KESK Denizli Şubeler Platformu, artan enflasyon karşısında maaşlarının erimesini Denizli’de protesto etti.

Denizli’de kamu emekçileri sokağa çıktı

Uğur KURNAZ

Kamu emekçileri kriz nedeniyle artan enflasyon karşısında maaşların erimesini bordroları yakarak protesto etti. Denizli’de Candoğan Meydanı’nda bir araya gelen KESK Denizli Şubeleri Platformu üyeleri, geçinemediklerini dile getirdi.

KESK Denizli Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Yusuf Yurdakul, “Binbir türlü zorluk içinde borçla harçla ayakta kalmaya çalışırken yeni yıla da gözlerimizi fahiş zamlarla açtık. Yılın daha ilk dakikalarında elektriğe, doğalgaza, akaryakıt ürünlerine, ulaşıma yapılan astronomik zamların şokunu atlatmadan her yanımız adeta zam kasırgası ile sarıldı. Her alış verişte cebimizden çıkan para artarken poşetlerimiz küçüldükçe küçülüyor. Maaşımızı dolarla almıyoruz ama tükettiğimiz her şey döviz fiyatlarına göre artıyor. Son bir haftadaki katmerli zamlar asgari ücrete yapılan yüzde 50,4 artışı bile çoktan eritti. Buna rağmen biz kamu emekçilerine önümüzdeki altı ay için yüzde 7,5’luk maaş zammı dayatıyorlar. Enflasyon farkını öne çekmekten ibaret yüzde 2,5 artışı ‘refah payı’ diye yutturmak istiyorlar” denildi.

“ARTIK YETER DİYORUZ”

Kamu emekçisi maaşının ocak ayında 7 bin 151 TL’ye çıktığı ancak maaşla alınan her şeyin miktarının azaldığı belirten Yurdakul şunları söyledi:

“Yıllardır gerçek enflasyonu iliklerimize kadar yaşadık. Yaşamaya devam ediyoruz. Maaş artışlarımızı yaşadığımız hayat pahalılığını yansıtmayan, resmi enflasyon rakamlarına endeksleyen mutabakatlara hiç sıkılmadan ‘toplu sözleşme’ dediler. ‘Yetkili’ sıfatı ile masaya oturanlar mangalda kül bırakmayan laflar ettiler. Sonuçta fatura daha fazla yoksullaşma, daha fazla güvencesizleşme olarak hepimize kesildi. Maaşlarınızdaki erime yerini buharlaşmaya bıraktı. Yoksulluğumuz arttı. Sadece son bir hafta içinde yaşadığımız fahiş zamlar refah payı aldatmacasını çoktan yutmuş bulunuyor. Artık yeter diyoruz. Gittikçe ağırlaşan koşullarda bırakalım altı ay sonrasını yarın nasıl bir ülkeye uyanacağımızı bilmiyoruz. Bu karanlık tabloda geçinemiyoruz, nefes alamıyoruz!”