Deplasman fobisi
Evinde fırtına gibi esen Fenerbahçe yine bir deplasmanda takıldı. Bursa’yla 0-0 berabere kalan sarı-lacivertliler derbi öncesi kritik 2 puandan oldu
Takipçisi Beşiktaş’ın gizli lider konumuna gelmesiyle puan kaybına tahammülü olmayan Fenerbahçe, Bursaspor deplasmanından golsüz beraberlikle dönerek derbi öncesi liderlik koltuğunu tehlikeye atmış oldu.
Dün akşam Bursa’daki mücadeleyi şampiyonluğu doğrudan etkileyecek bir maçtan çok sezon açılışından kısa bir süre sonra oynanan bir hazırlık maçına benzetmek mümkün. Tribünler ceza sebebiyle boş, futbolcular konsantrasyondan uzak ve teknik direktörler oluşturulacak sistem için futbolcu deniyor gibiydiler. Aslında ülke futbolunun genel profili hakkında çok fazla ipucu veren bir maç oldu. Özellikle Bursaspor’un maçın ikinci yarısındaki kontratak denemeleri o kadar amatörceydi ki zaman zaman rakibi 3’e 2 yakaladıkları pozisyonlarda kendilerini gol pozisyonuna sokacak pasları yapmayı denediklerinde pozisyonlar kendi sahalarına yaptıkları geri pasla bitiyordu. Tabii takımın hocasının da maç içinde kafasının rakip kaleciyi rahatsız etmekten çok topu kendi ağlarında görmemekle meşgul olduğu belliydi. Öyle ki top Bursaspor yedek kulübesinin olduğu taraftaki taç çizgisine her yaklaştığında Hamzaoğlu topu ayağında tutan oyuncusuna geri pas yapmasını işaret ediyordu eliyle.
Tabii Vitor Pereira’nın da rakibi rahatsız etme denemelerinde çok becerikli olduğunu söyleyemeyiz. Koskoca bir 60 dakika boyunca Fernandao’nun kafasına indirilecek topları bekledi adeta Portekizli. Özellikle daha yarım saat geçtikten sonra karakteri belli olmuş maçlarda hamle yapmak için bu kadar uzun süre bekleyen hocaları bazen anlamakta zorlanıyorum. Van Persie’nin formsuzluğu artık herkesin görebileceği bir seviyeye gelmiş durumda, ama sarı-lacivertlilerin hücumdaki bu etkisizliğinin ve bir anlamda alternatifsizliğinin tek sebebi bu olmamalı. Tabii yeri gelmişken Hollandalı için de birkaç şey söylemek lazım. Oyundan çıkarıldığında sürekli memnuniyetsizliğini dile getirmesi ve bir türlü üzerinden atamadığı keyifsizliğini anlayabilmemiz için oyunda olduğu sürelerde futbolseverlerin kendisine destek olabileceği işler yapması lazım, ama bu haliyle bırakın Premier Lig’i, ortalama bir Championship takımında bile kadroya giremeyebilir.