Uzun zamandır adı açıklandığında şaşırıp heyecandan ter bastıran grup az oluyordu. Steven Wilson bunlardan biri oldu. Progresif rock’ın dahisi 22 Temmuz’da bir daha İstanbul’da.

Detaycılık yüzünden müzikten soğumak

Uzun zamandır Facebook’ta sadece gözlem amaçlı pek çok müzikli gruba üyeyim. Bir çoğunda tartışmaya girerseniz elinize bir şey geçmediği gibi hastanelik olur ve hatta abartırsanız lobotomi yaptırmanız gerekebilir. Bu anlatacaklarım da Facebook gruplarıyla ilgili dikkatimi çeken bir detay. Her neyse 2016’da favori progresif rock müzisyenlerimden Steven Wilson, Zorlu PSM’ye gelmiş ve muazzam bir konser vermişti. 22 Temmuz’da bir daha aynı mekanda olacak. O 2016 konserinde mekan fazlasıyla dolmuştu. Camel’ın da 23 Mayıs konserlerinin aynı mekanda sold out olması prog rock için memlekette önemli bir gelişmedir.

Steven Wilson’la bir röportaj yapmıştım önceki gelişinde. Hayranlığım sağ olsun dilim tutulmuş, İngilizcem inanılmaz bozulmuştu. Hafif utansam da tarih unutmaz, Youtube hiç unutmaz. Video Motto Müzik kanalında duruyor. İsterseniz tekrar izleyebilirsiniz. Benim garibime giden şey, müzik dinleyicilerinin arşivcilikle, detaycılıkla, “ilk dinledim”, “önce ben keşfettim” gibi şeylerle kafayı ufaktan yakıp müzikten keyif almayı unutmalarıdır. Wilson o röportajında bana sadece Youtube’dan videolar izleyerek Steve Vai’den daha iyi gitar çalabilmenin mümkün olduğunu fakat sokağa çıkmayıp sosyalleşmeyen, kendini geliştirmeyen ve teknik anlamda üstün olurken bir şey üretilemeyeceğine değinmişti. Yani çalış didin, uğraş ama kafayı da çalıştır, oku, dinle ve “İlk”, “En” gibi sıfatlara çok da takılma. Biri çıkar daha hissiyatlı çalar senin tekniğin çöp olur. Şu cümlelerini hatırlatmak isterim Wilson’un: “Çok dinleyin, çok okuyun ve çok film izleyin. Sanatçı geçmişle değil gelecekle ilgilenir. Belli formüllere takılıp kariyerini bu çerçeveye oturtmaz. Sanatçı yeni şeyler dener ve bunu paylaşır.“

detaycilik-yuzunden-muzikten-sogumak-412493-1.

Müziğin ruhuna aykırı
Camel konseri sırasında bir Facebook grubunda ciddi bir tartışma başladı. Önce şu bilgiyi vereyim. Camel’ın ilk açıklanan konseri 23 Mayıs’tı ve biletler çıktığı gibi bitti. Haliyle çok kişi açıkta kaldı. Sonrasında 22 Mayıs için bir konser daha açıklandı ve mevzu çıktı. Neymiş? Konser açıklanır açıklanmaz bilet alanlar konseri ilk izleyenler olamayacakmış. Geç hareket edenler, erken hareket edenlerden daha erken izleyecek konseri. Ve bu bir “kaos”a yol açtı. Kimse kusura bakmasın bu benim gözümde biraz delirmeye eş değer bir durum. Memlekete gruplar gelmezken, organizatörlerin teklif verdiği grupların yüzde 75’i kapıyı kapatırken, prog rock efsanesi Camel’ı ilk kez izleme olanağı varken, Steven Wilson gibi bir dehayı tekrar izleme ihtimalimiz doğmuşken, bir konseri alt tarafı 1000 kişiden 1 gün önce izlemişsin izlememişsin çok da önemli olmasa gerek. Arşivciliğin, hayranlığın kodlarını bilirim. Bazı durumlar dönüşü olmayan durumlardır, her şey eleştirilir ama bazı durumlar da pekala istisna yapılmalıdır. Siz dua edin hala euro 4.50’yi geçmişken (tarihe not düşmek için kur yazıyorum) lira üzerinden bilet satılsa da konser düzenleniyor.

Önümüzdeki hafta, yaklaşık 1 yıldır gözlemlediğim Facebook’taki plak satış grupları hakkında yazacağım. Çok takip ettim, şiştim artık yazmazsam delireceğim.