı olduğu gıda ürünleri var. Girdilerdeki yükselme bırakın pahalılığı; yağ ve şekerde görülen kıtlık senaryolarını gündeme getiriyor. Turizmde ise 1’inci ve 3’üncü pazarlar savaşırken turisti nereden bulacağız? Ayrıca bu ekonomik sorunlar, seçime doğru giden AKP’nin enflasyonla mücadelesini ve cari açığı kontrol etmesini imkansız hale getirecek. AKP’nin bekası, denge politikasının olabildiğince uzun süre devam ettirebilmesine bağlı.”

ERDOĞAN FIRSATTAN İSTİFADE ETMEK İSTİYOR

Türkiye’nin arabuluculuk konusundaki çabalarının tek başına bir anlam taşımadığını kaydeden Solakoğlu, “Krizin hızla sonuçlanmasını isteyen Fransa, İtalya ve Almanya ve İsrail var. Türkiye bu toplam içinde bir rol oynayabilir ve oynamalıdır” dedi. Türkiye’nin NATO ve Rusya için öneminin altını çizen Solakoğlu “Bu AKP’den önce de böyleydi, sonra da öyle olacak. Türkiye’nin dengeli politikası jeostratejik bir zorunluluk. Erdoğan ‘Fırsattan istifade Batı’dan siyasi ve mali kredi alabilir miyim’ telaşında. Alabilir de. Ama bunu Rusya’nın tam karşısında konumlanarak yapacak olanaklara sahip değil” açıklamasını yaptı.

Tekrar gündeme gelen F-35 meselesi hakkında konuşan Solakoğlu “Bu mesele hemen çözülmeyecek. Ancak F-16 modernizasyonu konusunda gelişme olabilir. Patriot konusu da kısa veya orta vadede tekrar masaya gelecektir. Ancak o zaman masanın Türkiye tarafında kimin oturacağı belli değil” ifadelerini kullandı.

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Mehmet Ali Tuğtan ise Türkiye’nin NATO üyesi olduğunun altını çizerek, izlenen denge politikasından başka bir seçenek olmadığını belirtti. Tuğtan “Savaş NATO ülkelerini içermediği, Türkiye’nin anlaşma gereği tavır alması gerekmediği sürece böyle davranması gerekir. Bu tür krizler sadece, NATO üyeliğinden kaynaklanan yükümlülüklerin, hakların, bir takım anlaşma maddelerinin gündeme gelmesine yol açar” dedi.

İKİ TARAFIN İRADESİ ÖNEMLİ

Türkiye’nin arabuluculuk yapabilecek az sayıda ülkeden biri olduğunu ifade eden Tuğtan, “Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna siyasi ve ekonomik olarak birçok alanda ilişkileri var. Ayrıca NATO üyesi. Dolayısıyla arabuluculukta başarı elde ihtimali en yüksek olan ülkelerden biri Türkiye. Ancak bu durum savaşan iki tarafın iradesi ile sınırlı. Bundan sonra Rusya’nın taleplerinde ne kadar esneyeceği, Ukrayna’nın bu talepleri ne kadar karşılayabileceği önemli” dedi.

Türkiye’nin F-35 projesinden haksız bir biçimde çıkarıldığını belirten Tuğtan’ın konuya dair değerlendirmesi şu şekilde: “Türkiye’nin bu proje için ödediği paralar, büyük miktarda kaynaklar oldu ve Türkiye bunların karşılığını istiyor. Bu masadan hiç kalkılmadı, özellikle Milli Savunma Bakanlığı üzerinden bu konu tartışılmaya devam etti. Ukrayna krizi devam ederken Türkiye’nin önemi bir kez daha tüm taraflarca idrak edildi. Savunma sistemi krizinin çözülmesine, Türkiye ve ABD arasındaki ilişkilerin düzeltilmesine yönelik çabalar harcanacak. Başarıya ulaşıp ulaşmayacağı tarafların birbirlerine ne önereceğine bağlı.”