Devlet Bahçeli: Çanakkale Köprüsü'nden geçmem diyorsanız denize atlayın
Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Bahçeli, Çanakkale Köprüsü'nün geçiş ücretine gelen eleştirilere "Köprüden geçmem diyorsanız buyurun denize atlayın, yüzerek gidip gelebilirsiniz" ifadeleriyle tepki gösterdi. Açıklamalarında TTB'yi de hedef alan Bahçeli, TTB'nin kapatılması gerektiğini savundu.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 18 Mart'ta açılışı yapılan 1915 Çanakkale Köprüsü'nün geçiş ücretine gelen eleştirilere tepki gösteren Bahçeli, "Diyorlar ki, bu köprü millete yeni bir masrafmış. Hedefleri tutmazsa millete ödeteceklermiş. O köprüden siz de geçeceksiniz. Köprüden geçmem diyorsanız buyurun denize atlayın, yüzerek gidip gelebilirsiniz" dedi.
Açıklamalarında Türk Tabipleri Biriliği'nin (TTB) kapatılması talebini de yineleyen Bahçeli, "TTB Başkanı ve işbirlikçi yönetimi oradadır. Bunlar bir avuç millet ve devlet muhalifidir" diye konuştu.
Adana İslamcı Furkan Vakfı'nın eylemine yönelik sert polis müdahalesine de sahip çıkan Bahçeli, "Devletin hükümranlık vasfı isabetle gösterilmiştir. Emniyet teşkilatımızı kutluyor Adana'da görev yapan polislerimizin tertemiz alınlarından öpüyorum" dedi.
'DEMİRTAŞ'IN YERİ PARMAKLIKLARIN ARKADISIR'
Konuşmasında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Tuncay Özkan'ın Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a ilişkin "Barış insanıdır. Önümüzdeki günlerde TBMM'de yerini alacaktır" şeklindeki ifadelerini hedef alan Bahçeli "Bir CHP'linin terörist Demirtaş'a 'barış insanı' demesi, önümüzdeki günlerde TBMM'de olacağını söylemesi bulanık ve buhran içinde kalmış bir zihnin hezeyanıdır. Bir teröriste barış insanı demek barışa ihanettir.Teröristlerin yeri Meclis değil, demir parmaklıkların arkasıdır" ifadelerini kullandı.
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Cemrenin havaya, suya, toprağa düşmesine rağmen karlı hava şartları malumdur. Kar yağışı bir yandan hayatın olağan akışını olumsuz etkilerken, önümüzdeki ayların verimli geçeceğini müjdelemektedir. Bu bahar bir başka güzellikte olacaktır. Nevruz asırlar boyunca Türk coğrafyalarında birlik, dirlik, barış ve huzuru sembolize eden günün adıdır. Bolluk ve bereketin, dostluk ve kardeşliğin timsalidir. Nevruz bir diriliş adı, doğruluş atılımı, yeni bir güne yürüyüş adımıdır.
Yurt içinde ve yurt dışında televizyon ekranlarından, sosyal medyadan, radyolardan, toplantımızı takip eden aziz vatandaşlarımıza, en kalbi selamlarımı iletiyorum. Cemrenin havaya, suya ve toprağa düşmesine rağmen karlı hava şartlarına ülke olarak maruz kaldığımız hepinizin malumudur. Kar olumsuz etkilerken, diğer yandan önümüzdeki ayların verimli ve bereketli geçeceğinin de müjdesidir. Kar yılı var yılıdır. Barajlar dolmakta, topraklarımız büyük uyanışa hazırlık yapmaktadır. Dün 21 Mart Nevruz Bayramı'nı karşılamanın, kutlamanın heyecanını yaşadık. HDP'nin sözde Nevruz kutlamaları bu yıl da ağır tahriklere sahne olmuştur. Pek çok ilimizde korsan Nevruz programları düzenlenmiş, bölücüler, yasa dışı sol örgütler yine fitne saçmışlar, Türk'ün bahar bayramını gölgelemeye çalışmışlardır.
ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ'NÜN GEÇİŞ ÜCRETİNE GELEN TEPKİLER
1915 Çanakkale Köprüsü'nün açılma amacını Çanakkale Zaferi'nin Atatürk'le değil köprüyle anılmasını iddia eden çürük kafalar, ne Çanakkale'yi bilirler, ne Atatürk'ü bilirler ne de Türkiye'ye sevgi gösterirler. Bunların işleri, yapılan her esere kulp takmak, iftira atmaktır.
1915 Çanakkale Köprüsü'nün açılışından rahatsız olanların kendilerini hemen ele vermeleri dikkatimizi çekmiştir. Birileri hemen nifak üretmeye başlamıştır. Bazı medya organları ve sakat zihniyet sahipleri geçiş ücretini göstererek saldırmışlardır. Diyorlar ki, bu köprü millete yeni bir masrafmış. Hedefleri tutmazsa millet ödeteceklermiş. CHP, vurgun iftirası da attı. O köprüden siz de geçeceksiniz. Bu kadar mı gözünün körleşti, gönlünüz köhneleşti? Madem diyecek iyi bir lafınız yok, susun da adam sansınlar. Köprüden geçmem diyorsanız buyurun denize atlayın. Bunların asıl hazımsızlığı Çanakkale zaferi. Kuyruk acıları var, Çanakkale'nin rövanşını almak istiyorlar ama daha önce yapamadıkları gibi asla başaramayacaklar.
