Felaket iktidarı AKP döneminde, her doğa olayı yıkıma dönüştü. ‘Asrın felaketi’ diyerek kadere bağlayarak iktidar sorumluluk almıyor. Yangında ve selde mağdur olanlara çay atan iktidar şimdi de 18 kişinin öldüğü sele ilişkin “Canlarımız gitti ama toprak suya kavuştu” dedi.

Depreme kader madene fıtrat!
Fotoğraf: AA

POLİTİKA SERVİSİ

Yaklaşık çeyrek asırlık AKP iktidarı, her doğa olayını felakete dönüştürmeyi başardı. İktidarın kurduğu yeni düzende insanlar enkaz altında kaldı, ormanlar kül oldu, kentleri su bastı. Her felaketi ‘kader’e bağlayan iktidar yetkilileri, istifa etmek yerine halkı azarladı.

Son 3 yılda yaşanan olaylar dahi AKP iktidarını özetlemek için yetiyor. Yıllar içerisinde kurumların içini boşaltan iktidar, yönetici kadrolarına yandaşları atadı. Felaketlerin ardından halklar dayanışmayla yaşama tutunurken, yurttaşa söyleyecek sözü kalmayan iktidar temsilcileri skandal işlere imza attı.

Son olarak Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, deprem bölgesine vuran ve en az 17 kişinin yaşamını yitirdiği sel hakkında tepki çeken bir açıklamada bulundu. Canlı yayında konuşan Bakan Kirişçi, ‘‘Evet 15 canımızı aldı ama toprak suya kavuştu’’ yorumunu yaptı.

1- Deprem değil iktidar can aldı

Maraş’ta peş peşe yaşanan büyük depremler ve ardından gelen artçı sarsıntıların ardından yıktığı binalar binlerce insanın ölmesine neden oldu. 50 bin kişinin hayatını kaybettiği felaketin ardından bir kişi dahi istifa etmedi.

İktidar yaşananları kadere bağlasa da uzmanlar, meslek örgütleri uzun süredir bölgede deprem olacağına dair uyarıyordu. Tüm uyarılara kulak tıkayan iktidar, şehirleri rantçı müteahhit dostlarına teslim etti. Felaketin ardından, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Haziran 2018 genel seçimlerinden önce imar barışı adı altında yürürlüğe giren uygulamayla ilgili Antep ve Hatay'da yaptığı konuşmalar yeniden gündem oldu. İnsanları ölüme sürükleyen imar aflarına ilişkin Erdoğan, vatandaşların sorunlarını çözdüğünü öne sürmüştü.

Yaşanan deprem felakete dönüşürken, sonrasında yaşananlar da iktidarın beceriksizliğini, yüzyıllık kurumların içini nasıl boşalttığını gözler önüne serdi. Depremin ilk günlerinde AFAD ortalarda görünmezken, Kızılay çadır satmakla meşguldü. Liyakatsız atamalarla işlevselliğini yitiren kurumlar depremde yaraları saramadı. Bölgede öne çıkan ise halkın dayanışması oldu.

Depremden önceki tedbirsizlik evleri yerle bir ederken, afet sırasında da iktidarın yaptıkları yeni felaketlere gebe oldu. Yağan yağışın ardından 18 kişi selde hayatını kaybetti.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, ise “Evet 15 canımızı aldı ama toprak suya kavuştu" yorumunu yaptı.

Deprem vergilerinin akıbeti hâlâ belirsizken adeta bir şov gecesi düzenleyen iktidar milyarca lira para topladı. Buna rağmen AFAD’dan sorumlu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Maraş’ta, “Kahvaltı verdiğimiz yerler, veremediğimiz yerler var. Kahvaltılık ürün, çay-şeker istiyoruz. Çocukların ve büyüklerin terlik, eşofman ihtiyaçları var” dedi.

depreme-kader-madene-fitrat-1139442-1.

