Duran Aydın, Çukurova’da yayımlanan tek derginin ‘Yaşam Sanat’ olduğuna dikkat çekerek, “İsteriz ki dergiler çoğalsın; okur yazarını, yazar okurunu beslesin. Elbirliğiyle yakaladığımız coşkuyu bütün ülkeye yayabilelim” diyor

‘Dergi çıkarmak kendi takımını kurmaktır’

KADİR İNCESU

Duran Aydın, Mehmet Taşar, Demet Duyuler Doğan, Gıyasi Aydemir, Ali Ozanemre, Kubilay Altuntaş ve Adana dışından birçok yazarın ortak çabasıyla yayımlanıyor ‘Yaşam Sanat.’ Duran Aydın ile dergicilik üzerine söyleştik.

»40 yıllık dergicilik geçmişiniz var. Bugüne kadar hangi dergileri çıkardınız?

İnsan yazıya gönlünü kaptırmaya görsün, doğal olarak içindeki geceden çıkarıp yazdıklarını güneşlendirmek istiyor. 70’li yılların ortalarında acemi, çoğunca çocuksu bir iştahla yazdıklarımı görücüye çıkarmak isteğim, o yıllar Hürriyet gazetesinin Pazar Eki ile Kelebek gazetesindeki Ümit Yaşar Oğuzcan’ın hazırladığı şiir köşelerinde kıvılcımlandı. Daha sonraları o gazetelerde yayımlanan şiirler ve kendi yazdıklarım da beni doyurmaz olunca edebiyat dergilerinin farkına vardım. Dönemin etkin dergilerinden Saçak, Yapıt, Türkiye Yazıları, Oluşum, Dönemeç, Türk Dili, Yeni Türkü, Somut vb dergileri izledikçe oralardan beslenebileceğimi kavradım. Birkaçında yer buldu yazdıklarım. Süreç kolay işlemiyor, ama özellikle benim gibi o yıllarda yazmaya yeni başlayanlar için öğrenimi hiç bitmeyecek bir okul olarak algılanıyordu dergiler; bugün de olduğu gibi. Sonrasında, aralarında Salih Bolat’ın da bulunduğu birkaç şair ve yazarın Adana’da yayımladığı ‘Koza’ dergisinin kanatları altında buldum kendimi. ‘Koza’dan sonra genişleyen edebiyat çevremizle 1979’un ilk aylarından başlayarak ‘Düşün’ dergisini yayımlamaya koyulduk. Ardından, sırasıyla ‘Akdeniz Yazın Seçkisi’, ‘Söylem’, ‘Turunç’, ‘Çağdaş Yaşam’ dergileri geldi. Son dört yıldır da Mehmet Taşar, Demet Duyuler Doğan, Gıyasi Aydemir, Ali Ozanemre, Kubilay Altuntaş ve Adana dışından birçok arkadaşımızın ortak çabalarıyla ‘Yaşam Sanat’ı çıkarıyoruz.

»Özellikle Anadolu’da dergi çıkarmak hangi ihtiyaçların sonucu?

İlk soruya verdiğim yanıtta, bu öyküyü bir ölçüde özetlediğimi düşünüyorum. Eklemem gereken şu ki, Anadolu’da sürgün veren, bu topraklardaki çok katmanlı kültürlerin bileşkesi konumundaki edebiyat kabına sığmıyor, sesine ses arıyor. Bu gereksinimden hareketle yazan çizenler, varlığını ortaya koyacak zeminleri dergilerde bulabiliyor. Oysa büyük kent dergilerinde yer almak, teknolojinin gelişmiş olanaklarına karşın bugün de kolay değil. Günümüzde de yaşanan bu ‘güzel inat’ sayesinde Anadolu’da yayımlanan dergiler direnç gösterebiliyor, kaçınılmaz yazgı sayılan “Dergiler bir gün kapanmak için çıkar!” görüşünü değiştirmeye çalışıyor. Taşra sayılan kavramın yıkıldığı şu bilgisayarlı yıllarda bile merkez dergilerinin Anadolu’ya bakışının değişmediğini düşünüyorum. Bu nedenle dergi çıkarmayı “kendi takımını kurmaya” benzetebiliriz. Oyuna alınmayan, ama enerjisine, donanımına güvenen, ‘dışarda’ sayılmayı sindiremeyen şair ve yazarlar, kendi olanaklarıyla var olmaya çalışıyor; çıkardıkları bu dergiler sayesinde bir araya gelerek bir anlamda yalnızlaşmaktan kurtulabiliyor, yazmaya yeni başlayan gençlere kapı aralıyorlar.

»Dergicilikte ekonomik sıkıntılar ilk sıradadır her zaman. Bunun dışında hangi sıkıntılar sizi zorluyor?

