Google Play Store
App Store
Kaynak: Haber Merkezi
Dersim katliamı (Tertele) Anıtı Berlin’de açıldı

BirGün Almanya

Dersim’de 1937-1938 yıllarında yaşanan Tertele’de yaşamını yitirenler anısına oluşturulan anıt, Berlin'de yapılan bir etkinlikle açıldı.

Etkinliğe bir çok bilim insanı, politikacı, demokratik kitle örgütü temsilcileri ve çok sayıda duyarlı insan katıldı.

Berlin Blücher Platz’daki park içinde yapılan anıtın yapımı Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu ve Dersim Kültür Derneği Berlin işbirliğiyle gerçekleştirildi.

Anıt açılış etkinliğine katılan; Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Kemal Karabulut, Friedrichshain-Kreuzberg Belediye Başkanı Clara Herrmann, anıtın tasarımcısı sanatçı Ezgi Kılıçaslan Mılletvekilleri;Pascal Meiser, Hakan Demir, Sevim Aydın, Gökay Akbulut, yazar Celal Yıldız, Gülsel Özkan, Doç. Dr. Gülşah Stapel, Dimitrios Constantinis, Prof. Dr. Taner Akçam, Dr. Yüksel Özdemir, Prof. Dr. Tassa Hoffman, Cem Özdemir birer konuşma yaptılar ve son konuşma Dersim Kültür dermeği başkanı Müslüm Karataş tarafından gerçekleşti.

Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Kemal Karabulut açılış konuşmasında şunları söyledi:

‘‘Bugün burada bir taşın önünde toplandık bir tarihin tanıklığını yapan bir taşın ama bu sıradan bir taş değil. Bu taş bir tanıktır, bir halkın hafızasını omuzlarında taşıyan bir tanık. Sadece bir hatıra değil adalet çağrısının vücut bulmuş hâlidir, bir direnişin sembolü, duyulmak isteyen bir ses. Bu taş Dersim’dendir, Beyaz Dağ’dan – KOU Sıpe’den. Bir zamanlar dillerin konuştuğu, türküler söylenen, hikâyeler anlatılan topraklardan. Ve sonra o topraklarda, bir gün bombalar konuştu, ateş ve gaz konuştu. İnsanlar susturuldu. İşte bu sessizlikten doğdu bu taşın yolculuğu. 1200 km katederek İstanbul’da bir atölyeye geldi ve biz yüreğimizi bu taşın içine koyduk. Ve şimdi burada duruyor binlerce kilometre ötede Berlin’de.

"BU TAŞ, TARİHÎ SOYKIRIMIN TANIĞIDIR"

Artık sadece bir kaya parçası değil bu taş. Bu taş bir ses: bir halkın sesi. Bu taş neye tanıklık ediyor? Bu taş, 1937/38 yıllarında Dersim’de yaşanan tarihî soykırımın tanığıdır. Karanlık bir dönemin tanığıdır; yüz binlerce insanın evlerinden sürüldüğü, on binlercesinin katledildiği, kadınların kaçırıldığı, çocukların zorla asimile edildiği bir dönemin. 1937-1938’de Dersim’de yaşananlar, sadece bir askerî operasyon değildi. Bu, sistemli olarak planlanmış ve kapsamlı biçimde yürütülmüş bir yok etme politikasıydı. Devlet arşivleri, tarihçiler, tanıklar  yıllardır tanıklık ediyorlar buna: yüksek sesle, yorulmadan  nihayet duyulsun diye. Ama olan biten hâlâ gölgede adı konmamış, hesabı sorulmamış, yüzleşilmemiş bir hâlde. Bu anıt, yıllardır reddedilen tanınmayı bir adım daha yaklaştırıyor bize.

Bu anıt intikam istemiyor çoktan vadesi dolmuş bir hakkı talep ediyor: Gerçeği. Bu yol kolay değildi. Dersim kültür derneklerimiz ve Avrupa çatısı altındaki federasyonumuz bu projeyi yıllarca kararlılıkla taşıdı. Tehdit edildik, karalandık, saldırıya uğradık – ama vazgeçmedik. 2014 yılında Berlin Eyalet Meclisi'ndeki partilerle görüşmelere başladık. Yeşiller, Sol Parti ve SPD projeye açık davrandı ve destek verdi. İki cesur meclis üyesi – Sevim Aydın (SPD) ve Berna Gezik (Yeşiller) – projeyi Friedrichshain-Kreuzberg ilçe meclisine sundu…‘‘

Konuşmasında anıtın yapım sürecinde ırkçı ve faşistlerin engellemeleri ve tehditlerine maruz kaldıklarını ancak toplumun duyarlı kesimlerinin desteği ve verilen mücadele sonucunda anıtın gerçekleştirildiğine değinen Karabulut, konuşmasına şöyle devam etti:

‘‘Ve sonunda… 27 Mart 2019’da Berlin İlçe Parlamentosu Yeşiller, Sol Parti, Korsanlar ve SPD’nin oylarıyla bu projenin hayata geçirilmesini kararlaştırdı. CDU’nun tüm engellemelerine rağmen. Bu karar politik değil –vicdanî bir karardı. 2022’de Belediye Başkanımız Clara Herrmann’ın öncülüğünde Sanatçılar Seçil Yersel ve Nadine Reschke projeye dahil oldu. Ezgi Kılınçaslan, Raisa Galofre, Martin Systermans gibi sanatçılar sanatsal uygulama ve Atölye çalışmalarında yer aldılar. Sanatçı Ezgi Kılınçaslan’ın tasarımıyla taş ile mekân arasındaki ilişki yeniden şekillendi. Ve böylece, Dersim’de başlayan yolculuk, Berlin’de tamamlandı…. 19 Mart 2025’te temel atıldı…"

Karabulut, anıtın temsil ettiklerini ise şöyle anlattı:

"Bu anıt şöyle der: 'Sizin acınız unutulmadı.' Bu yüzden bu anıt toplumlarımızın bir parçasıdır, yaşanmış bir olayın kolektif hafızasının bir  parçasıdır. Bu anıta giden yol uzun ve zorluydu ama bu yolu başarıyla yürüdük. Ve bugün bu taşın önündeyiz. Direnişin, adaletin ve görünürlüğün adına ve şimdi bu taş konuşacak. Tanıklık edecek. Hafızayı aktaracak. Şöyle haykıracak:

'DERSİM SUSMUYOR'

Dersim susmuyor! Dersim’in toprağından, suyundan, dilinden söz edecek. Bir halkın susturulmak istenen hikâyelerine ses olacak. Mezarları olmayanların sesi olacak. İsimleri unutulanların, zorla evlat edinilen çocukların. Sessizliğe gömülen annelerin. Bu taş, bizi unutturmak isteyenlere karşı bir hafıza duvarı olacak.

Ve unutmayın: Bu taş burada durdukça sadece bir kaya olmayacak. Bir halkın sesi olacak. Geçmişin değil, geleceğin de tanığı olacak. Haydi birlikte haykıralım: Gerçek susmayacak. Üstü örtülenler adlandırılacak. Yalanlar sessizlikle değil, hafızayla bozulacak. Katledilenler parlayacak bir uyarı olarak, bir görev olarak, bir umut olarak. Bu yolda bizimle yürüyen herkese teşekkür ediyorum. Sessizliği bozanlara. Bugün burada  duranlara açık yüreğiyle, uyanık gözleriyle…Sonsuz teşekkür ederim.‘‘