Dervişoğlu, İYİ Parti'den ayrılıp AKP'ye katılan isimlerle ilgili konuştu: Kayıp değil kazanç
İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, İYİ Partili milletvekillerinin AKP'ye geçmesiyle ilgili "Bazılarının bizden ayrılmaları kayıp değil kazançtır. Demokrasilerde vatandaşın oyunun namusunu, siyasetçinin namusu korur. Her siyasetçi de kendi namusundan mesuldür" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, AKP'ye katılan vekillere ilişkin "Bazılarının bizden ayrılmaları kayıp değil kazançtır" dedi.
Dervişoğlu, partisinin TBMM'de düzenlediği grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "muhalefeti dönüştürme görevimiz" çıkışına değinen Dervişoğlu, "Bizim muhalefet anlayışımıza tahammülleri yok. Onlar gerçek muhalafet yapan İYİ Parti gibi partileri istemiyorlar. Yanlarında koltuk değneği istiyorlar" dedi.
İYİ Parti'den istifa ederek AKP'ye geçen isimler hakkında değerlendirmelerde bulunan Dervişoğlu, "Bazılarının bizden ayrılmaları kayıp değil kazançtır. Demokrasilerde vatandaşın oyunun namusunu, siyasetçinin namusu korur. Her siyasetçi de kendi namusundan mesuldür" diye konuştu.
Erdoğan'a seslenen Dervişoğlu, "Makam mevki dağıtarak belli ki imkansızı istiyorsun! Sana yol vermeyeceğiz. Bunun için siyasi entrikalar ve tezgahlar kurmaya hazırlanıyorsan buyur gel! Hepiniz birsiniz biz yine tekiz" diye ekledi.
Dervişoğlu'nun konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
"Bir ülkeyi idare edenler, normalde, suçlulara, yanlış yapanlara gözdağı vermek için yasaları kullanır, hukuku kullanır. Recep Tayyip Erdoğan’sa bunun tam tersini yapıyor. Yasaları hukuksuzca kullanıp, millete gözdağı vermeye çalışıyor. Şiirler okudu diye haksızlığa uğrayıp, cezaevine girdi ama, belli ki şairi hiç anlamamış. Akif’in, İstiklal Marşımıza neden “Korkma!” diye başladığını kavrayamamış. Aklınca, milleti korkutarak terbiye edecek. Belli ki, “Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” dizesinden de bir anlam çıkaramamış. Bu iktidar, keyfi uygulamalarla, adaleti çiğneyen yargı sopasıyla, cübbelerine ilik açtırmış kontenjan savcıları ve hakimleriyle, kantarın topuzunu kaçırdı. Şaka-maka, istibdatla ömür boyu iktidarda kalacaklarına inanıyorlar. Ama buradan acı gerçeği hatırlatayım; 2017’deki mühürsüz zarflardan beri, parti devletine dönüştürdükleri bu mekanizma, önce onların başına yıkılacaktır. Tarih bunu söyler, milletimizin feraseti de bunu işaret eder.
"MUTFAKTAKİ YANGINI AFETE ÇEVİRDİ"
Nerede bu müthiş Hazine ve Maliye Bakanı? Nereye kayboldu diyorlar! Gece gündüz faiz lobilerinin kapısını aşındıran vergimatik Mehmet’i merak ediyorlar. Türkiye’yi krizden çıkaracak dedikleri programı gibi, o da kayıptır. Geldiği günden beri söylüyoruz, vergimatik Mehmet’in de yapabileceği bir şey yok. Çünkü bu iktidarda, akıl da yok. Avantalı ihalelerle, milletin parasını bir avuç yağmacıya dağıtan patronu varken Milletin derman bulacağı da yok. Kendini ekonomist ilan etmiş bir patronu varken, İngiliz vatandaşlığı da yetmez, sıkılaştırıcı önlemler de yetmez demiştik. Damat bakan bile sepetlenmiş, gözleri ışıltılı arkadaş bile kapı önüne konmuşken, Mehmet Bey’in yapabileceği bir şey yok demiştik. Üzgünüm, ama dediğimiz gibi oldu. Kurtarıcı diye getirilen Mehmet Bey, mutfaktaki yangını afete çevirdi. Emekliyi yaktı, memuru yaktı, hazineyi yaktı. Milletin mütevazı hesaplarını kuşa, cüzdandakileri de pula çevirdi. Ne yaptı Mehmet Bey? Zaten cep delik cepken delik, üstüne milletin cebinden saraya giden tüneller açtı. Ocaklara incir ağacı dikti. Bunlardan derman çıkmaz.
