Ülkedeki açlık ve yoksulluk her geçen gün derinleşiyor. Bir yanda fırından bayat ekmek isteyenler diğer yanda bebeğine tane ile bez alan anneler, çaya şeker atmayı özleyenler ve dahası… Yoksulluğun çocuklara miras bırakıldığını söyleyen Derin Yoksulluk Ağı’ndan Hacer Foggo, acil önlem için çağrıda bulundu.

Derin yoksulluk çocuklara miras kalıyor

HAVVA GÜMÜŞKAYA havvagumuskaya@birgun.net

Fotoğraflar: Özge Ergin

Ülkenin en can alıcı sorunlarının başında artan yoksulluk geliyor. Salgının hâlâ kontrol altına alınamamış olması yoksulluğun da boyutlarını giderek artırıyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, üst üste yaptığı açıklamalarda ülkede yoksulluğun sorun olmaktan çıktığını söylese de sokaktaki durum bunun aksini gösteriyor. Her geçen gün artan işsizlik ve yoksulluk ülkenin en temel sorunu olarak karşımıza çıkıyor.

Bu alanda çalışmaları bulunan Derin Yoksulluk Ağı’nın ‘Pandemi’de Derin Yoksullukla Mücadele’ raporunda çarpıcı veriler yer alıyor. Raporda görüşülen ailelerin yüzde 82’si düzenli gelire sahip değil, yüzde 64’ü günlük işlerde çalışıyor, yüzde 12’sinin hiçbir geliri yok. Çalışanların geliri ise aylık 800 liraya ulaşmıyor bile. Yıl boyu aynı düzeyde çalışılırsa yıllık geliri yaklaşık 9 bin lirayı buluyor.

Derin Yoksulluk Ağı’nın dayanışma kampanyası ile desteklediği Ataşehir, Beyoğlu, Çekmeköy, Fatih, Şişli, Ümraniye, Avcılar, Esenyurt, Üsküdar, Sancaktepe, Sultangazi ve Sultanbeyli ilçelerinden de toplam 103 katılımcı ile yapılan görüşmeler de araştırmaya dâhil edilmiş.

Derin Yoksulluk Ağı’ndan Hacer Foggo ile ülkedeki yoksulluğu ve pandeminin etkilerini konuştuk. Foggo, saha araştırmaları sırasında tanık olduğu yaşamları anlatırken bir yanda fırından bayat ekmek isteyen aileleri diğer tarafta ise bebeğine tane ile bez alan annelerden bahsediyor.

Foggo’ya öncelikle ‘derin yoksulluğun’ tanımı soruyoruz. Soruya açıklık getiren Foggo, “Sadece gelirin yetersizliği değil aynı zamanda ruhsal ve psikolojik olarak bir çökme, sosyal hizmetlere erişememe, düzenli bir gelirin olmaması, sosyal hayatın gerisinde olmak. Aslında bütün bunlar derin yoksulluk demektir. Ama en önemlisi de güvencesizlik ve geleceğe yatırım yapılamaması. Çocuklara miras bırakılan bir yoksulluk, derin yoksulluk demektir” diyor.

BÖYLESİ YAŞANMAMIŞTI

Yoksulluk ile ilgili yapılan açıklamalara geliyor konu. Foggo bu konuda tepkili. Zira yapılan açıklamaların yoksul mahallelerde tartışılmadığını düşünüyor: “Yapılan polemikler yoksulluğu değiştirmiyor. Orada olmadığınız sürece hiçbir şey değişmiyor. 10 yıl öncesi veya 5 yıl öncesi gibi değil. Bu derin yokluğu yaşayan insanlar artık birçok şeyin farkında. Bu derece yokluk, açlık noktasında bile olay çok anlaşılmış gibi değil. Geçen yıl da derin yoksulluk vardı ama bu şekilde bir açlık yoktu. Bir şekilde eve gıda giriyordu. Mart ayında veresiye yazan bakkal şimdi yazmıyor. Ödeyemiyor çünkü.”

derin-yoksulluk-cocuklara-miras-kaliyor-818944-1.

OCAK-ŞUBAT AYLARI KORKUTUCU

Derin Yoksulluk Ağı’nın araştırmasında ısınamayan, evlerinde elektriği olmayan aileler de var. Kış aylarının çok zorlu olacağını söyleyen Foggo, önlem alınmazsa yoksulluğun korkunç düzeylere çıkacağını söylüyor.

“Isınma problemi var, gıdaya erişememe problemi var. Bizi ocak-şubatta bekleyen en önemli tehlike; evsizlik. Bir sürü aile ev değiştirmek zorunda kalacak. Ancak ev değiştirecek, başka yere taşınacak bütçe yok. Çok fazla elektrik ve su kesintisi olacağını düşünüyorum. Hatta şu anda onlarca yüzlerce evde elektrik kesilmiş durumda. Bu çağda mum ışığında oturmak ne demek?”

AÇLIK DAHA DA ARTACAK

Foggo, günübirlik işlerde çalışan ailelere gıda yardımında bulunduklarını ifade ediyor. Bu dönemde açlığın artacağına dikkat çeken Foggo, “Pandemi sonrasında özellikle kazandığım parayla çocuklara yemek mi alayım, elektriği mi ödeyeyim, kiraya mı vereyim kaygısına girdi insanlar” şeklinde konuşuyor.

