BUSE İLKİN YERLİ En az 17 bin kişinin hayatını kaybettiği 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 20. yılı nedeniyle düzenlenen çalıştayda depremin yol açtığı duygusal yıkım ele alındı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Çalışmaları Uygulamalı Ruh Sağlığı Programı ve Travma ve Afet Ruh Sağlığı Çalışmaları Derneği (TARDE) bir dizi etkinlik gerçekleştiriyor. “Türkiye’nin depreminde 20. yıl: ‘’Bellek, […]

Deprem travması ikinci kuşağa geçti

BUSE İLKİN YERLİ

En az 17 bin kişinin hayatını kaybettiği 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 20. yılı nedeniyle düzenlenen çalıştayda depremin yol açtığı duygusal yıkım ele alındı.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Çalışmaları Uygulamalı Ruh Sağlığı Programı ve Travma ve Afet Ruh Sağlığı Çalışmaları Derneği (TARDE) bir dizi etkinlik gerçekleştiriyor. “Türkiye’nin depreminde 20. yıl: ‘’Bellek, Yapılanma, Gelecek’’ başlıklı etkinlik dizisinin ilk çalıştayda depremin yol açtığı travma ele alındı.

Etkinliklerin düzenleyicilerinden Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Çalışmaları Uygulamalı Ruh Sağlığı Yüksek Lisans Programı Koordinatörü Prof. Dr. A. Tamer Aker, hedeflerini şöyle aktardı: “Depremin 20. yılında ilki bugün diğerleri 15 Haziran ve 9 Kasım ‘da olmak üzere 3 çalıştay ile 23-24 Ağustos’ta iki günlük bir sempozyum düzenlenecek. Hedefimiz 17 Ağustos’a ilişkin toplumsal hafızayı canlı tutmak, ruh sağlığı alanında farkındalık yaratmak, ruh sağlığının diğer alanlarla işbirliğini geliştirmek ve ruh sağlığı politikaları belirlemek.”

Aker, BirGün’e yaptığı açıklamada ilk çalıştayda depremin belleğimizde bıraktığı izlerin ele alındığını belirterek şunları söyledi: “Marmara depreminden 20 milyon insan direkt ya da dolaylı etkilendi. Bugün yüzde 1’i yani 200 bin kişi halen travmanın etkisinde. Bu nedenle bir halk sağlığı sorunu. Bir hastalık olmasa da panik atak, endişe, uykusuzluk, tedirginlik, depresyon, keyifsizlik, korku, çökkünlük, kaygı, yas görülüyor. Deprem sonrası yakınlarına ulaşamayanların yani kayıp yakınlarının sıkıntıları daha da büyük. Her zaman içlerinde bir umutla yaşıyorlar. Öte yandan bölgede yaşayanların endişeleri her depremde yeniden tetikleniyor.”

ÖLEN AĞBEYİNİN İSMİ VERİLMİŞ ÇOCUKLAR

Deprem travmasının ikinci ve belki de üçüncü kuşaklara aktarılabileceğini söyleyen Prof. Tamer Aker, şöyle dedi: “Yas, depremi hiç yaşamamış ve bugün 20 yaş altındakilere aktarılabiliyor. Depremde ölen abla ve ağabeylerinden sonra dünyaya gelen ve ölenlerin ismini taşıyan çocuklar var. Kaybedilenler yerine dünyaya gelen ve anne babanın bir öykü yüklediği çocuklar var. Onlar üzerindeki yük daha da ağır. Travmanın zaten kuşaklar arası aktarım meselesi var.”

Çalıştayda konuşma yapan isimlerden biri de Kocaeli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şerif Barış’tı. Yerel seçimi kazanan başkanlara seslenen Barış, “İlk işleri depreme karşı bir araya gelip bunu konuşmak olmalı” dedi.