Ne yazıktır ki üç beş Don Kişot’un ‘cep harçlıkları’yla dergi çıkarılmıyor artık! Dağıtımcıların dayattığı ağır koşulların üstesinden gelebilmeye ise hiçbir Anadolu dergisinin gücü yetmiyor. Burada, özverili insanların kişisel çabaları devreye giriyor. Elden satış ya da ‘rica minnet’ bırakılan birkaç kitabevinden dönecek parayla, yapılabildiği oranda abone katkılarıyla yaşamakta inat ediyor dergiler. Bu dergiler, yeri geldiğinde yayımlayanların ‘cep desteğine’ yine de gereksiniyor. Sıkıntı demişken ilk akla gelense gönderim ücretlerine yapılan zamlar. Bütün bunlardan çıkarılacak anlam şu aslında: “Siz yazmayın, kimseler okumasın!” Geriye kalansa, işin nitelik boyutunda göstereceğiniz varlık. Dergi çıkarma kavganızı iyi okuyan, buna destek veren insanlardaki direnme ve mücadele gücünüzle edebiyata tutunabilirsiniz. ‘Yaşam Sanat’ olarak biz, gücümüzü ekonomik anlamda bir ilçe belediyesinin katkısıyla sağlayabiliyoruz. Bir dernek çatısı altında (AYSAD) buluşmuş olmamız, birey olarak bizleri yalnızlığın teksesliliğinden, birlik olabilmenin çoksesliliğine taşıyor. Türkiye’nin değişik illerindeki edebiyat dostlarımızdan yansıyan sıcak ilgiyle sesimizin renk ve güç kazandığını görmek bizi mutlu ediyor.

dergi-cikarmak-kendi-takimini-kurmaktir-445089-1.

»Yaşam Sanat okurlarına ne vadediyor? İlkeleri neler?

‘Yaşam Sanat’, okurlarına bir ‘Edebiyat ve Kültür Dergisi’ olarak, şiir/öykü/deneme okumakla dokunulabilecek düşler sunuyor. Çünkü ancak sanatla daha güzel, insanca ve özgür bir dünyanın gözelerini yenilemek mümkün. Bu sevdaya katılınsın istiyoruz. İnsan, okuyup yazarak insanlığını koruyup geliştirebilir. Şu anda (ne yazık ki!) Çukurova’da yayımlanan tek dergi ‘Yaşam Sanat.’ İsteriz ki dergiler çoğalsın; okur yazarını, yazar okurunu beslesin. Elbirliğiyle yakaladığımız coşkuyu bütün ülkeye yayabilelim. Önceliğimiz bize uzanan hiçbir eli boşlukta bırakmamak. Bu yüzden, dergiye gönderilen ürünler için şair ve yazarına dönüş yapılıp bilgilendiriliyor. Dergide ayrım yapılmaksızın ölçü alınan şey, yayımlanan ürünlerdeki nitelik. Bunu, Aysad Yayınları olarak yayımladığımız kitaplarla da ortaya koymaya çalışıyoruz. Amacımız çoğalarak güçlenmek, Çukurova’nın edebiyat damarının körlenmesine izin vermemek. Okurken, yaşarken, yazarken yeni hayatların izinde yeni dünyalar keşfetmek; bu düşle bir arada çok oluyoruz.

»Yayımlanan dosya konularınız hakkında bilgi verir misiniz?

‘Yaşam Sanat’, aralıklı da olsa yayımlandığı günden bu yana; Osman Şahin, Hüseyin Atabaş, Hidayet Karakuş, Hüseyin Yurttaş, Bilsen Başaran, Adnan Binyazar, Necati Tosuner, Hasan Ali Toptaş, Zeki Büyüktanır, Zafer Doruk, İlkay Tuna, Abdülkadir Bulut, Nihat Ziyalan ve yeni çıkan sayımızda da Gülten Akın’ı dosya bütünlüğünde sayfalarına taşıdı. Bunu önümüzdeki mayıs-haziran sayımızda Aşık Mahzuni Şerif Dosyası ile sürdüreceğiz.

***

‘Yaşam Sanat’ yeni sayı

‘Yaşam Sanat’, mart-nisan 2018 tarihli 34. sayısında Gülten Akın dosyası ile çıktı.

Barış Erdoğan, Nevruz Uğur, Kaan Tanyeri, Şerif Temurtaş’ın Gülten Akın üzerine yazdılar.

Dergide ayrıca Gülten Akın, E. Özden Kurt, Ahmet Özer, Mehmet Yaşar Bilen, Sabahattin Yalkın, Yüksel Pazarkaya, F. Saadet Bilir, Recep Yılmaz, Cenap Şahabeddin / Şahin Taş, Duran Aydın, Demet Duyuler Doğan, Halit Payza, Deniz Yusuf , Nurdane Özdemir Sağkan, İhsan Topçu, Ferhat İşlek, Eyüp Ekinci, Gıyasi Aydemir, İbrahim Kamberoğlu, Bülent Güldal, Ceyda Sevgi Ünal, Neslihan Dağlı, Oğuz Tümbaş, Mehmet Binboğa, Zafer Doruk, Sedat Gülmez, Seval Arslan, Özge Sönmez, Erkan Kenan Durmaz, Selda Kaya, Enver Turan, Hakan Unutmaz, Müslüm Kabadayı, Emre Küçükoğlu, Zeki Büyüktanır, Cem Bayındır, Hediye Selda Yılmaz, Ali İhsan Keşkek ile Meral Bağcı şiir, öykü ve yazılarıyla yer alıyor.