HEM SUÇLULAR HEM GÜÇLÜLER

Erdoğan her konuşmasında yaraları sarıyoruz dese de deprem bölgesinde felaketlerin ardı arkası kesilmedi. Yaşananlardan dolayı kendini sorumlu görmeyen Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı Bahçeli, depremzedeleri azarladı. AKP’li yetkililer ise eleştirilere ilişkin ‘not ediyoruz’ dedi.

Rantçı politikalarla şehirler yerle bir olurken afetin ardında da tam bir beceriksizlik ortaya kondu. Son olarak ise Maraş merkezli depremlerde benzer şeyler yaşandı. 6 Şubat günü 9 saat arayla iki deprem yaşandı. Şu ana kadar 40 bini aşkın yurttaş hayatını kaybetti. Yüz binlerce insan evinden oldu. Hiçbir önlem almayan iktidar üstüne imar barışıyla buradaki birçok kaçak yapıyı yasal hale getirdi. Depremden sonra ise enkaz kaldırma işlemleri geç başladı. Birçok bölgede yurttaşlar ‘devlet nerede’ diye sordu. Özellikle Hatay, Maraş ve Adıyaman’da enkaz altında kalan kişiler AFAD’ı göremedi. Bölgeye üç gün sonra giden Erdoğan ise depremi yine kadere bağladı. Oysa aynı Erdoğan 2003 yılında gerçekleşen Bingöl depreminde “Bu olay, kamu otoritesinin devlet imkânlarını nasıl kullandığını bütün çıplaklığı ile ortaya koymuştur. Yeraltında fay kırıklarından önce, kırılan ar damarlarıdır” demişti. Yıllar içinde değişen iktidarda olmasına rağmen hiçbir önlem alınmamış ve insanlar göz göre göre ölüme gönderilmişti. Bugün de tek bir sorumluluk alan yok. Kentler yok oldu, insanlar evsiz kaldı ama iktidar yetkilileri her televizyona çıktıklarında övünerek konuşuyorlar.

2- Önlem almayınca insanlar öldü

İktidar depremden ‘kader’, ‘asrın felaketi’ diyerek kaçsa da yaşanan her olumsuz durum felakete dönüştü. Hem deprem bölgesinde hem de Batı ve Doğu Karadeniz’deki yağışlar can aldı. Giresun’da 2020’de 5’i asker 11 kişinin hayatını kaybettiği, 4 kişinin kaybolduğu selde; 19 bina yıkıldı. 11 Ağustos 2021’de Kastamonu ve çevre illeri etkileyen sel felaketi nedeniyle ise 82 kişi hayatını kaybetti. AFAD bugün depremde olduğu gibi selde de olumsuz bir tavır ortaya koydu. Sele, dere yatağının daraltılmasına göz yumulması ve buralara konut yapılmasına müsaade edilmemesi neden oldu. Yine bölgede bulunan Ezine Çayı’na aşırı yağışlara uygun köprü yapılmadığı ortaya çıktı.

SEL MAĞDURUNA ÇAY FIRLATTI

İktidar deprem de olduğu gibi yine ‘büyük felaket’ zırhını kuşandı. Bir kişi bile sorumluluk alıp istifa etmezken Soylu, “ Kastamonu’nun Bozkurt ilçesindeki sele ilişkin “Benim gördüğüm en ağır sel felaketi burası” dedi.

Yaraları fırlattığı çayla saran Erdoğan ise bu hareketini gelenek haline getirdi. 2021’de Rize’de şiddetli yağış sebebiyle yaşanan sel ve heyelanlar sonrası incelemelerde bulunmak üzere gittiği Güneysu ilçesinde miting yaptı. Erdoğan, konuşmanın ardından mitinge katılan yurttaşlara da çay fırlattı.

depreme-kader-madene-fitrat-1139440-1.