'NEREDE MELANET VARSA TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ ORADA'
Türkiye'nin yükselişine engel olamayacaklar. Önümüze taş koyamayacaklar. Milletimize ve ülkemize hizmet eden, her meslek mensubunun başımız üzerinde yeri vardır ve bu tartışmasızdır. Hiç kimseye peşin hükümlü bakamayız. Bizim kıstaslarımız kriterlerimiz anlayış ölçülerimiz gayet berraktır. Türkiye'ye nefret besleyenler karşı cephemizdir. Hem ihanete çanak tutan, hem terör örgütlerine methiyeler düzen hem de insan haklarından bahsedenler köksüzlerdir. İhanet edene göz yummak günaha ortaklıktır. Türk Tabipler Birliği isimli bölücü yapılanma Türk hekimlerini temsil edemez.
Türk Tabipleri Birliği isimli bölücü yapılanma, namuslu ve vatansever Türk hekimlerini temsil ediyor olamaz 1970'li yıllarda bir dava arkadaşımız Hacettepe'ye telaşla kaldırıldı. Zor ve çetin yıllardı, şehit tabutları birbirini takip ediyordu. Yaralı kardeşimizin ülkücü olduğunu öğrenen birkaç doktor "bu faşiste bakamayız" dedi, dün gibi aklımızda.
Doktorlarımız şifanın ana minvalidir. Sevgi ve saygıya layık Türk hekimlerine tek bir lafımız yoktur. Fakat nerede bir melanet varsa TTB Başkanı ve işbirlikçi yönetimi oradadır. Bunlar bir avuç millet ve devlet muhalifidir. PKK'nın yanında olan, HDP'nin yanından giden bunlardır. Bunlara doktor demek, Tabipler Birliğinin başında 'Türk' isminin bulunmasına sessiz kalmak Türklüğü ve doktorluğa en korkunç bührandır. Bizim, TTB'ye yönelik haklı eleştirilerimiz bu kuruluşa çökmüş 3-5 Türkiye düşmanıyla ilgilidir. Açık açık sesleniyorum. TTB mutlak suretle kapatılmalıdır.
Bunların dışında hiçbir hekim sözlerimize alınmamalı, gücenmemelidir. Muğla'da bir uzman çavuşumuzun hastanede maruz kaldığı kötü muamele bizleri üzmüştür. Sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddetin karşısında olacağız ama askerlerimize yönelik saldırı ve tacizlerin de sonuna kadar karşısında duracağız. TBMM'ye sunulan ve ilgili komisyona havale edilen sağlıkta şiddetin sona erdirilmesi için kanunda değişiklik yapılmasını öngören tasarıyı ön koşulsuz kabul edeceğiz.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI
Barış ve istikrarının kurumsal bir boyut kazanması öncelikli konu başlıklarından bir tanesidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın görüşmeleri, telefon diplomasisi, ülkemizin çekim gücünü artırırken barış özlemlerini de diri tutmaktadır. Dışişleri Bakanımızın yaptığı peş peşe ziyaretler takdir toplamış, barış arayışlarına ivme kazandırmıştır. Ukrayna Cumhurbaşkanı'nın müzakereye hazır olduğunu söylemesi dikkatleri Putin'e çevirmiştir. Dışişleri Bakanımızın açıklamasına bakarsak Rusya ile Ukrayna'nın pozisyonlarında yakınlaşma olduğu anlaşılmaktadır.
Putin'in aklı selim çizgisine gelmesi beklentimiz ve temennimizdir. Ukrayna'da mayınların kablolarının koptuğu ve boğazlara kadar gelebileceği doğruysa Türkiye yüksek tehlike altındadır. Hazırlıklı ve uyanık olmak hayati önemdedir. Karşılıklı enformasyon mücadeleleri gittikçe şiddetlenmektedir. Savaşın kazananın, barışın da kaybedeni olmayacağı pek çok tecrübeyle bilinmektedir. Silahların susma vakti gelmiştir.
'FURKAN VAKFI BARDAĞI TAŞIRMIŞTIR'
Furkan Vakfı bardağı taşırmıştır. Sözde vakfın meczup başkanının İçişleri Bakanımıza yönelik izansız saldırıları, iffetsiz hakaretleri ve hayasız itibar suikastları bizim nezdimizde yok hükmündedir, hatta ayaklarımızın altındadır. Bu din tacirlerinin kanunsuz eylemlerine şerefli Türk polisi zamanında müdahale etmiş, devletin hükümranlık vasfı isabetle gösterilmiştir. Sayın Süleyman Soylu, soy ismi gibi soyludur ve görevini layıkıyla yerine getirmiştir. Türk polisi görevinin gereğini yapmış, Emniyet teşkilatımızı kutluyor Adana'da görev yapan polislerimizin tertemiz alınlarından öpüyorum."