"SARAYIN SAVURGANLIĞINA HİÇ DOKUNMADI"
Sıkıştıkça bakan değiştiren Recep Tayyip Erdoğan’ın masallarıyla, Türkiye düze çıkamaz. Türkiye 2018’den beri krizde. Bir düşünün, 7 yılda kaç bakan değişti? Vitrinde kaç değişiklik yapıldı. Bir işe yaradı mı? Hayır, yaramadı. Çünkü, sorunun kaynağı yerinde duruyor. Mesele onu değiştirmektir. Mesele saraydakini değiştirmektir. Kim gelirse gelsin, iki gün sonra Tayyip Erdoğan’ın aklıyla yürüyor. Siz şu ana kadar, millet hazinesi yağmalayan bir avuç azınlığa dur diyen bir bakan gördünüz mü? Görmediniz. Neden görmediniz? Çünkü o yağmacıların hepsi, Tayyip Erdoğan’ın koruması altında. Gelen her bakan gibi, vergimatik Mehmet de tasarruf dedi ama, Gözünü, emekçinin, memurun, işçinin imkanlarına dikti. Öğretmenlerimizin kullandığı su ısıtıcılarından başladı. Sonra memurların servislerine kadar, her şeye göz dikti. Ama sarayın savurganlığına hiç dokunmadı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'askıda buğday' kampanyasına tepki gösteren Dervişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ortağınızın buluşuna bakın. “Askıda 9 Gülek Buğday” kampanyası başlattı. Başta çiftçilerimiz olmak üzere herkese çağrı yaptı, Muhtaç durumdaki vatandaşlarımıza 9 gülek, yani 288 kilo buğday dağıtın dedi. İşler yolundaysa buğday dağıtmak da neyin nesidir? Belli ki, ittifak ortağınız bile, sizin yalan dünyanıza kanmıyor artık. Eğer Karacabeyli çiftçi kardeşimin sözleri, Cumhurbaşkanı’nın onur ve haysiyetini rencide ediyorsa, Buyurun, aynı muameleyi ortağınıza da yaptırın. Ona cesaret edemiyorsanız da, hakkı ve hakikati söyleyenlerin üzerinden elinizi çekin artık. Türkiye’nin kötü yönetildiği gerçeği, sadece çiftçilerimizin değil, esnafımızın da sırtında yüktür. Esnafı bu kadar sıkıntıya soktunuz, bari nefes alabileceği imkanlar üretin. Acil talepleri var.
"ERDOĞAN VE SARAY VESAYETİ, KABUS GİBİ ÇÖKTÜ"
Malumunuz olduğu üzere, yargı tarafsızlığı ve bağımsızlığı, Saray kadıları eliyle zan altında bırakılmıştır. Gerek konvansiyonel, gerekse sosyal medyada tek elden yönetilen itibarsızlaştırma süreçleriyle İşlerine gelmeyenin ilkokul karnesine kadar sorgulama yapıyorlar. Tam bir düşüklük ve tam bir düşkünlük örneği sergiliyorlar. Gördüğümüz manzarada, Erdoğan ve saray vesayetinin Tüm Türkiye’nin üzerine kabus gibi çöktüğü ortadadır. Yargıda azınlıkta ancak kritik görevlerde olan birtakım grupların, yetkilerini silah gibi kullanıldığı bir gerçektir. Söylemeden geçemeyeceğim. Bir de bu arsızlık senfonisinin arkasındaki propaganda başkanı aracılığıyla “Daha adil bir dünya mümkün” diye dünya başkentlerinde tır dolaştırıp, Toplantı tertipliyorlar! Bunu neyle yapıyorlar? Sorsan, mazlumların haklarını savunuyorlar. Sorsan, Filistin davası güdüyorlar. Ama Trump’ın Gazze’de yapacağı “çılgın projeye” susuyorlar."
"PARTİ MKYK’SININ SIĞINMACI ÇADIRI"
Erdoğan'a seslenen Dervişoğlu, "Parti MKYK’sının sığınmacı çadırına döndürülmesine verecekleri cevabı ben de merak ediyorum. Buradan sesleniyorum; Makam mevki dağıtarak belli ki imkansızı istiyorsun Recep Tayyip Erdoğan! Sana yol vermeyeceğiz. Bunun için siyasi entrikalar ve tezgahlar kurmaya hazırlanıyorsan da, Buyur gel hodri meydan! Biz buradayız! Hepiniz birsiniz biz yine tekiz! Türk milletinin yıkılmayan son kalesiyiz" dedi.