Baykal’ı ekranda izledim. Siyasi hırsı üstüne düşündüm. Anladığım şu, genç kalmak için bu tür kapışmalara gereksinimi var. Acı olan hepimizin geleceğinin bir adamın ruh haline, kişisel ihtiraslarına göre biçimlenmesi. Ecevit, Bahçeli, Yılmaz koalisyon hükümeti birileri tarafından bilerek ve isteyerek yıkıldı, ardından da siyasal İslamcılar iktidara geldi. Bölgedeki en liberal “Müslüman Kardeşler” AKP olarak sunuldu.

Biraz yoklayalım belleğimizi. Baykal ne yaptı da yüzde yirmi ile Meclis’e girdi: Hiçbir şey. Sadece dışarıda bekledi. AKP yüzde otuz dörtle girdiği Meclis’te ülkeye sahip oldu. RTE’yi iktidara kim taşıdı? Baykal. Bu arada anımsatalım Kemal Derviş denen bir adam ortaya çıktı ve tüm siyasi denklemi değiştirdi. Soru açık; Derviş neden İsmail Cem’le hareket eder gibi görünüp, CHP vekili oldu? Hüsamettin Özkan gibi bir kurt siyasetçi nasıl üçkâğıda geldi mesela? Ortadoğu şekillenirken Ecevit’i kimler yok etmek istedi? RTE ve Gül kim tarafından, neden seçildi?

(Cem Uzan diye biri umut olarak görüldü memlekette. Döner ekmek ve Mahsun Kırmızıgül’le nerdeyse yüzde sekize yakın oy aldı. Kim soktu onu siyasete, neden yok edildi? Bahçeli, Ürdün vatandaşı olan Cem Uzan’ın siyasal yaşamını bitirecek imzayı niye atmadı? Bahçeli bir yıl daha varken, koalisyon hükümetini niye yıktı? RTE ve Baykal Boğaz’da bir yemekte buluşup, gizlice ne konuştular?)

Baykal Meclis’e girdi, ölü dirildi. Lâkin 1 Mart tezkeresi geldi önüne. Akıllı ve yurtsever biri Baykal… Doğal olarak tarihi bir kavga verdi CHP ve tezkereye “Hayır” dedi. Başardı bu ihaneti engellemeyi. Sonuç. Kasetle koltuğundan oldu. Askerlerimizin de kafasına çuval geçirildi. Ben Baykal’ın kaset tezgâhını kuranları bildiğini düşünüyorum. RTE de biliyor kuşkusuz. Bu olay aydınlanmadıkça, bu ülkede her soru yanıtsız kalır. Neden CHP ve Baykal bu işin üstüne gitmiyor?

Baykal 7 Haziran seçimlerinden sonra RTE’ye hayat öpücüğü verdi. Yetmedi, partisine sormadan “Ben Meclis Başkanı adayıyım” dedi. AKP’ye başkanlığı altın tepside sundu. Şimdi de henüz “Hayır” kavgası sürerken durumu meşrulaştırdı ve milyonlarca insanın umudunu kırdı, kavgasını bitirdi? Niye? Bence Baykal, Kılıçdaroğlu’ndan nefret ediyor. Er ya da geç intikamını almak istiyor. Belki haklı gerekçeleri de olabilir, bilmiyorum. Ama bizim çocuklarımızın geleceği çalınıyor. Açıklaması gereken çok şey var.

Baykal halkla ilişkilercisi Ahmet Hakan kanalıyla yapıyor açıklamalarını. Doğal olarak soru sormuyor adam. Hem sormayı bilmiyor, hem de görevli. Dönek olmanın gereğini yapıyor. Her dalda oynuyor. Baykal’ın da buna gereksinimi var. Buradan soruyorum Baykal’a; ne zaman asıl mevzuya geleceğiz? Yukarıda açıklanmaya muhtaç konularla ilgili konuşmasının elzem olduğunu düşünüyorum. Abdullah Gül adını niye zikretti mesela? Bunların hepsi doğrudan RTE’ye yarıyorken, Baykal neden bize o karanlık günlerde neler olduğunu açıklamıyor? Bu arada Baykal’ı yayına davet etmiş olayım, soruları da verdim zaten…

Toplum defalarca güçlü muhalefet yaparak, RTE’ye varlığını hissettirdi ve bana sorarsanız girdiği kavgayı kazandı. Gezi öyle, 7 Haziran ve halkoylaması da öyle. Dikkat edin, tüm bu toplumsal itirazlarda hep RTE yanında muhalefeti buldu ve yeniden ayağa kalktı. Anlaşılan o ki, memleketimizde din tonu yüksek, kapitalizme uygun milliyetçi bir iktidara siyasetçilerin itirazı yok. Bence Baykal tarihi bir görevi yerine getirmeli ve tüm bunları açıklamalı. Yapacağı en büyük katkı budur. Gazetemiz ya da televizyonda bu soruları sormaya hazırım.

Bekliyorum.

Kani Beko ve Arzu Çerkezoğlu’na…

1 Mayıs işçi sınıfının günü. Bakırköy’de toplandık. Pek çok soru ve eleştiri yapılabilir o güne dair ama bir mesele var ki anlamış değilim. Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ı işçi sınıfının temsil edildiği sahneye kim davet etti? Hazinedar, 1 Mayıs’ta Taksim’e gitmek için çabalayan işçileri döven polislerin elini sıkan ve kutlayan değil mi? DİSK’e bağlı sendikaların işçilerini dövdürmedi mi? RTE için marşlar çaldırmadı mı? Bu kadar kolay mı katliamın kırkıncı yılında kürsüde olmak?