Zülfü Livaneli’nin, 3 Kasım 2002 seçimlerine sokulmayan Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılmasına verilen desteğin, ‘siyasi pazarlık sonucu’ olduğu iddiasına ilişkin yeni açıklamalarda bulunan Deniz Baykal, “Neyin pazarlığını yapacaksın? İnsanların şunu anlaması lazım, kardeşim herkes bir pazarlıkla bir şey yapmaz, bazen de buna inanıyordur. Biz demokrasi diye, hukukun üstünlüğü diye, insan hakları diye yola çıkmışız ve benim bilinçli siyaset çizgimde bu ilkeler hep belirleyici olmuştur” dedi.

Deniz Baykal’dan Zülfü Livaneli’nin iddiasına ilişkin yeni açıklamalar: İnandığım için yaptım

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Zülfü Livaneli’nin hakkında dile getirdiği 'pazarlık' iddiasıyla ilgili Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi’ye konuştu.

Zülfü Livaneli’nin, 3 Kasım 2002 seçimlerine sokulmayan Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılmasına verilen desteğin, ‘siyasi pazarlık sonucu’ olduğu iddiasının ardından kendisini aramadığını belirten Baykal, “Geriye bakınca kendime ‘İyi ki bir cevap vermeye kalkmadın’ diyorum. Çünkü çok kolayca duygusallaşarak insanın içini rahatlatacak laflar da söylenebilir ama şimdi yaşanmışlıkları görünce ‘İyi ki Deniz, hiç konuşmaya girmedin, açmadın’ diyorum” ifadelerini kullandı.

Baykal, “Zülfü Livaneli’ye kırgın mısınız?” sorusuna, “Zülfü Bey adına şaşırdım. Onun bu lafları söylemesi tabii ki beni çok üzdü. Ama inanıyorum onu da çok üzmüştür, üzmüş olmalıdır. Ben onun adına da üzüldüm” yanıtını verdi.

“HER ŞEY ÇOK AÇIK”

Erdoğan ile 2002 seçimlerinden önce siyasi yasağının kalkması için bir pazarlık yapmadığını söyleyen Baykal, siyasi yasağın Erdoğan ile görüştüğü 22 Şubat 2003 tarihinden önce anayasa değişikliğiyle kaldırıldığını ifade etti. Baykal, siyasi yasağın kalkmasına ‘ilkeleri doğrultusunda’ destek verdiğini belirterek şunları kaydetti:

“Tayyip Bey’le onun talebi üzerine 22 Şubat 2003 tarihinde buluşmuşuz. Zaten aralık ayının içinde (22 Aralık) anayasa değişikliği yapılmış, siyasi yasağı kalkmış. Her şey çok açık. Neyin pazarlığını yapacaksın? İnsanların şunu anlaması lazım; kardeşim herkes bir pazarlıkla bir şey yapmaz, bazen de buna inanıyordur. Biz demokrasi diye, hukukun üstünlüğü diye, insan hakları diye yola çıkmışız ve benim bilinçli siyaset çizgimde bu ilkeler hep belirleyici olmuştur.”

“Erdoğan’ın yasaklarının kaldırılması karşılığında Baykal’a cumhurbaşkanlığı teklif edildiği” iddiasına da yanıt veren Baykal, “Ne münasebet. Aralık ayında o konuda en kritik aşamalar tamamlanmış, anayasa değişlikleri gerçekleştirilmiş, oylamalar yapılmış, biz şubatın sonunda buluştuk. Erdoğan’ın talebiyle. Ben orada neyin pazarlığını yapacağım?” dedi.

“1 MART TEZKERESİNİ GÖRÜŞTÜK”

Baykal, Erdoğan ile 1 Mart tezkeresi konusunda görüştüklerini belirterek şunları dile getirdi:

“1 Mart tezkeresini görüştük. Erdoğan, ne diyorsunuz, ne yapacağız, dedi. Ben Silahlı Kuvvetlerimizin bizimle hiçbir düşmanlık içinde olmayan bir komşu ülkede ne işi var, ayrıca anayasamıza da aykırı, hem hiçbir siyasi yararımız da yok diye düşünüyordum. O nedenle kesinlikle karşıydım. Ayrıca Türkiye’nin en hassas coğrafyasına Amerika asker yerleştirecek, limanlara vesaire ve bu kabul edilebilir mi? Bunu Tayyip Bey’e anlattım.”