Google Play Store
App Store

Deprem uzmanlarına göre vahşi madenciliğin hedefindeki Doğu Karadeniz’de küçük depremler heyelanları da tetikliyor. Olası bir deprem, dolgu alanlar ve özellikle Trabzon’da daha büyük tahribat yaratabilir

Depremin artçısı heyelan: Dolgu alanlar riskli
Fotoğraf: DHA

Bahar GÖNÜL

Bir hafta önce 4.7’lik depremle sarsılan Rize önceki gün de 1 can kaybıyla sonlanan heyelanı yaşadı. Hemşin ve Çayeli ilçelerinde yaşanan bu iki olay, maden şirketlerinin hedefindeki Rize başta olmak üzere Doğu Karadeniz illerinin deprem ve heyelana hazır olmadığını gösterdi.

Hemşin’de 15 Kasım’da meydana gelen deprem Karadeniz bölgesindeki uyuyan tehlikeyi hatırlattı. Çok riskli deprem bölgesinde yer almasa da Doğu Karadeniz bölgesinde 50 yıl içinde 6.6’lik bir deprem meydana gelebilir. AFAD Deprem Tehlike Haritası da bu olasılığı doğruluyor.

DEPREM 4 KAT FAZLA HİSSEDİLİYOR

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ)’nden emekli öğretim üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, bölgede deprem riskinin arttığını belirterek şunları söyledi: Doğu Karadeniz 1940’lı yıllarda Alman bilim insanları tarafından deprem kuşağına alındı. Ancak 20 yıl deprem olmayınca çıkarıldı. Bölgedeki şiddetli deprem aralıkları bin yıllara ulaşıyor. Çünkü bu faylar çok yavaş hareket ediyor. Uzun zamandır deprem olmaması enerji biriktirdiği anlamına geliyor. Doğu Karadeniz’deki dolgu alanlarında deprem 3-4 kat fazla şiddette hissedilebilir. Son deprem haritasında 1996 haritasına göre risk Trabzon’da 2 kat, Rize’de 3 kat artmış durumda.

Prof. Dr. Bektaş, 15 Kasım’daki Hemşin depremi sonrası heyelanlar yaşandığını belirterek, “Heyelanlarla depremler arasında doğrudan bir ilişki var. Kandilli’nin 50 yıllık verilerine bakınca Doğu Karadeniz dağlarının 2 ile 4 büyüklüğündeki depremler yaşandığını görüyoruz. Bu, bir futbol sahası büyüklüğündeki alanın yer altında kırılmasıdır. Bu depremler yamaçların stabilitesini bozuyor. Sonuç itibarıyla bölgedeki heyelanlarda tek neden yağışlar değil aktif faylar da etkili” dedi.

DOĞA OLAYLARINI AFETE ÇEVİRİYORUZ

Karadeniz sahilindeki dolgu alanlar üzerindeki yapılaşmaya da dikkat çeken Bektaş şöyle dedi: Trabzon’da 40 bin kişilik stat dolgusu var, hemen yanında da 900 yataklı şehir hastanesi var. Rize’de de durum benzer. Çökme, kayma olacak yerlerde çok katlı binalar mevcut. Heyelanı yönetmemiz gerekiyor. Uydudan takip ederek alandaki binaları önceden tahliye edebiliriz. Doğa olayları oluyor biz onları afete çeviriyoruz. AFAD’ın yaptığı çalışmalardan pek olumlu sonuç alınmıyor çünkü riski azaltmak için bir bütçe yok.

TRABZON’UN ZEMİNİ ÇOK ZAYIF

Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, Karadeniz Bölgesi’nde depremlerin 5,5 şiddetinin altında gerçekleştiğini aktararak “Bölge bu nedenle diri fay hattı haritasında yer almıyor. Ancak diri fay olmayan yerlerde deprem olmaz diye bir anlam çıkarmamak lazım. Hemşin’de diri fay haritasında gözüken bir fay yok. 1900’den bugüne kadar cihazların kaydettiği bir deprem de yok. Dolayısıyla çok bilinmeyenli bir denklem. Burada mutlaka bir fay hattı vardır, gözden kaçmıştır.

Depremin heyelanları tetiklediğini savunan Tüysüz önemli bir tarihi bilgiyi anımsatarak şunları söyledi:

"1939 yılında yaşanan Erzincan depremi Karadeniz’de tsunami yaratmıştı. Karadeniz’de asıl riskli olan doldurulmuş alanlardaki şehirleşme. Bu tehlike boyutunu artıyor. Trabzon, zayıf bir zemin üzerine oturuyor çok önemli bir kısmı dolgu. Dolayısıyla bir deprem esnasında deprem dalgaları daha şiddetli hissedilecek.”