Araştırma kapsamında görüşülen ailelerin bir kısmının temiz suya erişemediği, çok sayıda evde suyun dahi akmadığı bilgileri var. Bu konuya değinen Foggo, “Evlerinde su akmayan, pahalı olduğu için içme suyu alamayan aileler var. Ya da sadece çocukları için içme suyu satın alan aileler var” diyor.

derin-yoksulluk-cocuklara-miras-kaliyor-818945-1.

ÇOCUK İŞÇİLİĞİ ALARM VERİYOR

Araştırmanın çarpıcı bulgularından bir tanesi de çocuk işçilik. Okullar uzaktan eğitime geçtikten sonra çocukların yüzde 57’si dersleri takip edemediğini belirtiyor. Çocukların yüzde 60’ı için tablet, bilgisayar ya da televizyon olmaması derslere katılımda en büyük engel görünüyor.

“Çocukların okulla hiçbir bağımlılığı kalmadı” diyen Foggo, 103 ailenin yüzde altısını sadece çocukların geçindirdiğini vurguluyor.

Ziyaretleri sırasında tanık olduğu bir olayı anlatan Foggo: “Anne babası ayrı olan iki çocuk vardı. Biri 10 diğeri 12 yaşında. Kısıtlamalardan önce biri berberde çırak olarak çalışıyor diğeri de markette getir götür yapıyordu. Kısıtlama olunca mecbur evde kaldılar. Saat 1-4 arası ziyarete gitmiştim, anneye sordum ‘nerede’, diye. ‘Adama yalvarmaya gitti, ne olur sokağa çıkma iznim olduğu saatlerde çalışayım diye’ dedi. Sonra eve geldi. Bir şeyler almış eve gelirken, büyümüş yani çocuk öyle geliyor. Bu çocukların okulları terk etmesini izliyorlar. Yeni yoksullar bu çocuklar. Bugünün çocukları yarının kâğıt toplayıcıları. 1 milyon çocuk önümüzdeki yıl çalışmaya başlayacak umarım olmaz ama öyle görünüyor. Oturup izliyorlar.”

FIRINDAN ALINAN BAYAT EKMEK

63 yaşında bir teyze ile konuşmasını anlatıyor Foggo: “Eşi 65 yaşında kanser hastası, evde torunları var aynı zamanda onlara bakıyor. Fırından gelmiş. Bayat ekmek istemiş fırından. O çocukların önüne çay varsa çayla yoksa sadece onu koyuyor işte. Ondan sonra başka bir anneyle konuştum ‘Hiçbir şey yok’ dedi. Dedim ki nasıl hiç yok, ‘Çaya, şekere hasret kaldım’ dedi. Orada durdum.”

MASKE KOLONYA LÜKS

Konuşurken birden aklıma ‘ama salgın var’ düşüncesi geliyor. Bu insanlar salgınla nasıl mücadele ediyorlar, önlem alabiliyorlar mı diye soruyorum. Foggo, maske ve kolonyanın lüks olduğunu söylüyor: “Çocuğuna tane ile bez almaya çalışan bir insan eline geçenle maske almayı tercih eder mi? Zaten sokakta çalışıyor. Sokakta çalışmadığı zaman para kazanamıyor. İnanılmaz derece kırmızı o yerler. Benim tanıdığım evlerde koronavirüs geçirmeyen yok. Bir oda iki odalı evler, temiz su bile yok.”

Yoksulluğun bir an önce masaya yatırılması gerektiğini vurgulayan Foggo, hükümete ve yerel yönetimlere acil önlem alınması konusunda çağrıda bulundu.

DERİN YOKSULLUK AĞI’NIN ACİL ÖNLEM TALEPLERİ

■ Büyükşehir ve ilçe belediyelerin sosyal kart, gıda kartı vb. haklarından yararlananlara yatırdığı miktarlar yükseltilmelidir.

■ Sosyal hizmet mevzuatına uymayan, bürokrasiye takılan fakat aşırı yoksulluk ya da yeni yoksulluk kategorisinde yaşam koşullarına sahip her bireyin ve ailenin başvurusu yerinde incelenerek düzenli gıda desteği ulaştırılmalıdır.

■ Ekonomik sıkıntılar, yetersiz beslenme olan ailelere dağıtılan gıda kolileri, evdeki bireyin ihtiyacına göre hazırlanmalıdır.

■ Psikososyal destek ihtiyacı olan çocuklar ve yetişkinler için özel eğitim ve psikolojik destek uygulamaları uzaktan erişilebilir formatlarda uygulanmalıdır.

■ Evinde yemek yapamayan yaşlı, engelli veya özel ihtiyacı olan bireyler için aşevlerinden günde üç öğün sıcak yemek servisi yapılmalı veya uygun mahallelerde mahalle mutfakları açılarak sıcak yemek dağıtımı yapılmalıdır.

■ Aşırı yoksulluk içinde yaşayan mahallelerde günlük temizlik yapılmalıdır.