Dert Bu Dert Bu Dert*

Milli maç arasına dertlerle giren, milli maç arasında yeni dertlerle karşılaşan Galatasaray, 41 maçlık iç saha yenilmezlik serisini bitirerek daha da yeni dertlerle tanıştı.

Mevcut şartlar ve iki takımın formu göz önüne alındığında ilk yarının kaybedeni Okan Buruk’un takımıydı diyebiliriz. Hele hele daha maçın başında Ahmet Çalık – Okan Kocuk arasındaki bölgede bir maden bulabileceğinin mesajını alan Okan Buruk’un daha fazla ön alan baskısı yapmasını bekliyorduk. Nitekim Abdullah Avcı, son 2 sezon Arena’daki maçlarda rakibine rahat rahat bir aut atışı bile kullandırmamış, hele hele 2017-18’deki maçın ilk yarısında, Terim’in takımı paslaşarak sahasından çıkmaya çalışırken 5-6 oyuncu ile ön alan baskısına gelmişti. Okan Buruk bunu denemedi nedense, zira Lemina yüzü kendi kalesine dönük halde topu her ayağına aldığında sadece 1 oyuncuyu bile sırtında hissetse Donk ve Marcao kendi kale çizgilerine kadar çekilip top istiyor ve takımın boyunu 50-60 metrelere çıkartıyordu. Başakşehir’in baskısı olmamasına rağmen Galatasaray’ın hücum alanındaki etkisizliği kronik bir sorun elbet. Statik, hareketsiz oyuncuların üzerine kurulu bir hücum planının doğal sonucu.

Burada bir kısır döngü de var, bu hareketsizliğin içinde bulunduğu bölgeyi 100 metre boyunca kullanan Mariano aslında boşluklara deplase olan ve kendisine pozisyon yaratmaya çalışan ender oyunculardan birisi, fakat bütün hücum yaratıcılığı kendisinin yaptığı boş koşular ve bunun sonucunda yapacağı ortalara bağlandığında sonuçsuz kalan her atak, verilmiş her kötü pas kendisine eleştiri olarak dönüyor. Burada sorumluluk elbette kenar yönetiminin. Bir Şampiyonlar Ligi takımının taraftarlarını koltuktan tek kaldırdığı anlar, sağ bekinin yaptığı bindirmelerden ibaret olmamalı.

Maçın ikinci yarısının ortasında bir pozisyon var ki sanırım Galatasaray’ın 2019-20 sezonunun özeti adeta. Başakşehir’in kullandığı frikik sonrası Babel bir vücut hareketi ve bir çalımla topu taşıdı ve orta sahayı henüz geçmekten olan Ömer Bayram’ı gördü. O sırada hücumdaki sayısal durum 3’e karşı 3’tü. Sadece 3 saniye sonra Galatasaray’dan hala 3 oyuncu vardı o bölgede ama Başakşehir oyuncu sayısı 8 olmuştu.

Savunmada, Luyindama’nın sakatlığı sonrası yeni bir kurguya zorlanan, transfer ettiği 2 golcünün yeni yıla kadar sahalardan uzak kalacağı, beklerinden yeterli performansı alamayan, orta sahada hala ideal ikilisini (veya üçlüsünü) bulamamış bir takım Galatasaray. Sahada kimse hiçbir şeyden emin değil, taraftarlar da öyle. Mesela maç boyunca ters ayağıyla kullandığı vuruşlarda tehlike yaratmış Ömer Bayram, neden 92. dakikada aynı şekilde kullanabileceği korneri Belhanda’ya bırakıyor? Sebebi Belhanda’nın kornerlerdeki öldürücü ortaları mı?

*Efkan Şeşen şarkısıdır…