3- Ege ve Akdeniz’in ciğerleri yandı

Ülkede yaşanan ve engellenmeyen büyük felaketlerinden biri de orman yangınları. Her yıl binlerce hektarlık alan yangında kül olurken iktidar seyrediyor. Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) verilerine göre, ülke genelinde 2018 yılında 5 bin 644 hektar ormanlık alan yanarken, 2021 yılında bu sayı 139 bin 503 hektara yükseldi. Bu artış, yangın sayısındaki büyük bir artış olmamasına rağmen yaşandı. Yine sorumluluktan kaçan iktidar yangınların tek suçlusunu iklim değişikliği ilan etti. Orman yangınlarıyla mücadeledeki beceriksizlik de kurumların içinin boşaltıldığını ortaya koydu.

Yangınlar sırasında AKP tarafından ele geçirilerek içi boşaltılan Türk Hava Kurumu’na (THK) ait uçaklar kullanılamadı. Dönemin Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, THK uçakları için ‘hurda olduklarını ve uçamayacaklarını’ söyledi. Erdoğan da benzer şekilde “THK’nin elinde uçak falan yok” ifadelerini kullandı. Ancak daha sonra uçaklar bakımdan geçirilip uçuşa hazır hale getirildi. Pakdemirli yangınlardan aylar sonra ‘görevden affı��nı istedi.

Tüm bunlar yaşanırken bölgede incelemeler yapan Erdoğan, yangından mağdur olan Marmarislilere de çay fırlattı.

AYNI HATALARI SÜRDÜRÜYORLAR

Ekonomi gibi birçok alanda günü kurtarmalık planlar yapan AKP iktidarı felaketin ardından da aynı hataları tekrarlamaya başladı. Yaralar sarılıyor dese de yeni felaketlere kapı aralayan uygulamalar hayata geçiriliyor.

Depremde enkaz altında çıkan kendi imkanlarıyla çıkan yurttaşlar asbest ve birçok kimyasal tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Gelişi güzel tarım alanlarına dökülen molozlar tehlike saçıyor. Yine kentlerin inşasında bütün yetkiler Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na devredilirken, meslek odaları ve uzmanlar sürecin dışına itildi. Plansız bir şekilde sadece beton dökerek kent inşasına başlayan iktidar, günü kurtarma peşinde.

Orman yangınlarını terör eylemlerine ve iklim değişikliğine bağlayan iktidar, aynı hataları tekrar etti. Yine OGM verilerine göre yangınların başlıca nedenleri ormanlık alanlarda yapılan enerji hatları ve maden ocakları. İktidar bu projelere her gün onay vererek ormanlık alanların yok ederken, yangınlara da seyirci kaldı.

Selde de benzer bir senaryo yaşandı. Uzmanların ‘dere yataklarına ev yaparsanız sonu felaket olur’ sözlerine kulak tıkayan iktidar aynı hataları tekrarladı. Karadeniz’de selin yıktığı binaların yerlerine yeniden beton döküldü.

depreme-kader-madene-fitrat-1139441-1.

SORUMLU HEP BAŞKASI

Sadece doğa olayları değil, maden facialarında da benzer şeyler yaşandı. Geçen yıl Amasra’da gerçekleşen faciada 110 işçiden 42’si hayatını kaybetti. Patlamada öncesinde Sayıştay tarafından uyarılar yapıldığı, denetimlerin düzgün yapılmadığı açığa çıktı. Enerji Bakanlığı’nın faciadan 40 gün önce, “Tehlikeli bir durum bulunmuyor” diyerek üretime devam edilmesi yönünde yazı yazdığı öğrenildi. Facianın iddianamesi hazırlansa da yargılama henüz başlamadı. İddianamede de eksikliklere dikkat çekildi. İki faciadan sonra da başta Erdoğan olmak üzere iktidar mensupları sorumluğu ‘kader’ ve ‘fıtrat’ diyerek üstlerinden attılar. Son olarak da müfettişlerin soruşturulmasına izin verilmedi.