Google Play Store
App Store

Üniversitelerde dersler, barınma, ulaşım, yemek ve eğitim hakkı gibi sorunlarla başladı. Öğrenciler yüksek zamlar, eksik altyapı ve yönetim krizleriyle boğuşuyor.

Dersler sorunlarla başladı
Hacettepe’de öğrenciler yurtta sıcak su verilmemesini protesto etti.

Havin ŞENER

İstanbul'dan Urfa'ya kadar birçok kentteki üniversitelerde 2025-2026 eğitim öğretim yılı çözülemeyen sorunlarla başladı. Yaşanan ekonomik kriz ile birlikte barınmadan ulaşıma kadar birçok sorunla boğuşan öğrenciler çözüm arıyor.

Boğaziçi Üniversitesi’nde yönetim, üniversiteye bağlı yurtlarda bulunan çamaşırhaneleri kapatarak tek bir yurtta ücretli çamaşırhane hizmeti vermeye başladı. Çamaşır yıkamak ve kurutmak için öğrencilerden 200 TL ücret isteyen yeni düzene karşı öğrenciler durumu protesto ederek çamaşırlarını leğende yıkayıp, çamaşır ipine astı.

ASANSÖR BOZUK

Osmaniye’de bulunan Cebelibereket Erkek KYK Yurdu tam olarak hazır olmamasına karşın hizmete açıldı. Asansörlerin bozuk olmasından, sıcak su verilmemesine ve internet bağlantısının sürekli kesilmesine kadar farklı sorunlarla karşı karşıya bırakılan öğrenciler dün yurtta bir eylem gerçekleştirerek yönetimi istifaya davet etti.

AYNI YURTTA ÖLÜM

Öğrencilerin "çalışmayan asansör", "yetersiz sağlık altyapısı" gibi nedenlerle şikâyet ettiği Cebelibereket öğrenci yurdunda dün Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi öğrencisi Kasım Bulgan, yurt odasında geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybetti.

RİNG KALDIRILDI

Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yıllardır öğrencilere hizmet eden Davutpaşa – Cevizlibağ ringleri kaldırıldı. Öğrenciler konuyla ilgili üniversitenin asli görevlerini yerine getirmediğini ve okul yönetiminin üniversite için ayrılan bütçeyi okulun ihtiyaçlarına harcamadığını ifade etti.

YURDA ZAM

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) ise geçtiğimiz ay yurt ücretlerine yüzde 30 zam yapıldığı açıklanmıştı. Yapılan zamla birlikte en düşük yurt ücreti aylık 2 bin 163 TL oldu. Yapılan zamların yanı sıra ODTÜ Faika Demiray yurdunda akademik dönemin başlamasına karşın tadilatlar henüz bitirilmedi.

YEMEKLERE ZAM

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde (DEÜ) rektörlük yemekhane fiyatlarına yüzde 81,5 oranında zam yaptı. Yapılan yüzde 81,5’lik zamla ilk öğün ücreti 27 TL’den 49 TL’ye yükselirken, ikinci öğün yemeğin ücreti yüzde 178 zamla 75 TL oldu.

Yapılan zamma tepki gösteren DEÜ öğrencileri "Öğrencilerin çoğu öğün atlamak zorunda kalıyor" dedi. Yine İzmir’de okulların açılmasına bir ay kala depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle boşaltılan üniversiteye bağlı yurtta yaşayan erkek öğrenciler ise yurdun boşaltılacağını temizlik görevlilerinden duyduklarını iddia ederek resmi bilgilendirme yapılmadığını söyledi.

YURTLAR BOŞALTILDI

Bolu İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) dönemin başlamasına günler kala boşaltılmak istendi. Öğrencileri farklı fakültelerde derse girmeye mecbur bırakan yönetim öğrencilerin barındıkları yurtlar için de yıkım kararı aldı.

BAHÇEDE DERS

Urfa’da bulunan Harran Üniversitesi’nde öğrenciler sistemde kayıtlı oldukları sınıflara alınmayarak derslik yerine bahçe ve kantinde ders işlemek zorunda bırakıldı.

KAYYUM YÖNETEMİYOR

Konuya ilişkin BirGün’e değerlendirmede bulunan Eğitim-Sen İstanbul 6 No’lu Şube Başkanı Burak Çetiner şunları kaydetti: "Yükseköğretimde eğitim kalitesini, öğrenciyi merkeze alan bir tarzdan ziyade iktidara ne kadar yakın yöneticiler varsa onlar yerleştirilmeye çalışılıyor. Yani bir liyakat olmadığı zaman sorunlar ortaya çıkıyor. İleriye doğru giden bir süreçten değil daha fazla ticarileşen bir süreçten bahsediyoruz. Yani okulların içerisinde yapılan özelleştirmelerle müthiş bir niteliksizleşme birlikte geliyor. Hem öğrencilerin barınma, ulaşım, eğitim hakları başta olmak üzere bunlar ticarileştirilerek gasp ediliyor. Hem de üniversitelerdeki çalışanların, akademik ve idari personelin çalışma koşulları her geçen gün geriye gidiyor. Bunu yani açıklayabilmenin tek yolu siyasi iktidarın üniversiteleri kayyumlarla yönetmeye çalışan zihniyeti diyebiliriz. Üniversite yönetiminde kayyumlar yerine üniversite bileşenlerinin ve öğrencilerin söz hakkı olduğu bir yönetim şekli olsaydı bu tablodan çok daha parlak bir şey ortaya çıkardı."