Yıllar zarfında farkında olmadan sanırım bir tür siyaset bağımlılığı edinmişim. Belki de Türkiye kökenli olmanın doğal bir hali bu da. Her yıl siyasi partilerin kongre mevsiminde, bütçe tartışmalarında bazen çok da manalı olmayan ilgi alaka hissediyorum. Bu hafta bütçe haftasıydı. Önce bazı bütçe maddeleri azar azar basına yansıdı. Sonra biraz daha. Sonra tartışılacak kadar ve sonunda hepsini duyduk.

Bana bütçenin kendisinden çok medyada tartışılması daha ilginç geliyor. Bu da belki Şansal ve Erman’la maraton etkisinden. Ama burada kastım ana akım medyada bir takım adam ve kadınların mahsusçuktan tarafsızmış gibi yorumlar yapmaları. Sonuçta siyasetin ve siyasi tavrın belli ve de çok saklanamayan kodları var.Yani şaşırtabilirler ama kandıramazlar. Bir kaç cümlenin sonunda kimin hangi tarafta olduğu ortaya çıkıyor. Sobelemenin tadı insanın hoşuna gidiyor ama bunun kime ne faydası var. En nihayetinde ana akım medyaya sosyalist işçiyi çıkaracak halleri yok. Gerçi bayram kıvamında gelişmeler olursa Tarık Ali falan boy gösteriyor. George Galloway ünlüler ormanında maceralara atılmadan önce epey bir sesini duyuyorduk ama epeydir o da kayıp. Yanlış anlaşılmasın iki Galloway bir Tarık Ali röportajı için Suriye işgal edilsin falan hevesinde değilim. Bradford ara seçimlerinde aday olursa ortalık biraz şenlenir kulağımızın pası gider o kadar.

Muhafazakar partinin parlak çocukları yeni bütçeyi açıkladılar: Kendi ifadeleriyle “işletmeleri utanmazca destekleyen” bir bütçe! Az bir büyüme olacakmış güzel ama işsizlik de artacakmış. Yani çalışanlar daha çok mesai yapacak ve daha az kişi daha çok çalışacak. Tek ihtimal bu değil tabii ki. Afganistan’a daha az askeri harcama yapılıp onun yerine askerlere konut yapacakmışız. Hesaplara göre herkes ufak tefek kazanıyor yeni bütçede.

İnanılması güç! Zaten doğru da değil. Anladık ki emekliler kaybediyormuş. Geçmişin ve geleceğin emeklileri cümleten kaybediyor hem de. Emeklilik yaşı ortalama ömür beklentisine gore otomatik artacakmış. Ölüleri hayatta gibi gösterirsek muazzam tasarruf yaparız yani. Ama muhakkak ki iyi niyetliler. Bu paketin adı emekliler için vergi sistemini basitleştirmek. Tabii zavallı emekliler maazallah anlayamazlar durumu da çok vergi verirler.

Utanmazca desteklenen işletmeler ve zenginler konusunda hükümet harbi utanmaz çıktı. Yıllık geliri 150 bin sterlin ve üzerinde olanların vergi oranı yüzde 50’den 45’e düşürülmüş. Bu aslında bir analiz kurumunun “çok güvenilir” tahminlerine göre vergi gelirinde azalma değil aksine artış sağlayacakmış. Çünkü zengin hemşerilerimiz ‘aa vergi düştü artık vergi kaçırmayalım’ deyü vergi dairelerinin veznelerine üşüşecekmiş. Eminim arkasında süper ekonomistler vardır bu dahiyane politikanın!

Geliri bunun altında olanlar sadece 220 sterlin kazançlı çıkacaklar bu yeni bütçeden. Tuhaf olan şu ki yüksek gelirli olanlarda bundan eşit şekilde faydalanacak. Çünkü gelirin ilk 9200 sterlini vergiden muaf tutuluyor. Eh bu da utanmazca olmuş kanaatimce. Geliri süper olanların bir an için velevki saf olduğunu var saysak bunların kişi başına en az 15 bin sterlin artı 220 sterlin kazançlı çıktığını görürüz. Eski sistemde bu gelir grubunun en az 2 milyar sterlin vergi kaçırdığı tahmin ediliyor. Çok utanmazca, hatta “ivana sert” utanmazca olmuş.

Biz vergi vermeye ve emeklilik fonuna para yatırmaya devam ediyoruz. Biraz sosyalizm fazlaca yolsuzluk ve arsızlık arasında hayat devam ediyor. Ana akım medya ise neredeyse hep bir ağızdan bu bütçenin yapılması gerekenin en iyisi olduğunu tekrarlayıp duruyor. Akıl tutulması bu olsa gerek.

Akıl tutulmasının bir diğer yüzü de şu büyüme meselesi. Nasıl uyuz oluyorum anlatamam. Yani anlatmak isterim de o da bir başka pazara.

İyi pazarlar ve bol şanslar.